2019’a kadınların ‘ölmek istemiyoruz’ isyanı damga vurdu

2019’a kadınların ‘ölmek istemiyoruz’ isyanı damga vurdu
Son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olan 2019'a Emine Bulut'un 'ölmek istemiyorum' isyanı damga vurdu. Kadınlar cephesinde bu yıl yaşananları ve hükümetin politikalarını derledik.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- 2019 yılı kadın cinayetleri ile başladı, son on yılın en fazla kadının öldürüldüğü yıl olarak da kapanacak. Ama kadınlar, OHAL’den bu yana yasak olan sokak gösterilerini tanımayarak, en direngen kesim olmayı da sürdürüyor. Türkiye’de kadınlar, bütün yıl boyunca sokaklardan çekilmedi. Dünyada ise 8 Mart’ta yapılan kadın grevleri yıla damgasını vurdu. 

Türkiye’de ve dünyada 2019 yılında kadınlar cephesinden öne çıkan gelişmeleri derledik. 

2019, SON 10 YILDA EN FAZLA KADININ ÖLDÜRÜLDÜĞÜ YIL OLDU

2019 yılı son 10 yılda en fazla kadın cinayeti işlenen yıl oldu. Anıt Sayaç’ın (http://anitsayac.com/) verilerine göre, 27 Aralık itibariyle katledilen kadınların sayısı 407. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre ise son 5 yılda 1 milyon 15 bin 337 kadın şiddet uğradı. 1890 kadın yaşamını yitirdi. Kadınlar, yine büyük çoğunluk en yakınındaki erkekler tarafından öldürülürken, birçoğunun devlet tarafından "korunmadığı" ortaya çıktı. 

2019, akademisyen Ceren Damar’ın katledilmesiyle başladı. 

Ankara Çankaya Üniversitesinde Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar, sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından 2 Ocak günü silahla vurularak öldürüldü. Davanın ilk duruşmasında Hikmet’in avukatı Vahit Bıçak, "Müvekkilim cinsel saldırı suçunun mağduru olmuştur" iddiasında bulundu ve meşru müdafaa savunması yaptı. Bıçak’ın bu sözleri, kamuoyunun büyük tepkisini çekti. Sanık Hikmet, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor. 

TRANS KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

9 Ocak’ta da İzmir'in Konak ilçesinde bir polis, trans kadın Hande Şeker’i silahla vurarak öldürdü. 

EMİNE BULUT'UN ‘ÖLMEK İSTEMİYORUM’ ÇIĞLIĞI

Kırıkkale'de 38 yaşındaki Emine Bulut, 18 Ağustos günü eski eşi Fedai Baran tarafından kızının gözü önünde bıçaklanarak öldürüldü. Bulut'un "Ölmek istemiyorum" feryadı, kadınların şiddete karşı mücadelesinde sloganlaştı. Emine Bulut için günlerce birçok kentte eylemler yapıldı. Fedai Varan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 

AKP'Lİ VEKİLİN EVİNDE ŞÜPHELİ ŞEKİLDE ÖLEN NADİRA KADİROVA

Özbek Nadira Kadirova, bakıcı olarak çalıştığı AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal'ın Ankara'daki evinde şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Kadirova’nın Ünal’ın silahıyla intihar ettiği iddia edilirken, soruşturma sürüyor. 

23 KEZ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMASINA RAĞMEN DEVLET KORUYAMADI

Eskişehir'de boşandığı eşi Yalçın Özalpay'ın satırlı saldırısı sonucu ağır yaralanan Ayşe Tuba Arslan, 44 gün süren yaşam mücadelesini 1 Aralık’ta kaybetti. Arslan’ın eski eşine yönelik 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi Güleda Cankel, Zafer Pehlivan tarafından öldürüldü. Pehlivan'ın cinayet öncesi gözaltına alındığı fakat 'şehri terk et' denilerek serbest bırakıldığı ortaya çıktı.

EVİNİN ÖNÜNDE KATLEDİLEN CEREN ÖZDEMİR

Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Ceren Özdemir, 3 Aralık'ta evinin önünde hiç tanımadığı biri tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Ceren’i öldüren Özgür Arduç, duruşmada "akli dengem yerinde değil" savunması yaptı. Ceren Özdemir’in katledilmesi toplumda infial yarattı. 
Tepkiler üzerine Adalet Bakanlığı, "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması Genelgesi" yayımladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "Kadına şiddet uygulayan kişi adli kontrolle serbest bırakılıyor. Ben buna tahammül edemiyorum" açıklaması yaptı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HEDEFTE

Öte yandan, kadın cinayetlerine karşı önlemler içeren ve kadınların önemli bir kazanımı olarak görülen İstanbul Sözleşmesi, AKP iktidarının hedefinde. AKP’ye yakın bazı gazetelerin sık sık "yuva yıkıyor" diyerek kaldırılması çağrısı yaptığı İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan "Muhafazakâr camianın rahatsız olduğu hükümler var. Eleştiriler duyuyorum" yorumu geldi. Erdoğan, 2 Haziran günü yaptığı konuşmada da, "İstanbul Sözleşmesi nas değildir, fesh edilebilir" dedi.

Tartışmayı ilk başlatan Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, "Toplumu bir felakete ve uçuruma sürükleyen, haneleri birbirinden ayıran İstanbul Sözleşmesi derhal feshedilmelidir" demişti. Memur-Sen de Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi için Meclise çağrı yaptı. 

ŞULE ÇET DAVASI

2019’da, kadın cinayetlerine karşı mücadele sonucu adil kararlar alınabileceğini gösteren örnekler de yaşandı. Ankara’da geçen yıl bir plazanın 20. katından atılarak öldürülen Şule Çet davasında 4 Aralık günü karar açıklandı. Mahkeme, sanık Çağatay Aksu'ya müebbet hapis ve 12 yıl 6 ay hapis, Berk Akand’a da 18 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Her duruşmasına geniş katılım olan dava, kadın cinayetlerine karşı mücadelenin simgesi haline geldi. Mahkemenin kararı, kadın mücadelesinin kazanımı olarak değerlendirildi. 

KADIN CİNAYETLERİNE İNDİRİM, ÖZSAVUNMAYA AĞIR CEZA

Kadın cinayetlerinde "iyi hal" indirimleri uygulanırken, kadın örgütlerinin "erkek yargı" diyerek eleştirdiği adalet sisteminde özsavunma hakkını kullanan kadınlara ağır cezalar verildi. 

Kendisine sistematik şiddet uygulayan Nurettin Gider’i öldürmekten müebbet hapis cezasına çarptırılan Nevin Yıldırım’ın cezası Yargıtay tarafından onandı. Karar öncesi kampanya yürüten kadın örgütleri, Nevin’in meşru müdafaa hakkını kullandığını belirterek, cezanın bozulmasını istedi. Yargıtay’ın kararı Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çeşitli kentlerde protesto edildi. 

Bursa'da kendisine sistematik şiddet uygulayan kocasını öldüren İpek Tuncer'e de 18 yıl 4 ay hapis cezası verildi.

Bir yıl önce Antalya'da kendisine şiddet uygulayan Cengiz Aydın'ı özsavunma hakkını kullanarak öldüren N.S’nin 15 yıl hapis istemiyle yargılandığı dava devam ediyor. 

3 kadının tatil için gittikleri Kuşadası’nda kendilerini taciz eden erkeğe fırlattıkları terlik "silah" sayıldı. Taciz soruşturması açılmazken, silah sayılan terlik için kadınlara dava açıldı.

Amasya'nın Merzifon ilçesinde eşinin şiddetine maruz kalan bir kadın, eşine ait oto yıkamacı dükkanına molotofkokteyli attı. 

Özsavunma hakkını kullandığı için hapis cezası verilen Name Öztürk, 3 yıllık tutukluluğun ardından istinaf mahkemesince tahliye edildi.

İtalya'da 19 yaşındaki bir kadın kendisine şiddet uygulayan babasını öldürdü. Davada genç kadının kendini savunma amaçlı hareket ettiğine hükmedilerek, daha önce verilen ev hapsi cezası düşürüldü.

Hindistan'da bir grup kadın tecavüzcü bir erkeği kaçırarak, fidye istedi.

KADINLAR SOKAKLARI TERK ETMEDİ

OHAL’den bu yana neredeyse tüm sokak gösterilerinin yasak olduğu Türkiye’de, kadınlar bu yıl da yasakları tanımadı. 8 Mart, 25 Kasım gibi takvimsel günlerin dışında öldürülen kadınların, istismara uğrayan çocukların hesabını sormak, nafaka gibi kazanılmış haklarına sahip çıkmak ve tüm dünyada olduğu gibi tecavüze karşı Las Tesis dansıyla sokaklara çıktılar.

14 ŞUBAT: AŞKIN KANUNUNU YENİDEN YAZALIM


Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu, "14 Şubat Sevgililer Günü'nü" kitlesel yürüyüşle protesto etti. İstanbul Beşiktaş’ta yapılan eylemde, "Alınan hediyeler, verilen sözler, şaşaalı kutlamalar değil; özgürlük ve eşitlik istiyoruz" mesajı verildi. İzmir’de kadınlar, "Öldüren sevgi istemiyoruz", Samsun’da ise "Aşkın kanununu yazıyoruz yeniden" sloganıyla eylemler yapıldı. 

8 MART: KRİZE, ŞİDDETE VE EŞİTSİZLİĞE KARŞI GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZ

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, ülke genelinde mitingler ve çeşitli etkinliklerle kutlandı. Kadınların bu yılki 8 Mart sloganı "Krize, şiddete, eşitsizliğe karşı gücümüz birliğimiz" oldu.
8 Mart kutlamalarının merkezi, her yıl olduğu gibi İstanbul Taksim’deki gece yürüyüşü oldu. On binlerce kadının katıldığı 17. Feminist Gece Yürüyüşüne polis saldırdı. Ertesi gün, "kadınlar ezanı protesto etti" iddiasıyla kadınlara yönelik kara propaganda yürütüldü. 

Feminist gece yürüyüşleri, Ankara, İzmir, Kocaeli, Uşak ve Kayseri’de de yapıldı. 

Dünyadaki 8 Mart eylemlerine ise İspanya grevi damgasını vurdu. İspanya'da kadın grevine 5 milyon kişi katıldı. 

İtalya’da ise "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" diyerek greve çıkan binlerce kadın sokakları doldurdu. 

Almanya’nın başkenti Berlin’de, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü resmi tatil olarak kutlandı.

Filipinler’de kadınlar, tecavüzle ilgili şakalar yapan başkan Rodrigo Duterte’yi protesto etmek için başkanlık sarayına yürüdü.

Dünyada 8 Mart dışında öne çıkan gelişmeler şunlar oldu:

-İspanya'da kadın futbolcular, 22 Ekim'de aldıkları grev kararını uygulamaya koydu.

-Avustralya’da kadın futbolcular yürüttükleri mücadele sonunda, eşit maaş, reklam gelirlerinin eşit dağılımı, seyahatlerde kadınların da 'Business Class'da yolculuk edebilmeleri gibi haklar elde etti.

-İsviçre’de kadınlar, erkeklerden yüzde 20 oranında daha az kazanmaları nedeniyle 28 yıl aradan sonra "Eşit işe eşit ücret" talebiyle 14 Haziran günü ülke genelinde greve çıktı.

-Fransa'da Macron hükümetinin halkı yoksullaştırma politikalarına karşı haftalarca sokakları terk etmeyen Sarı Yelekliler'den kadınlar ayrı bir eylem gerçekleştirdi. Toulouse'de yüzlerce Sarı Yelekli kadın, "eşitlik" ve "adalet" istedi. 

-Hindistan'ın Kerala eyaletinde yaklaşık 5 milyon kadın, cinsiyetçi yasakları protesto etmek için 620 kilometrelik kadın zinciri oluşturdu.

-Arjantin'de "Ni Una Menos (Bir Kadın Daha Eksilmeyeceğiz)" hareketinin yıl dönümü dolayısıyla kadınlar ve LGBTİ'ler 6 Haziran günü sokaklara çıktı. On binlerce kadın ve LGBTİ, şiddete son verilmesi, yeni Gebeliğin Gönüllü Sonlandırılması yasasının onaylanması ve Kapsamlı Cinsel Eğitim yasasının uygulanmasını istedi. 

-Hollanda'da çocukken tecavüze uğrayan 17 yaşındaki Noa Pothoven, yaşadığı tramvaya dayanamadığını söyleyerek ötanazi programı çerçevesinde kendi yaşamına son verdi.

-ABD'nin Alabama eyaletinde kürtajı yasaklayan yasa tasarısı kabul edildi. 

25 KASIM: BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınların her türlü şiddete karşı seslerini yükselttikleri gün oldu. 

İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde yapılmak istenen yürüyüşe Beyoğlu Kaymakamlığı önce izin vermedi, tepkiler üzerine yasak kararını geri çekti. Akşam saatlerinde Tünel Meydan’da "Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok" diyerek bir araya gelen binlerce kadın, İstanbul Barosu'nun önüne yürüdü. Buradaki açıklamanın ardından barikatı aşarak yürüyüşe devam etmek isteyen kadınlara polis, biber gazı ile saldırdı. 

Çok sayıda kentte de sokak gösterileri dahil çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bazı kentlerde eylemler yasaklandı. 


25 Kasım dolayısıyla yapılan etkinlikler arasında Anarşist Kadınlar’ın dikkat çeken eylemleri oldu. Anarşist Kadınlar, kadın cinayetlerini meşrulaştıran haberleri nedeniyle ATV ve Sabah'ı protesto etti. Bir başka eylemleri ise evlendirme dairesi önünde yapıldı. Kadınlar, "Bizleri evlilikle aileye kapatmaya çalışan evlilik kurumları ve bu kapatılmayı meşrulaştıran Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kapatılsın" dedi.

ENTERNASYONAL KADIN MÜCADELESİ LAS TESİS İLE SÜRDÜ


Son birkaç yıldır daha fazla enternasyonalleşen kadın mücadelesinin bu yıla damgasını vuran örneği Las Tesis dansı oldu. 

Şilili feminist bir kolektif olan Las Tesis tarafından kurulan "tecavüzcü sensin" koreografisi, kadınlara yönelik şiddete karşı bir marş haline geldi. Danslı gösteri, ilk olarak 25 Kasım günü Şili Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı önünde yapıldı ve Türkiye dahil birçok ülkeye yayıldı. 

Las Tesis, hiçbir ülkede engellenmezken, Türkiye’deki bütün eylemler yasaklandı ve polisin saldırısıyla karşılaştı. "Suç bende değil, her neredeysem, ne giydiysem" diyerek dans eden kadınlar gözaltına alındı. 

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ

Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu'nun 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'nde 153 ülke arasında 130. sırada yer aldı. AKP iktidarının kadınları ikincilleştiren ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren dil ve politikaları bu yıl da sürdü. 

Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği"ni etkinlik alanlarından çıkardı. Kararın ardından YÖK, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği programlarını iptal etti. Bu uygulamayı, üniversitelerin "Kadın Çalışmaları Merkezleri"nin isimlerini değiştirmesi takip etti. Çok sayıda üniversite, Kadın Çalışmaları Yönetmeliği’nde geçen "kadın" kelimesinin yerine "aile"yi koydu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "3 çocuk" açıklamalarını sürdürdü. Erdoğan, 7. Aile Şurası’nda yaptığı konuşmada, "Nikâh akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmanın adeta teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız. Güçlü milletler güçlü ailelerden oluşur. Onun için yıllarca bu ülkede kısırlaştırma adına her şeyi yaptılar. Her yerde 3 çocuk derken bazıları 'geçim meselesi' diyor. Şunu unutmayalım her doğan rızkıyla doğar, rızkıyla gelir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’e sunduğu İslam Konferansı Örgütü Kadının İlerlemesi Teşkilatı Tüzüğü’nde yer alan, "kadınların, erkeklerin saygı duyulan eşleri olarak yetiştirilmesi" ifadesi kadın örgütlerinin tepkisini çekti. 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı "Telefonuna değil, eşinin yüzüne bak" kamu spotundaki cinsiyetçilik kamuoyunun tepkisiyle karşılaştı. 

31 Mart yerel seçim kampanyası sırasında kadınlarla bir araya gelen AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, pozitif ayrımcılığa inanmadığını belirterek, "Evliliğin sırrı; itaat et rahat et. Peki demesini mutlaka başarmamız lazım" ifadelerini kullandı.

YAŞAM TARZINA MÜDAHALE

Kadınların kıyafeti bu yıl da tartışma konusu olmayı sürdürdü. Ankara'da bir okul müdürünün kadınların toplu ayakkabı giymesinin caiz olmadığı yönündeki sözleri, kamuoyunda tepki çekti. 

İstanbul’da hâkim Mehmet Yoylu, duruşmada, avukatın etek boyunu ‘etiğe’ aykırı buldu. Fotoğrafını çekip baroya göndermek istedi. Hâkim HSK tarafından açığa alındı.

Batman Barosu'na bağlı kadın avukatlar, mini etek giyen bir kadın avukatın gizlice fotoğrafının çekilerek iletişim gruplarında paylaşılmasına tepki göstererek, tacizler karşısında sessiz kalmayacaklarını belirtti.

ERKEN YAŞTA EVLİLİK VE ÇOCUK İSTİSMARI 

Erken yaşta evlilikler ve çocuk istismarını meşrulaştıran yasal düzenlemeler 2019’da da gündem olmayı sürdürdü. AKP iktidarı, erken yaşta evlendikleri için hapishanelerde olan erkeklere "af" çıkarmak istiyor. Daha önce gelen yasa teklifleri kamuoyunun tepkisi üzerine geri çekilmişti. Bu yıl yargı paketinde çocuk istismarını meşrulaştıran maddeler yer alacağı söylentilerine kadınlar yine sokaklarda yanıt verdi: İzin vermeyeceğiz. 

Türkiye’de her yıl yüzlerce çocuk cinsel saldırı ve istismara uğruyor. Onlardan birisi toplumda infiale yol açtı. İstanbul Küçükçekmece'de 5 yaşındaki çocuğa yönelik cinsel taciz, mahalle halkını sokaklara döktü. Günlerce protesto eylemleri yapıldı. İstanbul Valiliği ise yaptığı açıklama ile mahalle sakinlerini ve kadın örgütlerini provokatör ilan etti. Küçükçekmece’deki çocuk istismarı, İzmir ve Ankara’da da protesto edildi. 
Samsun’da 7 Mayıs’ta kaybolan ve 25 Mayıs’ta vücut bütünlüğü bozulmuş halde bulunan 1,5 yaşındaki Ecrin Kurnaz'a amcasının tecavüz ettiği ortaya çıktı. Tecavüzü protesto etmek için Diyarbakır’da eylem yapmak isteyen kadınlar polis tarafından engellendi. 

KADINLAR NAFAKA HAKKINA SAHİP ÇIKIYOR


AKP iktidarı döneminde hemen her yıl kadınların belli kazanımları geri alınmaya çalışıldı. 2019’da göz dikilen ise nafaka hakkı oldu. 

AKP medyası sık sık çarpıtma ve manipülasyonla haberler yayımlarken, erkekler de "süresiz nafaka zulmü" şeklinde eylemler yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, nafakaya dair 2. Yargı Paketi’nde düzenleme olacağını açıkladı. 
Kadınlar ise nafaka hakkına sahip çıkacaklarının mesajını verdi. Aralarında Zuhal Olcay, Müjde Ar, Leman Sam, Nesrin Nas, Hazal Kaya, Ümit Boyner’in de bulunduğu 100 tanınmış isim, bir bildiri yayımlayarak, nafaka hakkının hiçbir şekilde kısıtlanmaması, değiştirilmemesi veya geri alınmaması gerektiğini belirtti.

Ayrıca "Nafaka Hakkı Kadın Platformu" kuruldu. Platform, Meclis'te görüşmeler dahil çeşitli çalışmalar yürütüyor. 
Öte yandan, Kadın Dayanışma Vakfı’nın açıkladığı "Yoksulluk Nafakası Araştırması Raporu", nafakanın kaldırılması için öne sürülen iddiaları çürüttü. Rapora göre, hükmedilen nafakanın yüzde 66,4’ü 0-500 TL arasında. Ortalaması ise sadece 370 TL. Üstelik bunların büyük kısmı ödenmiyor.

EŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ HEDEFTE

AKP iktidarının hedefindeki bir diğer kazanım, eş başkanlık sistemi oldu. Eş başkanlık, HDP’li belediyelere yönelik kayyım atamalarının gerekçelerinden birisi yapıldı. 19 Ağustos’tan bu yana HDP’li 65 belediyeden 32’sine kayyım atandı. 26 belediye eşbaşkanı tutuklandı. Bunlardan 14’ü kadın.

Kayyım atamaları, Türkiye genelindeki kadın belediye başkan oranını da düşürdü. 31 Mart yerel seçimlerinde sadece 43 kadın belediye başkanı seçilmişti. 

HDP’den 24, AKP'den 1’i büyükşehir, 5'i ilçe olmak üzere 6, CHP'den 1’i büyükşehir 9'u ilçe olmak üzere 10, MHP’den bir ve bağımsız olan 2 kadın belediye başkanı seçilmişti. 

Öte yandan, HDP, üye ve yöneticilerine yönelik siyasi operasyonlarda kadın mücadelesinin de hedef alındığını belirtiyor. HDP Kadın Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir’in açıklamasına göre, 2015 yılından bu yana HDP’ye yönelik operasyonlarda 15 bin 427 kişi gözaltına alındı, 3 bin 640 kişi tutuklandı. Tutuklananların en az 3’te biri kadın siyasetçilerden oluşuyor. Son 4 yılda 5 bine yakın kadın gözaltına alındı, bine yakın kadın tutuklandı. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar