Kobani’de Ramazan Bayramı’nın ilk gününde hüzün de sevinç de vardı.
2014 yılının 15 Eylül günü IŞİD’in ağır saldırılarla yöneldiği Kobani, 5 Ekim’e gelindiğinde yok olmayla karşı karşıya kalmıştı. Mürşitpınar Gümrük Kapısı’nda sıkışan, IŞİD havanları arasında yok olmayla karşı karşıya kalan binlerce Kobanili, 2015’in Ocak ayında ise herşeyi tersine çevirmeyi başarmıştı. 26 Ocak 2015’te ise Kobanililer, emsallerinden farkı olmayan devasa bir direnişle IŞİD’i topraklarından çıkarmayı başarmıştı.
Dünya, Kobani direnişini ayakta alkışladı, hayranlıkla IŞİD karşısında direnen bu küçük kentin Suriye’nin, hatta Ortadoğu’nun kaderini değiştirmesini izledi.
IŞİD yine vazgeçmedi. 2015’in 22 Haziran günü Kobanililer devasa direnişten sonraki ilk özgür bayramlarına hazırlanırken IŞİD’liler –ki bir kısmının Türkiye üzerinden Kobani’ye geçtiği iddia edildi– kente gizlice girip neredeyse tümü sivil, aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 300’e yakın Kobaniliyi katletti. Saldıranlar kısa sürede etkisiz kılındı da Kobani yeni bir yara almaktan, bir bayrama daha hüzünle girmekten kurtulamadı.
***
Kobanililer buna rağmen yılmadı, iğneyle kuyu kazar gibi kentin inşasına başladılar. Savaşı en ağır yaşayan Kobanililerden zorunlu olarak Türkiye ve Irak Kürdistanı’na göçedenler kısa zamanda artık dünyada adını herkesin bildiği direniş kalelerine dönerek kentlerini ağır aksak da olsa inşa etmeye başladılar. Yıkık binaları onardılar, sokaklara dökecek asfalt bulamasalar da mıcırla döşediler. Evlerini, enkazlardan çıkardıkları tuğlalarla yeniden ördüler. Çoğu kez evlere sürecek sıva-boya bulamadılar, ancak inat ettiler, IŞİD’i kovdukları gibi kentlerini de inşa etmekten vazgeçmediler, vazgeçmiyorlar.
Elbet yardım edenler de oldu. Ancak bu yardımlarla da daha çok hastane ve okullar inşa ettiler.
İşte dün o Kobani’de yeni bir bayramın ilk günüydü.
Kobanililer bayramın ilk gününe, bugünleri kendilerine armağan edenleri unutmayarak başladı. Dört bir tarafı şehitliklerle donanmış, binlerce mezar taşının yükseldiği kentte, ilk olarak katledilen gençlerinin, Kobani direnişini kendilerine armağan eden kadınlarının, erkeklerinin, yaşlılarının mezarlarını ziyaret ettiler. Kobani Şehitliği, mezarlığa akın edenlerle doldu.
Neredeyse herkesin bu mezarlıklarda bıraktığı bir yarası var. Dualar, ağıtlar, gözyaşları bu yaralar içindi...