Akşener: Seçim barajını konuşan iktidar yolcu demektir

Akşener: Seçim barajını konuşan iktidar yolcu demektir
Akşener: Cumhur İttifakı’nın oyları düştü diye atılacak adım ahlaken tartışmalı hal alır. Siyasetin kuralları bir partinin ikbali üzerine bina edilemez. Edilirse adı demokrasi olmaz.

Yüzde 10 seçim barajının yeniden gündem edilmesini değerlendiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Barajı konuşan iktidar yolcu demektir" değerlendirmesi yaptı.

Sözcü’den Saygı Öztürk’ün gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Akşener, seçim barajı tartışmalarının yeniden gündem edilmesini, Selçuk Özdağ ve gazetecilere yönelik saldırıları, hükümetin pandemi sürecindeki eksiklerini vatandaşın sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhur İttifakı'nın küçük ortağı MHP'nin baraj altında kalma endişesiyle seçim barajını düşürmeyi gündeme getirdiğini belirten Akşener, Erdoğan'ın ise başka bir evrende yaşadığını dile getirdi.

Gelecek Partisi yöneticisi Selçuk Özdağ ve gazeteci Uğuroğlu'na yönelik saldırıyı 'namert bir pusu' olarak değerlendiren Akşener "Kimin azmettirdiği ortada" dedi. 

Akşener, İYİ Parti'nin AKP ile arka kapı diplomasisi yürüttüğüne ilişkin iddialara da yanıt verdi. İşte Akşener'in değerlendirmeleri:  

‘KÜÇÜK ORTAK BELLİ Kİ KENDİSİNİ RİSKTE GÖRÜYOR VE BARAJIN DÜŞÜRÜLMESİNİ İSTİYOR’

"Öncelikle ortakların önce kendi aralarında, sonra kamuoyu önünde konuşmalarını öneriyorum. Bir iletişim problemi olduğu ortada. Son dönemde iktidarın ortakları nedense fikir ayrılıkları olan her konuyu Twitter üzerinden veya basın aracılığıyla konuşmayı tercih eder oldu" diyen Akşener, "AK Parti çevrelerinde barajın yükseltilmesiyle ne amaçlandığını anlamak zor değil" diyerek şöyle devam etti:

"Bazı partileri, önerilen yüzde 12'nin altında değerlendirdikleri açık. ‘Siyasi etik' diye diye geziyorlar ama zora geldi mi kendilerince böyle cinliklerin peşine düşüyorlar. Bu hem etik olmayan hem de gerçekçi olmayan bir yaklaşım.

Küçük ortaksa, belli ki kendini riskte görüyor ve barajın düşürülmesini istiyor. Bu da anlaşılabilir bir talep. Çünkü baraj altı kalma ihtimali, siyasi manevra imkanını ortadan kaldırır, etkisiz eleman haline getirir. Belli ki bunu istemiyor. Yoksa yıllarca mevcut barajı savunmuş bir anlayışın, bu hamlesi başka türlü açıklanamaz."
‘BEN HACCA GİTTİM’

Akşener, ‘Corona aşısı olurken neden fotoğraf çektirmediniz?’ sorusuna ise "Ben hacca gittim. O nedenle aşı yaptırırken fotoğraf vermedim" cevabını verdi.

‘CUMHUR İTTİFAKI’NIN OYLARI DÜŞTÜ DİYE ATILAN ADIMLAR AHLAKİ DEĞİL’

"Ama unutmayalım ki, siyasetin kuralları, bir partinin ikbali üzerine bina edilemez. Edilirse, orada sistemin adı demokrasi olmaz, ‘Yazıhanem açık kalsın" anlayışı olur" diyen Akşener, "Elbette bunların hepsi konuşulabilir, tartışılabilir. Ama bu tartışmalar bütüncül bir şekilde yapılmalıdır. Tartışmaların merkezindeyse milletimiz ve millet iradesinin egemenliği olmalıdır. Cumhur İttifakı'nın oyları düştü ve ikbali riske girdi diye bu alanda atılacak, merkezinde milletin olmadığı her adım, ahlaken tartışmalı hale gelir" diye ekledi.

‘ERDOĞAN BAŞKA EVRENDE YAŞIYOR’

Akşener devamında şöyle konuştu:

"Siyaset millete hizmet için yapılır. Vatandaşınıza dokunmak, sesini duymak zorundasınız. Derdini dinlemek, ne yiyor, ne içiyor bilmek zorundasınız. Bunları bilirseniz, memleketin meselelerini doğru teşhis edersiniz. Doğru tedavinin de ilk şartı doğru teşhistir.

Sayın Erdoğan, siyasetinin ilk yıllarında sokağı bilirdi. Vatandaşa dokunurdu. Ama saray onu milletten ve dolayısıyla gerçeklerden kopardı. Kendisi maalesef artık başka bir evrende yaşıyor. Türkiye'nin meseleleri ancak siyaset içinde çözülebilir. Bu da ancak siyaset, vatandaşı duyarsa, ona dokunursa, ayağına giderse olur. Milletine yabancılaşmış bir siyasetin memlekete vereceği bir şey olamaz."

ÖZDAĞ VE GAZETECİYE YÖNELİK SALDIRI: KİMİN AZMETTİRDİĞİ ORTADA

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve aynı gün onunla röportaj yapan Orhan Uğuroğlu'na yönelik saldırıları da değerlendiren Akşener, sonra şunları söyledi:

"Bu hukuki bir mesele. Cevabı emniyet, yargı bulacak. Kimin azmettirdiği ortada. Bir anlamda, herkesin bildiği bir sır bu. Ama ben siyasetin geldiği nokta açısından üzgünüm. Vücuttaki yaralar iyileşir. Ancak, siyasette, vicdanlarda açtığı yaralar zor kapanır. Hele de ülkeyi yönetenler bu işin önünü almazsa, bu yaralar kangren olur ki, onun da memleketimize bedeli ağır olur."

‘BU SALDIRI DA DEĞİL NAMERT BİR PUSU, BÖYLE MİLLİYETÇİLİK OLMAZ’

"Siyaset, hizmette rekabet alanıdır. Söylediğini beğenmediğiniz rakibinize saldırtırsanız o siyaset olmaz. Bunlar saldırı da değil. Saldırı yüzünüze karşı yapılandır. Bu yapılanlar namert birer pusu. Bunu da aslında bir aydın hareketi olan ‘Milliyetçilik' adına yapıyorlar. Böyle Milliyetçilik olmaz."

‘SALDIRILAR HEP PLANLI AMA SORUŞTURMALAR ÖDÜL GİBİ’

"Bu olayların davalarına bir bakın. Ortada planlı, organize bir iş var, ama soruşturmalar, davalar hep ‘Müessir fiilden' açılıyor. Örneğin danışmanım Murat İde'ye saldıranlar… Evinin önünde hepsi araçlarından aynı anda iniyor ve saldırıyor. Yani her şey planlı ve organize. Suç da organize. Ama soruşturma ya da davanın dayandığı kanun maddesi ‘Müessir fiil', yani hafif yaralama. Bu kadar organize işlere böyle soruşturmalar ödül gibidir. Bu kafayla önleyemezsiniz."

‘İLKESİZLER İTTFAKI, HER SİYASETÇİNİN DE İLKESİZ DAVRANACAĞINI DÜŞÜNÜYOR’

İYİ Parti'nin, AKP ile "Kapı arkası diplomasi" yürüttüğü iddialarına da yanıt veren Akşener "AKP ile herhangi bir temasınız var mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"AK Parti ve MHP genel başkanlarının geçmişte birbirlerine ettikleri hakaretlerden, taktıkları lakaplardan sonra bugün, ‘Etle tırnak olduk' dediklerini görünce, sanıyorlar ki, siyasetçilerin hepsi böyle davranır. İlkeler değil, menfaatler üzerine kurulmuş bir ittifakın parçası oldukları için, doğal olarak her siyasetçinin aynı ilkesizliğe meyledebileceğini düşünüyorlar. Meral Akşener böyle bir şey yapmaz."

‘CUMHUR İTTİFAKI İLE YAN YANA GELMEMİZ İMKANSIZ, KÜÇÜK ORTAĞIN İÇİ RAHAT OLSUN’

"Bizim en büyük gücümüz, açık ve şeffaf oluşumuz. Çünkü biz ilkelerimizle siyaset yapıyoruz. Bu ilkeler ışığında baktığınızda, bizim Cumhur İttifakı'yla yan yana gelmemize imkan yok. Ben bunu söyledikçe nedense iktidar medyası, bu iddiaları gündeme getirip küçük ortağın sinirlerini zıplatıyor. Altını çizmek isterim ki; endişeye mahal yok. İktidarın küçük ortağının içi rahat olsun."

‘İKTİDARIN VE VATANDAŞLARIN TÜRKİYE'Sİ ÇOK FARKLI’

Vatandaşın Türkiye'siyle, AKP'nin anlattığı Türkiye arasında büyük fark olduğunu belirten Akşener, "İktidarın enflasyonu başka, milletin enflasyonu başka. İktidarın iddia ettiği zenginlik, sokakta, hanelerde yok. İktidarın işsiz sayısı başka, milletimizin işsiz sayısı başka. Ekonomi zaten sıkıntıdaydı, pandemi de üzerine ayrı bir yük getirdi. Millet böyle zamanlarda devleti yanında görmek ister. Ama Türkiye'yi yönetenler, millete destek vermek yerine, yine o beş müteahhide destek vermeyi seçti" dedi.

‘VATANDAŞ ENDİŞELİ’

Akşener, Covid-19 aşı sayısının yetersizliğiyle ilgili de şunları söyledi:

"15 Aralık olarak açıklanan tarihte uygulama başlamayınca, vatandaşlarımız haklı olarak endişelenmeye başladı. Böyle dönemlerde milletimizin devlete olan güvenini korumak zorundasınız. Ben hâlâ, net bir takvim ve bilgilendirme bekliyorum."

Öne Çıkanlar