AKP ‘Evet’ için yeniden ‘Kürt paketi’ peşinde
Erdoğan ve hükümet yeniden PKK ile dolaylı yollardan mesaj alıp veriyor; "bitirilen diyalog sürecini yeniden başlatalım, önceden konuştuğumuz gibi Sabri Ok Türkiye’ye gelsin’’ diye pres uyguluyor.
Tuncay DOĞAN
"Şubat’ın ilk haftasıydı. Ankara’dan konuştuğum deneyimli bir gazeteci direkt lafa girdi. ‘Herkes Kandil’e yönelik geniş bir askeri operasyon konuşuyor ama…’ Ama’sını merak etmiştim doğrusu. Devam etti: ‘Ama kulislerde başka bir dedikodu dolaşıyor. Askeri operasyondan çok, PKK’den üst düzey 2 ismin Türkiye’ye verileceği konuşuluyor.’’
Daha önce çok ‘üst düzey PKK’li’’nin Türkiye’ye teslim edildiğini bildiğim için çok önemsemedim doğrusu. Çünkü bir şekliyle PKK’den ayrılıp Irak Kürdistan Federal Bölgesi’nde yaşamak zorunda olan kişilerle bazen direkt MİT vasıtasıyla, bazen Barzani aracılığıyla ilişkiye geçiliyor ve bu kişilerden en çaresizleri Türkiye’ye getiriliyordu. Bunun adı da ‘Barzani teslim etti’ oluyordu.’
***
Ahmet Takan, 24 Şubat tarihli Yeni Çağ gazetesindeki köşesinde yukarıdaki "Ankara kulisini’’ açıkladı. "Barzani’nin hediye paketinde Sabri Ok mu var’’ başlıklı yazısında Takan şu iddialarda bulunuyor: "Ankara'nın derin kulislerindeki ciddi bir iddiayı da, ‘Barzani, Erbil'den çok önemli bir PKK'lı ismi paketlemiş Ankara'ya gönderiyormuş.’ diye okurlarımıza aktarmıştım. Şimdi sıra oraya geldi. Ankara'daki güvenlik ve istihbarat koridorlarında, Barzani'nin paketleyip Türkiye'ye gönderdiği/teslim ettiği teröristin, Kandil elebaşlarından Sabri Ok olduğu konuşuluyor.‘‘
Dün Türkiye’ye gelerek görüşmelerde bulunan Barzani, gerçekten bir "paket’’ getirdi mi, getirdiyse bu "pakette’’ ne var?
Aşağıdaki fotoya iyi bakınız. 23 Temmuz 2013. Yer Hewler (Erbil) Kürt Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi’nin toplantısı. Divanda oturan iki kişi bu "paket’’ meselesinde önemli. Ortada oturan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, sağ yanında ikinci sırada oturan kişi ise KCK Başkanlık Konseyi Üyesi Sabri Ok.
Yani Sabri Ok öyle iddia edildiği gibi fırsatı yakalandığında "paketlenip’’ Türkiye’ye hediye edilecek bir kaçak değil. KCK gibi bir hareketin siyasi temsilciliğini yapıyor ve Barzani ile aynı divanda oturuyor.
Hem Barzani, neden siyasi yaşamını riske edecek ve liderliğini bitirecek böyle bir "paket’’ olayına imza atsın? Bir Kürt lider neden böyle kriminal bir yönteme başvursun? Sabri Ok’un "paketlenmeye’’ ihtiyacı yok. Gerektiğinde Barzani ile bir diplomat olarak zaten buluşuyor ve konuşuyor. Barzani, muhatabını neden etik olmayan yöntemlerle "Erdoğan’a hediye etsin.’’
O zaman işin özü ne? Neler oluyor?
Biraz daha gerilere gidelim. Erdoğan’ın "analar ağlamayacak’’ dediği döneme. Yani "Diyalog Süreci’’nin ilk aylarına. Daha Oslo Görüşmeleri "patlamamış’’, Ankara-Kandil arasında görüşmeler yapılıyordu.
PKK, önce dağdan bir grup üyesini "Barış Grubu’’ olarak Türkiye’ye gönderdi. Bunu Avrupa’dan başka bir grup izleyecekti. Hazırlıkların yapıldığı medyaya sızıyordu. Bitmedi! PKK yönetiminden ‘bazı kişiler’’ de Türkiye’ye gelerek, süreci yönetecekti. Yine bitmedi! PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kaldığı İmralı Adası’nda yeni bir bina yapılacak, bu kapsamda Öcalan’a bağlı bir "Sekreterya’’ oluşturulacak ve bu "Sekreterya’’ dağdan gelen PKK yöneticileriyle koordineli bir çalışma yürütecekti.
Ve bilin bakalım dağdan gelerek süreci ilerletmesi istenen isim kimdi? Evet, Sabri Ok’tan başkası değildi. Ankara-Kandil arasındaki görüşmelerde, Ok’un Türkiye’de görevlendirilmesi konuşulmuş ve karara bağlanmıştı.
Sonra ne oldu? Çok detaya girmeye gerek yok. Diyalog Süreci bitti, Dolmabahçe Mutabakatı hiç olmamış sayıldı ve Erdoğan "topyekün savaş’’ talimatı verdi. Gerisini biliyorsunuz; Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak…
***
Gelelim yeniden "paket’’ iddiasına. Bana sorarsanız ortada paket maket yok. Ya ne var? Söyleyeyim. Referandum öncesi Kürtlerin kızgınlığını yatıştıracak, öfkesini dindirecek ve "acaba yeniden görüşmeler mi yapılıyor’’ diye sordurtacak bir ortam sağlanmaya çalışılıyor. Kürtler beklenti içerisine sokulacak, "evet’’ demese bile "nötr’’ kalarak "boykot’’ edecek ve böylelikle Erdoğan halen riskli gibi görünen referandumu kurtaracak.
Bu kadar mı? Hayır, yine bana sorarsanız Erdoğan ve hükümet yeniden PKK ile dolaylı yollardan mesaj alıp veriyor ve bitirilen "diyalog sürecini yeniden başlatalım, önceden konuştuğumuz gibi Sabri Ok Türkiye’ye gelsin’’ diye pres uyguluyor. Bu presin aracı kanalı ise Barzani.
PKK ise bunun referandum öncesi bir kandırmaca girişimi olduğunu görerek hayır diyor. Hükümetin ve Erdoğan’ın zor durumda olduğunu hesaplayarak sadece bu prese "hayır’’ demiyor, referanduma da kırmızı kart gösteriyor. Kırmızı kartı gören Erdoğan ve hükümet de yıllar önce konuşulan ama hayata geçirilmeyen projeye ‘kriminal’ bir boyut kazandırarak, olmuş bitmiş özel bir operasyon gibi sunmaya çalışıyor. Ama ortada ne operasyon var ne de ‘paket.’
Hükümet şimdi bir tarafta Nusaybin’de olduğu gibi sivillere saldırıyla ve tutuklamalarla, diğer tarafta Kandil’i neredeyse günlük olarak havadan bombalayarak, PKK’yi yeniden "diyalog’’ sürecine mecbur etmek istiyor. Başika’daki askeri üsse, Sincar’a daha yakın Zumar’da da yeni bir üs ekleyerek, baskısını artırmayı hedefliyor. "Ya benim kurallarıma gelirsin ya da saldırıları artırırım’’ mesajı veriyor.
Ankara ve İstanbul’da kapalı kapılar ardında Barzani’yle konuşulan da bence bu ve bunun detayları. Ve bu sadece Barzani’yle konuşulmuyor. Ahmet Türk’ün dün Haber Türk’te yayınlanan "hendekler hataydı, barışın zamanı olmaz, yeniden ortak akıl oluşturalım’’ yönlü röportajı da doğrusu manidar. O da başka yazıya kalsın isterseniz…