Akademisyen Süleyman İrvan’dan Habertürk eleştirisi: Böyle bir gazetecilik anlayışı olamaz

Akademisyen Süleyman İrvan’dan Habertürk eleştirisi: Böyle bir gazetecilik anlayışı olamaz
Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Süleyman İrvan, Didem Arslan Yılmaz’ın ‘kamu kanalı değiliz, özel sektörüz. Bu bir tercih’ ve HDP ile ilgili sözlerini Artı Gerçek’e değerlendirdi.

Rıfat DOĞAN 


ARTI GERÇEK - Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Başkanı Süleyman İrvan, Habertürk sunucusu Didem Arslan Yılmaz’ın HDP’li yöneticilerin programa çağrılmamasıyla ilgili ‘özel sektör ve tercih’ savunmasını evrensel gazetecilik ilkeleri açısından doğru olmadığını belirtti.   

Habertürk TV’de yayınlanan ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) "Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü"nün ele alındığı "Türkiye’nin Nabzı" programında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve avukat Salim Şen katılmıştı. Programda HDP’li temsilcilerin bulunmamasını eleştiren avukat Salim Şen’in "Ne manidardır yıllardır HDP konuşulur, hiçbir mecrada HDP gelip kendisini savunamaz ama legaldir. Meclis’te grup toplantısı yapar. Meclis kürsüsünden daha kutsal bir yer var mıdır?" şeklindeki sözleri üzerine sunucu Didem Arslan Yılmaz "Salim Bey burası bir kamu televizyonu değil. Özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir" demiş ve "Bu tercihin nedenleri öyle veya böyle farklıdır. Ama zaman zaman bu ekranlarda da HDP’liler olmuştur" ifadelerini kullanmıştı. 

Yılmaz’ın bu sözlerinin ardından Habertürk sunucuları Mehmet Akif Ersoy ve Veysi Ateş’in de HDP’li yöneticilerin kanala çağrılmamasını "PKK’nın eylemlerini kınamayan kişileri evrensel yayıncılık ilkeleri gereğince davet etmiyoruz" diyerek savunması iki gündür tartışma ve eleştiri konusu oldu. 

‘DİDEM ARSLAN YILMAZ RTÜK YASASINA BAKSAYDI DEDİĞİNİN DOĞRU OLMADIĞINI GÖRÜRDÜ’

Gazetecilik etiği, kamu yararı ve evrensel gazetecilik ilkeleri açısından tartışmalı olan bu sözleri Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Süleyman İrvan Artı Gerçek’e değerlendirdi.  

"Habertürk sunucusu Didem Arslan eğer RTÜK yasasına baksaydı, söylediğinin zaten doğru olmadığını orada da görürdü" diyen İrvan, şöyle devam etti:

"Biliyorsunuz RTÜK yasası Türkiye’deki radyo televizyon yayıncılığını düzenleyen temel yasa. O yasa ilk hazırlandığında da çok tartışılmıştı. Özellikle radyo televizyonlar sınırlı sayıda frekansları kullandıkları için kamu anlayışı içinde yayın yapmak zorundalar. İsteyen televizyon kuramıyor. Gazetelerden ayrı olarak radyo ve televizyonculuk yapıyorsanız kamu hizmeti anlayışı içerisinde yapmak zorundasınız." 

‘TARTIŞMA PROGRAMLARI, HABERLER KAMU YARARINA UYGUN OLMAK ZORUNDA’

İrvan "kamusal ya da özel bir kurum olması arasında herhangi bir ayrım yok. O anlamıyla RTÜK yasası hem TRT’yi hem de özel kanalları bağlayan bir yasa. İkisi arasında bir ayrım yapmıyor. TRT bir kamu kurumu, diğerleri özel kurum ama dediğim gibi bunlar arasında ayrım yapmıyor. Bu kanallarda haberlerini, tartışma programlarını yaparken kamu yararına uygun davranmak zorundalar" dedi.  

Yasanın onların nasıl bir yayın yapması gerektiğini tanımladığını dolayısıyla ’biz bir kamu kurumu değiliz, istediğimizi ekrana çıkarırız istediğimizi çıkarmayız’ gibi bir anlayışın yasadaki ilkeler açısından da problemli olduğuna dikkat çeken İrvan bunun yayın ilkelerine de, evrensel yayıncılık ilkelerine aykırı olduğunu belirtti. 

‘SİZ BELİRLİ BİR GÖRÜŞE YER VERİP KARŞISINDAKİNE EKRANI KAPATIYORUM DİYEMEZSİNİZ’

Evrensel gazetecilik ilkelerini hatırlatan İrvan, "bir tartışma konusunda bütün tarafların görüşlerine yer verilmesi gerekiyor. Siz ‘belirli bir görüşe yer verip, onun karşısındakine ekranda yer vermek istemiyorum, ona ekranı kapatıyorum’ diyemezsiniz. Böyle bir gazetecilik anlayışı olamaz. Çünkü gazetecilik anlayışı sonuçta toplumsal konularda, toplumu ilgilendiren konularda bütün tarafların görüşlerini aktarma mesleğidir, zaten bunu yapmıyorsa bu gazetecilik değildir. Gazetecilik bütün görüşlere yer vermektir. Kamuoyunun doğru bir biçimde oluşmasını sağlamaktır. Gazeteciliğin temel misyonu budur. Gazetecilik kamu yararı kapsamında yapılması gereken bir meslektir" değerlendirmesinde bulundu.  

‘BİR PARTİ BİR EYLEM VEYA AÇIKLAMA YAPIYORSA BUNUN BİR HABERİ DEĞERİ VARDIR’ 

"Bu konu sadece HDP ile ilişkili de bir konu değil. Temel olarak gazetecilik anlayışından bahsediyorum" sözleriyle gazetecilik ilkelerine vurgu yapan İrvan "Burada haber nedir? Örneğin bir parti eylem, açıklama veya protesto yapıyorsa siz buna yer verirsiniz. Çünkü bu haber değeri olan bir şeydir. Toplumu ilgilendiren bir konudur. Sonuçta sizin yapmanız gereken en basit gazetecilik faaliyeti budur" dedi.  

Yılmaz’ın ‘özel sektör’ sözlerine de gönderme yapan İrvan "Kendinizi ticari bir işletme gibi göremezsiniz. Çünkü siz kamu hizmeti anlayışı içinde yapmanız gereken bir ticari anlayıştan söz ediyoruz" dedi.  

İrvan bu konuda şu örneği verdi:

"Bir market düşünelim, o market herhangi bir kişiye "ben sana ürün satmıyorum" diyebilir mi? içeriye giren herkese hizmet vermek zorundadır. Bir sürü meslek kamu hizmeti anlayışıyla hareket etmektedir. Doktorlar "ben hastaya bakmıyorum, sen şu görüşten" diyerek ayrım yapabilir mi? Gazetecilik de böyledir." 

‘BİR PROGRAM SUNUCUSUNUN ÖTEKİLEŞTİRİCİ AÇIKLAMA YAPMASI DOĞRU DEĞİL’

İrvan, konunun yanlış tartışıldığını belirterek şunları söyledi:

"Bu konu yanlış bir biçimde tartışıldı. Çok yanlış bir şekilde de gidiyor. Bu doğru değil. Biz bence tekrar evrensel ilkeleri hatırlamalıyız. Yasa bu konuda ne diyor? Bunlara bakmalıyız. Bir program sunucusunun böyle ayrıştırıcı ötekileştirici açıklama yapması da doğru değil. Yarın koşullar değiştiğinde ne yapacaklar? Kendileri "geçmişte çıkarmıştık" diyor. O zaman geçmişte yaptıkları da suç işledikleri gibi bir anlama geliyor. Bu dediğim gibi yanlış bir tartışma, o yüzden kamu hizmeti ilkelerini yeniden hatırlamak gerekiyor." 

Öne Çıkanlar