AİHM’in 'Atilla Taş' kararı Kavala ve Demirtaş davalarındaki usulsüzlüğü bir kez daha ortaya koydu

AİHM’in 'Atilla Taş' kararı Kavala ve Demirtaş davalarındaki usulsüzlüğü bir kez daha ortaya koydu
AİHM’in 'Atilla Taş' kararını değerlendiren avukat Kerem Altınparmak, kararın çok olumlu yanının olduğunu ama olumsuz yanlarının da bulunduğunu belirtti.

ARTI GERÇEK - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), şarkıcı Atilla Taş’ın başvurusunda hak ihlali kararı vererek Türkiye’yi mahkum etti. Mahkeme, Türkiye’nin Taş’ a 12 bin 275 euro manevi tazminat ve 3 bin 175 euro da mahkeme masrafı ödemesine karar verdi. Kararı sosyal medyada değerlendiren avukat Kerem Altıparmak, "Atilla Taş kararı neden Kavala’nın ve Demirtaş’ın aynı olaylar ve fakat başka gerekçelerle tutuklanmasının Sözleşmenin ruhuna aykırı olduğuna da bir kez daha saptamış oluyor" ifadelerini kullandı.

Bir soruşturmadan bırakıp diğerinden tutuklamanın hukuğun etrafından dolanmak olduğunu belirten hukukçu Kerem Altıparmak, karara ilişkin, "AİHM’in Atilla Taş kararı, Kavala ve Demirtaş’ta olduğu gibi bir soruşturmadan bırakıyormuş gibi yapıp başka soruşturmadan tutuklamanın hukukun etrafından dolanmak olduğunu ve aynı olaylar nedeniyle iki farklı kuraldan tutuklamanın tek tutuklama sayılması gerektiğin söylüyor." değerlendirmesinde bulundu.

'SÖZLEŞMENİN RUHUNA AYKIRI'

AİHM’nin kararını değerlendiren hukukçu Kerem Altıparmak, "AİHM’in Atilla Taş kararı, Kavala ve Demirtaş’ta olduğu gibi bir soruşturmadan bırakıyormuş gibi yapıp başka soruşturmadan tutuklamanın hukukun etrafından dolanmak olduğunu ve aynı olaylar nedeniyle iki farklı kuraldan tutuklamanın tek tutuklama sayılması gerektiğin söylüyor. Bir başka deyişle Atilla Taş kararı (para. 71-79)’da neden Kavala’nın ve Demirtaş’ın aynı olaylar ve fakat başka gerekçelerle tutuklanmasının Sözleşmenin ruhuna aykırı olduğuna da bir kez daha saptamış oluyor" dedi.

'BU DELİL DEĞİLSE NE DELİL?'

Atilla Taş kararının çok olumlu yanının olduğunu ama çok kötü yanlarının da bulunduğunu belirten Altıparmak, "Çok garip. Taş, tahliye edildiği gece yeniden gözaltına alınmış ve HSYK tahliye eden Ağır Ceza heyetini açığa almıştı. Olaylar bölümünde bu yazılı ama hukuki değerlendirmede hiç dikkate alınmamış. Eğer bu yargıya müdahale değilse, eğer bu 18. maddenin ihlaline delil değilse, ne delildir? Ha yeterli görmüyorsanız bile en azından tartışmanız gerekir, öyle değil mi? Siyasi olduğu açık bir davaya HSYK doğrudan müdahale edip heyeti açığa alıyor, daha ne olsun?" ifadelerinde bulundu.

'TÜRKİYE LEHİNE ÇİFTE STANDART'

Altıparmak, şöyle devam etti: "Sıklıkla AİHM'in Türkiye'ye çifte standart uyguladığı iddia ediliyor. Aslında bu daha çok Türkiye lehine bir çifte standart. Atilla Taş kararında üç yargıç, soruşturma aşamasında dosyaya erişim hakkında koyulan kısıtlamalar konusunda Türkiye'ye farklı muamele yapıldığını yazmış. Gerçekten de içinde terör lafı geçen her dosyaya soruşturma aşamasında gerekçesiz bir şekilde kısıtlama kararı veriliyor ve AİHM de bunu her seferinde onaylıyor. A ve Diğerleri/BK kararını hatırlatan Bosnjak, Ranzoni ve Koskello artık yeter demişler. Yerden göğe haklılar."

AİHM'İN SÖZ KONUSU KARAR MADDESİ

Kerem Altıparmak'ın işaret ettiği kararın 78. maddesi şöyle: "AİHM Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Bu itibarla başvurucunun bu bölümdeki iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir. Anayasa Mahkemesinin bu bağlamdaki incelemesi, başvurucu hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması ile yargılamanın muhtemel sonuçlarından bağımsız olarak tutuklamanın hukukiliğinin değerlendirilmesiyle sınırlı olacaktır. Öte yandan Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edilip edilmediği incelenirken her bir başvuru kendi koşullarında değerlendirilir. Başvurucunun tutuklanmasına dayanak olan suçlamanın olağanüstü hâl ilanını gerekli kılan olaylarla ilgili olduğu görülmektedir".

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar