Acarer: Soylu'ya küçük sürprizler hazırlamaya devam edeceğiz

Acarer: Soylu'ya küçük sürprizler hazırlamaya devam edeceğiz
Gazeteci Erk Acarer, Bakan Soylu'nun kendisini hedef göstermesi hakkında konuştu: Sobelendiği için çok öfkelendi. Sonra bu öfkenin üzerine bir daha sobeledik ve geldiğimiz yer burası oldu.

ARTI GERÇEK- Gazeteci ve ARTI TV program yapımcısı Erk Acarer ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Barış Atay, yurt dışına kaçan Thodex Kripto Para Borsası’nın kurucusu Faruk Fatih Özer’in bir fotoğrafta yanında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yeğenin bulunmasına ilişkin sosyal medyadan paylaşımlar yapmıştı. 

Bunun üzerine Soylu, iki ismi hedef göstererek Acarer için ‘soytarı’, Atay için ise ‘çukur’ ifadesini kullanmıştı. 

'BİRİNİ BİR YERDE ÖLDÜRTECEKSİNİZ'

ARTI TV'de ekrana gelen "Artı Gerçek" programında, bu konu Erk Acarer soruldu. Acarer, "Kendi meselemi çok anlattım, artık girmek istemiyorum. Ben burada bir korkuyu görüyorum. Bir yandan da artık gerçekten ipe sapa gelmez bir dili görüyorum. Bu dilin karşılığını da çok tehlikeli biçimde sokakta görüyoruz. İşte gazeteci dostumuz Levent Gültekin, televizyonun önünde saldırıya uğradı. Yani günün birinde, birini, bir yerde öldürteceksiniz. Ya da daha kötüsü, kitlesel bir katliam yapacaksınız. İş buraya gidiyor. Bunun hem Dünya tarihinde, hem Türkiye tarihinde örnekleri var." diyerek şu yanıtı verdi:

'SOYLU'YA KÜÇÜK SÜRPRİZLER HAZIRLAMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

"Soylu açısından şunu söyleyebilirim. Zaten çok konuştuk, Barış (Atay) da çok konuştu, bizi hedef gösterdi. Soylu sobelendi, sobelendiği için çok öfkelendi. Sonra bu öfkenin üzerine bir daha sobeledik ve geldiğimiz yer burası oldu. Biz geldiğimiz yerde durmayız, Soylu'ya küçük sürprizler hazırlamaya devam edeceğiz. Önümüzdeki haftalarda bunları da görürsünüz." 

Acarer, CHP'nin tavrı için de eleştirilerde bulundu. "Sosyal demokratların tavrına, CHP'ye birkaç şey söylemek istiyorum, o da şudur: Defalarca referans verdim, Bir Alman'ın Hikâyesi kitabı var, Sebastian Haffner'in, 1933 Almanya'sını çok güzel anlatır ve o kitapta iki nokta çok önemlidir, dikkat çekicidir." diyen Acarer, şöyle devam etti:

'SOSYAL DEMOKRATLAR, NAZİLER KADAR MİLLİYETÇİ OLURLARSA ÜLKEYİ KURTARACAKLARINI DÜŞÜNDÜLER'

"Biri şudur: 'Sosyal demokratlar, Naziler kadar milliyetçi olurlarsa ülkeyi kurtaracaklarını düşündüler.' Bir diğer cümlede de, 'Alman halkı bu dönem hiçbir şeye olmadığı kadar anketlere merak salmıştı' der. aslında toplumsal motiflerin bir yanıyla muhalefet motiflerinin bir yanını dünyadan örneklerle ilişkilendiriyoruz. Einstein'ın sözünü biliyorsunuz, 'Delilik, aynı şeyleri farklı sonuçlar bekleyerek defalarca yapmaktır' diyor. Şunu yapamazlar mı? İçki yasağı, günlerdir bu tartışılıyor. Bütün muhalefet partisi liderleri gitsinler bir tekel bayiine otursunlar ve bir cıngar çıksın. Toplum en azından bir canlılık kazansın ve kendini güvende hissetsin. Ama yanlış yerlerden kuruluyor mesele." 

'SEÇİM GÜVENLİĞİ ŞENYAŞAR AİLESİNİN YANINDA DURMAKTAN GEÇER'

"Son olarak şunu söyleyeyim: Bu bir son düzlüktür. Türkiye bu düzlükten çok tutarlı şeyler yapabilirse çıkabilir ancak." diyen Acarer, sözlerini şöyle noktaladı:

"Seçim güvenliğinden konuştuk. Seçim güvenliğini filan tartışmayalım. Seçim güvenliği, Şenyaşar ailesinin yanında olmaktan geçer. Buradan başlar. Eğer siz ŞEnyaşar ailesinin yanında olamazsanız, Suruç'ta katledilen insanların yanında olamazsanız seçim güvenliğini filan tartışmayalım ülkede. Havanda su döveriz. Evet, sallasan düşecekler ama sallayalım o zaman."

Öne Çıkanlar