Tetikte olmak zorundayız

Can DÜNDAR

ARTI GERÇEK- Son bir haftada söylenen üç cümleyi altalta yazacağım ve bunları aklımıza yazıp teyyakkuzda olmamız çağrısı yapacağım:

İlk cümle Erdoğan’dan:

"Daha neler olacak neler" dedi Cumhurbaşkanı…

Bu sadece, bir muhalefet liderine yönelik bir açık tehdit değil, aynı zamanda hazırlanan komplonun habercisiydi…

İkinci cümle Korkut Eken’den:

"Devlet stratejisine göre kirli işlerde, devlet görevlisi yerine eleman kullandıklarını" açıkladı eski Özel Harekât eğitmeni…

Ve nihayet üçüncü cümle Sedat Peker’den:

"Geçmişteki Gaziosmanpaşa saldırısından çok daha büyük bir eylem yapıp ülkede kaos çıkarma planları var. Bir Cemevi’ne saldırı planlıyorlar" dedi, organize suç örgütü lideri…

Hatırlattığı 12 Mart 1995’teki Gazi saldırısı, tam da Korkut Eken’in söz ettiği, "bu tür olaylarda devreye giren elemanlar"ın işiydi. O "eleman"lar, Alevi yurttaşların yoğunlukla yaşadığı Gazi mahallesindeki dört mekânı otomatik silahlarla taramışlar, sonra öfke sokağa taşınca bu kez yine otomatik silahlarla halkın üzerine ateş açıp 22 kişinin ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına yol açmışlardı.

Ardından patlayan Susurluk skandalı sayesinde, devlet adına suç işleyen elemanların Gazi katliamında başrolde olduklarını öğrendik.

Şimdi de Ali Kemal Erdem’in Independent’taki haberinden de öğreniyoruz ki, Peker’in tweet’inden bir gün önce, Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Celal Fırat’a, "dost çevrelerden", Cemevi giriş çıkışlarında dikkatli olma uyarısı yapılmış.

İç ve dış siyasette, ekonomide, sağlık politikalarında köşeye sıkışan iktidarın, tıpkı Haziran 2015’teki seçim yenilgisinden sonra olduğu gibi, ülkeyi krize sürükleyip provokasyonlarla gücünü korumaya çalışacağı tezi sıkça dile getiriliyor. Bahsettiğim üç demeci alt alta okuyunca, bunun bir tez değil, çok kuvvetli bir ihtimal olduğu anlaşılıyor. Saray "daha neler neler" planlıyorsa, buna karşı şimdiden önlem almak, muhtemel provokasyonlara karşı hazırlıklı olmak, kaos halinde yanyana durmak, hayati önemde… Muhalefet ittifakı, kaos planı uygulamaya konmadan, "eleman"lar devreye sokulmadan, acilen biraraya gelip "Kaygılanmayın. Buradayız, birlikteyiz" mesajıyla halkta güven duygusu yaratmak zorunda. Yoksa yaratılan bu korku iklimi, sadece Saray’a yarar.