Netanyahu-Erdoğan; Moskova’da lobi arayışı

Netanyahu-Erdoğan; Moskova’da lobi arayışı
Netenyahu İran’a, Erdoğan Kürtlere karşı destek arayışıyla Moskova’nın kapısında. Moskova ise uluslararası politikada artan rolünün farkında olarak...

Netenyahu İran’a, Erdoğan Kürtlere karşı destek arayışıyla Moskova’nın kapısında. Moskova ise uluslararası politikada artan rolünün farkında olarak rahat.

Mir SAKİ

Başkent Moskova, geleneksel Rus Martruşka Bebeği gibi iç içe giren ilginç uluslararası gelişmelere sahne oluyor. Suriye'de düğümlenen çıkar çelişkilerinin önünü açmak amacıyla İsrail, İran'a, Türkiye de Kürtler'e karşı mücadeleyi kazanmak hevesiyle Moskova'nın kapılarını çalıyor bugünlerde.

Nikita Kruşçev'in BM merkezinde ayakkabısını masaya vurmasından bu yana geçen birkaç on yıllık süreden beri ilk kez bölgesel ve uluslararası sahneye çıkan Rusya'nın ağırlığı giderek artarken, pek çok ülke de diplomatik, askeri ve ekonomik alanlarda Moskova ile yakınlaşmada acele ediyor.

Bazı bakan ve resmi delegasyonların dışında bu hafta ilk konuk İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu oldu.

İsrailli misafir gelmeden de dobra dobra görüşmenin ana temalarından birinin İran'ın Ortadoğu'daki etkinliğinden duydukları rahatsızlığı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile konuşmak olduğunu defaatle vurguladı.

Rusya silahlı kuvvetlerinin Suriye rejimine verdiği desteğe anlayışla yaklaşıyor İsrail. Ancak aynı işin İran tarafından yapılmasına ise fena içerliyor.

Netanyahu, perşembe günü gerçekleştirdiği ziyarette, İran'ın İsrail hakkındaki söylemleri gibi açık ifadeler kullandı Putin'in yanında. Özellikle son bir yolda IŞİD ve El Kaide öncülüğündeki terör örgütlerine karşı ciddi bir mücadelenin verildiğini söyleyen Netanyahu, İslam'ın ‘sünni terör' versiyonuna dikkat çekti ve sözü ‘şii terör' versiyonuna getirdi.

Netanyahu, IŞİD’den sonra terörün İran tarafından ‘şii terör' versiyonu ile  devam ettirilmek istendiğini iddia ederek buna dönük endişelerini anlatmaya koyuldu.

İsrail, askeri, politik ve ekonomik pek çok açıdan Suriye'ye yerleşen İran'ın etkisinin azaltılması yönünde Moskova'da lobi çalışmaları yapıyor.

Bazı uzmanlara göre şimdilerde Batı dünyası ile ilişkileri geliştirmeye çabalayan Rusya, yine de direkt olarak Tahran'ın bölgedeki etkisini kırmaya yeltenmeyecektir. Bu yöndeki nüfuzunu denge yönünde kullanması kuvvetle muhtemel  Kremlin'in.

Ancak Moskova'nın yıllardan beri İran ile ilişkilerini oldukça şeffaf bir platformda yürüttüğü gözleniyor.

Başta İsrail olmak üzere Batı dünyasının tüm telkinlerine rağmen Rusyalı uzmanlar, Büşera'daki nükleer enerji tesisi tamamladı.

Netanyahu'nun Moskova'ya gerçekleştirdiği ziyaret serilerine rağmen savunma sistemleri olan S 300'lerin teslimatı yönündeki yükümlülükler de yerine getirildi.

Bu silahların denemeleri başarılı bir biçimde İran'da yapıldı uzak olmayan zamanlarda.

KÜRT KARŞITLIĞINDAKİ ‘BEKA SORUNU’

Benjamin Netanyahu'dan sonra Ortadoğu'daki gelişmelerden muzdarip diğer bir lider Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Moskova'da bekleniyor.

Ortadoğu'daki politikaları, Körfez ülkelerinden gelen sıcak para ve Kürt karşıtlığı temeline dayanan Erdoğan, Batı dünyasında yaşadığı tecrit ile bir türlü önleyemediği Kürt gelişimi karşısında Putin'in desteğini arayacak bir kez daha.

Rusya-Türkiye İşbirliği Konseyi Altıncı Toplantısı'na katılmak için Moskova'da bulunacak olan Erdoğan ve beraberindeki sekiz bakan, uçak krizi ile bozulan ilişkileri onarmaya çabalayacak.

Gözlemcilere göre yeni doğalgaz boru hattı, Akkuyu Nükleer Santrali inşaatı gibi projelerin yanı sıra sezon başlangıcı dolaysıyla Rusyalı turistlerin Türkiye'de tatil yapmaları hususlarına ağırlık verilecek.

İçeriği henüz net olmamasına rağmen, zaman zaman S-400 savunma sistemleri isminin geçtiği bir silah alış verişi teması da konuşulacak taraflar arasında.

Geniş bir zamana yayılacak olan iki ülke arasındaki ekonomik ve askeri işbirliğinin dışında Ankara'nın büyük umut bağladığı konu Suriye'de içine düşülen sıkışıklığın giderilmesinde Moskova'nın acil yardım yollarını zorlamak.

‘Beka Sorunu' olarak AKP ideologları tarafından dile getirilen sıkışıklık da Kürtlerin Suriye'de bir statüye sahip olmaları gerçeği.

Türkiye, herhangi bir Kürt oluşumunun engellenmesi amacıyla her türlü tavize razı olacak gibi görünüyor.

Türkiye'nin kurtuluş savaşındaki katkısı ile Cumhuriyet dönemindeki sanayileşmesinde cömert Rusya yardımlarını alan Ankara'nın yine de yönünü Batı'ya, sırtını kendilerine döndüğünü bilen Moskova'nın ihtiyatlı davranması için yeterince sebep var aslında.

Üçüncü tarafların karşıtlığını kovalama yerine Erdoğan ve ekibi Moskova ile daha perspektifli görüşmeler de yapabilirdi.

Tüm ısrarlarına rağmen Batı dünyasından ilgi görmeyen Erdoğan ve ekibinin geçtiğimiz yıl bu zamanlar ‘dayılandıkları' Vladimir Putin'in kapısına gelmeleri tarihin bir ironisi.

Öne Çıkanlar