AKP Sözcüsü Çelik'ten 'Demokrasi Yürüyüşü' açıklaması: Herkesin hassas olması gerekiyor

AKP Sözcüsü Çelik'ten 'Demokrasi Yürüyüşü' açıklaması: Herkesin hassas olması gerekiyor
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, HDP'nin hazırlandığı 'Demokrasi Yürüyüşü'ne ilişkin soruya 'pandemi' ve 'terör örgütü lehine propaganda yapan bazı hususlar' konusunda 'hassasiyet' yanıtı verdi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in gazetecilerin sorularına verdiği yanıtların arasında, Yunanistan Savunma Bakanı'nı Nikos Panagiotopoulos'un 'Türkiye ile savaşa hazırız' çıkışı, Ayasofya'da ezan okunmasının ardından Yunanistan'da meydana gelen camilere yönelik saldırılar ve HDP'nin başlatacağı 'Demokrasi Yürüyüşü' vardı.

'HDP'NİN 'DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ'NE İZİN VERİLECEK Mİ?'

HDP'nin yapmaya hazırlandığı 'Demokrasi Yürüyüşü'ne izin verilip verilmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlayan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, yürüyüşe engel olan gerekçelerin, 'Coronavirus pandemisi' ve 'terör örgütü lehine propaganda yapan bazı hususlar' olduğunu söyledi:

"Şu anda pandemi dönemindeyiz, salgın dönemindeyiz. Vatandaşlarımızı riske atacak toplanmaların söz konusu olmaması gerekiyor. Herkesin hassas olması gerekiyor. Biz maske-mesafe diyoruz. Birincisi bu. İkincisi tererör örgütü propagandası olmaması gerekir. Malesef bu çeşitli toplanmalarda yürüyüşlerde halen suç olan terör örgütü lehine terör örgütü propagandası yapan bazı hususlar görüyoruz. Tabi bunlarında hiç birisinin olmaması gerekir. Bunun lehine, bunun propagandasının yapılacak her hangi bir eylam biçimine müsade etmemiz sözkonusu değildir. Terör örgütü lehine propagandaya izin vermeyiz. Ayrıca herkesin bu salgın döneminde gereken sorumluluğu göstermesi gerekir."

'ONA DİYECEĞİM TEK ŞEY ŞUDUR: BU TÜR KÖTÜ ŞAKALAR YAPMAYIN'

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos'un "Türkiye son zamanlarda oldukça agresif davranıyor. Yunanistan’ın genel anlamda saldırganlık eğilimi gösteren bu tür bir davranışla başaçıkma yönteminin, bir yandan kendi diplomatik silahını kullanmak, diğer yandan Silahlı Kuvvetleri’nin caydırıcı gücünü arttırmak olduğuna inanıyorum. Her türlü senaryoya hazırlanıyoruz. Elbette bu olasılıklar arasında askeri müdahale de var. Bunu yapmak istemiyoruz ancak egemenlik haklarımız azami derecede korumak için mümkün olan her şeyi yapacağımızın anlaşılmasını sağlamak istiyoruz' açıklamasını değerlendiren Çelik, Yunanistan Savunma bakanının 'Türkiye ile savaşa hazırız' çıkışına bu tür kötü şakalar yapmayın' yanıtı verdi:

"Yunanistan tarafından sürekli tansiyonu yükselten sözler söz konusu oluyor. Yunanistan Savunma Bakanı Türkiye ile savaşa hazır olduklarını belirtti. Türkiye bir kabile devleti değildir, hukuk esaslı bir devlettir. Hukuk yoluyla haklarını korumak Türkiye'nin önceliğidir. Başka bir durum söz konusu olduğunda Türk ordusunun dünyanın en güçlü ordularından biri olduğunu herkes bilir. Ona diyeceğim tek şey şudur; bu tür kötü şakalar yapmayın."

AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNDU

Avrupa'da camilere yönelik saldırılara da değinen Çelik, saldırganları kafatasçılar' olarak nitelendirdi:

"İslam ve Türkiye düşmanlığı konusunda Avrupa'daki muhataplarımızı bir kez daha uyarıyoruz. 11 saldırının 8'i Türkiye kökenli cami ve derneklere yöneliktir. Ramazan ayında kutsal sayılan değerlerimize saldırı yapılmıştır. Maalesef oradaki yönetimlerin bu saldırıları engelleme noktasında eksik davrandıklarını gözlemliyoruz. Bu kafatasçılar bütün dünyanın başına beladır. Eline fırsat geçtiği zaman Avrupa'daki antisemitizmi yeniden canlandırmaya çalışıyorlar. Bunlarla mücadele insanlık adına yapılması gereken mücadeledir."

YUNANİSTAN HÜKÜMETİ İSLAM VE TÜRKİYE KARŞITLIĞINI DESTEKLİYOR

İstanbul'da Ayasofya'da ezan okunmasının ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ayasofya'yı ibadete açacağını açıklamasının ardından Yunanistan'da camilere yönelik saldırılarıdeğerlendiren Çelik, Yunanistan hükümetinin sistematk bir şekilde İslam ve Türkiye düşmanlığını himaye ettiğini iddia etti:

"Toplumlararası diyaloğun geliştirilmesi koronavirüs sürecinde bir kez daha net olarak görülmüştür. Larnaka'da bulunan Tuzla camisinin duvarına Bizans bayrağı asıldı. Köprülü camisinin avlusuna molotof kokteyli ve göçmen düşmanı yazılar yazıldı. Rum yönetiminin sistematik bir şekilde İslam ve Türk düşmanlığını himaye ettiğini düşünüyoruz. Bunlar çok kısa sürede sorumlu yönetimin bulabileceği şeylerdir. Rum yönetimi bunları bulmadığı müddetçe olağan şüpheli olarak değerlendirilecektir bizim tarafımızdan.

AYASOFYA'NIN CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİ SAVUNDU

"Ayasofya Camii olarak kalplerde, gönüllerde özel yere sahiptir" diyerek ibadete açılmasını savunan AKP Sözcüsü Çelik, "1934'ten beri bu konuda Türk siyasetinde çok tartışma yapılmış. Bu kadar abidevi eserin tabii ki kilise olarak hizmet verdiği dönemlerden sonra cami haline dönüştürülmüş" dedi. Çelik, şöyle devam etti:

"Milletimizin gözünde muazzam yeri vardır. İnsanlık için son derece önemlidir. Ayasofya Camii olarak kalplerde, gönüllerde özel yere sahiptir. Cumhurbaşkanımızın daha önceki açıklamaları var. Biz çalışırız, yeri geldiği zaman açıklarız gibisinden. Hala o noktada olduğunu söyleyebiliriz. Bu çalışmalar belli bir noktaya geldiği zaman tabii ki Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanacaktır. Tabii ki vatandaşlarımızın hissiyatını göz önüne alıyoruz, farkındayız."

MİLLETVEKİLLERİNİN VEKİLLİKLLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ: MECLİS BU İŞLEMİ YAPMAYA MECBURDUR

Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP Sözcüsü Çelik: Yargıtay tarafından kesinleşen cezalarının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde okunması sonrası CHP'li Enis Berberoğlu, HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliklerinin düşürülmesini değerlendirdi. Çelik, "Odaklanması gereken şey Meclis'in yaptığı işlem değil mahkemelerin verdiği karardır. Meclis bu işlemi yapmaya mecburdur" dedi:

"Meclis'in yaptığı mahkemenin kararının usulü bir şekilde yerine getirmesidir. Bir kişi bu hükmü giydiği andan itibaren genel kurulda okunması gerekirdi. Dönem sonu beklenebilirdi deniyor. Meclis Başkanımız önemli hukukçudur, bütün bunları teker teker açıkladı. Dönem sonu bekletildiği bir uygulama yok. Teamül var diyorlar, böyle bir teamül de yok. Dönem sonuna bırakılması gibi tek bir kesin hüküm yok. Diyorlar ki, konunun uzmanlarına soruldu, dönem sonuna bırakılması kararı dosyanın içerisinde var, bir kere böyle bir karar da yok. Bahsedilen çalışmanın daha önceki Meclis Başkanımız sayın Binali Yıldırım döneminde yapıldığını söylüyorlar. Halbuki bu iki milletvekili ile bilgi sayın Şentop döneminde gelmişti.

Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun bunu geciktirmesi gerektirdiğini söylüyor. Adı üstünde bir şey kesinleştikten sonra Anayasa Mahkemesi'ne başvurular. Bu kesinleşmiş hükümler aleyhine başvuru yapılabilir. Bunun bireysel başvuru olmayacağı son derece açıktır. Meclis'in yaptığı işlem usulü bir işlemdir. Odaklanması gereken şey Meclis'in yaptığı işlem değil mahkemelerin verdiği karardır. Meclis bu işlemi yapmaya mecburdur. Bazı durumlarda kanun milletvekilinin lehine olduğu için kesin hüküm bekletilmiş, çıkan kanundan yararlanmış. Bu dosyalarda da arada yargı paketi çıktığı için milletvekilinin lehine bir sonuç doğurur mu diye bir bekleme söz konusu olmuş ama lehine bir tecelli etme durumu ortaya çıkmayınca dolayısıyla Meclis Anayasa'nın amir hükmü gereği, içtüzük gereği üzerine düşeni yapmış."

GAZETECİLERİN GÖZALTINA ALINMASI HAKKINDA AÇIKLAMA YAPMADI

Tele 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel ve Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'ın gözaltına alınmasına dair soruları da yaıntlayan Çelik, "Askeri casusluk soruşturması söz konusu. Soruşturmayla ilgili değerlendirmede bulunmayacağım" dedi. (HABER MERKEZİ)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar