Bir kupanın gölgesinde…

Bir kupanın gölgesinde…
Kanserden erkenden ölmese, bugün 82 yaşında olabilirdi Bobby Moore. Yeşil sahaların gördüğü Sir’lerden biriydi. Belki de bu oyunun gördüğü en büyük şövalyeydi.

UEFA’nın yeni oyuncağı Avrupa Konferans Ligi. “Yaşlı Kıta”nın genç turnuvası, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nden sonra üçüncü mevkide yer alıyor. Gelecek sezon Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın ülkemizi temsil edeceği organizasyonun finalinde Fiorentina’yı deviren West Ham zafere ulaştı. Batı Londralılar böylece bir ömür sonra Avrupa’da kupa kaldırdı.

Müsaadenizle geçmişe dönmeli, bu kült camianın en büyük kahramanını biraz irdelemeli.

Kimi zaman yazmak çok zor. Hele futbolla kurduğunuz bağın esbab-ı mucibesinin en çok sevdiklerinden birini anlatmaya yeltenirseniz, yapboz tahtasında raks ediyorsunuz. Duygular birbirine karışıyor, kahramanınızla kahramanınızın kahramanı birbirinin içinde kayboluyor…

ALTIN KAPTAN

Kanserden erkenden ölmese, bugün 82 yaşında olabilirdi Bobby Moore. Yeşil sahaların gördüğü Sir’lerden biriydi. Belki de bu oyunun gördüğü en büyük şövalyeydi.

adsiz-tasarim-14.jpg
West Ham kaptanı Bobby Moore bir maçta takımını sahaya çıkarırken…

12 Nisan 1941’de dünyaya merhaba diyen Bobby, 15’inde West Ham United saflarına katılıyordu. Bir taraftan da kriket oynayan sarı saçlı çocuk, 17’sinde Londra kulübünün savunmasının ortasına yerleşiyordu. Çok hızlı değildi, hava toplarının da bir numaralı hâkimi değildi. Ancak öyle sezgileri vardı ki… Daha top gelmeden pozisyonunu alıyor, oyunu abilerinden çok daha iyi okuyor, takımını bir orkestra şefi gibi yönetiyordu. Akıl almaz zamanlaması da cabasıydı…

Çok değil, 21’inde millî formayla tanışıyordu altın çocuk. Lima’da Peru’yu parçalayan İngiltere’nin defansının göbeğine yerleşen Moore, 1973’e kadar değişilmez olacaktı. 1962 Dünya Kupası’nın çeyrek finalinde Brezilya’yı yenilen Adalılar, ertesi sene en genç milli takım kaptanıyla müşerref oluyordu. Daha 22 yaşında olan velet, büyüklerinden rol çalmıştı.

HEP WEMBLEY’DE TAÇLANDI

1964’te Federasyon Kupası finali için Wembley’e ayak basan West Ham’ın da dümeninin başında o vardı. Preston North End’i 3-2 yenen Londralılar mutlu sona ulaşırken, o futbolun mabedinin şeref tribününe merhaba diyordu. Testis kanserine de çalım atan Moore, yıla damgasını vuruyordu.

Dünyanın en eski futbol organizasyonun şampiyonu sıfatıyla Kupa Galipleri Kupası’na katılan Batı Londralılar, finale yürüyerek gitmişti. Zira o senenin finali Wmebley’deydi. Alan Sealey’in golleriyle 1860 Münih’i deviren İngilizler, mutlu sona ulaşmıştı. Söylemeye gerek yok, Moore yine şeref tribününde kupa kaldırıyordu. 58 yıl sonra West Ham, benzer bir başarıya imza attığında da akıllara yine o geliyordu.

pbby-ziayvo.jpg
West Ham’ın unutulmaz kaptanı Bobby Moore kupalarla...

1966 Dünya Kupası’nı düzenleyen İngiltere, kaptanın kriket günlerinden de takım arkadaşı olan Geoff Hurst’ün hat-tricki ile Almanya’yı devirerek zafere ulaşıyordu. Kraliçe Elizabeth’in Jules Rimet Kupası’nı teslim ettiği Moore, başta bir zamanlar üzerinde güneş batmayan imparatorluk olmak üzere dünyanın birçok yerinde bir ikon olmuştu. O kıpkırmızı formayla arkadaşlarının omzunda elindeki Dünya Kupası ile fotoğraflanan kaptan, yeryüzünün dört bir köşesinde duvarları süslüyordu.

1968 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın yarı finalisti, alemin kralı unvanını korumak için Meksika’nın yolunu tutmaya hazırlanırken, 1970 Mayısı’nda Kolombiya’dan gelen bir haber, Ada’yı kavuruyordu; Bobby Moore mücevher çalmıştı. İngiltere tarih boyunca diplomasi masasında gösterdiği hünerleri sergilese de kaptanlarını nezaretten kurtarmaları dört günlerini almıştı. Kafileyle birlikte olan gazeteciler olayı yazmazken, Güney Amerika kaynaklı yayınlar abalıya vuruyordu. Belki Ramsey’in Arjantinliler için 1966’da kullandığı hayvanlar ifadesinin faturası kesiliyordu. Oyunculardan Jeff Astle da uçak korkusundan kendisini alkole verince, Meksika gazetelerinden biri manşeti patlattı: “Hırsızlar ve sarhoşlar takımı.”

adsiz-tasarim-15.jpg
1966 Dünya Kupası finali sonrası. Aynı zamanda İngiltere’nin kaptanı olan Moore omuzlarda. Bu kare İngiliz futbol tarihinin en ikonik fotoğraflarından biri…

Dava dosyası 1972’de kapansa da Kolombiyalar savunma oyuncusunun yanlış bir şey yapmadığına hükmetmişti. Zengin bir adamdı, o dükkânı satın alabilecek parası vardı ya neyse.

Dünya Kupası’na bu tatsızlığın gölgesinde gelen İngiltere, çeyrek finalde Almanya’ya yenilerek Avrupa’ya dönmüştü. Grup aşamasında Brezilya’ya karşı 1-0 yitirdikleri mücadelede kaptanın sergilediği oyun ayakta alkışlanmış, Pele Moore’u kendisine karşı oynamış en iyi savunmacı ilan etmişti.

14 Kasım 1973’te İtalya’ya karşı son kez milli formayı terletmişti kaptan. 90 defa kaptan olarak sahaya çıktığı İngiltere serüveninde 108 kez sahne almıştı. Ertesi yıl Fulham’a giden Moore, yetmişlerde Amerika’ya gidip küpünü dolduranlar kervanına dahil olmuştu.

1981’de Zafere Kaçış’ta da sahne alan futbolcunun dünyanın en iyi savunma oyuncusu olduğunu iddia eden Sir Alex Ferguson, Franz Beckenbauer ve Pele’ye kulak vermeli. İskoç futbol tarihinin en büyük ikonlarından Jock Stein’ın “Ona karşı bir kural olmalı, sahada olacakları 20 dakika önceden biliyor” dediği Moore’un giydiği 6 numaralı forma, yıldızın ölümünden 15 yıl sonra West Ham tarafından emekli edilmişti.

Rahmetli babamdan her fırsatta dinlediğim oyunculardan biriydi kaptan. Kim bilir peder, vücudunu saran kanser illeti yüzünden özellikle ona sarılmıştı. Bu satırların yazarının en büyük kahramanı, hasta yatağında televizyon seyrederken acı haberi aldığında ağlamış; belki de kendisi de yolun sonuna geldiğini o anda idrak etmişti. Şimdi, ölümünün 30. yılında West Ham’in Avrupa’da taçlanmasıyla, Sir Bobby Moore’ı anmak da oğluna kaldı.


Ali Murat Hamarat: Spor tarihçisi, spor yazarı. BirGün gazetesi yazarı. İstanbul Üniversitesi'nde hukuk okuyup bir dönem asistanlık yaptıktan sonra gazeteciliğe Taraf'ta başladı. Eurosport'un internet sitesinde genel yayın yönetmenliği yaptı. Radyo ve televizyona programlar hazırladı. 2017'den beri Tarih Dergisi'nde yayın kurulu üyesi.

Öne Çıkanlar