Babacan'dan Erdoğan'a 'ülke batıyor' tepkisi, STK'lara da 'susmayın' çağrısı

Babacan'dan Erdoğan'a 'ülke batıyor' tepkisi, STK'lara da 'susmayın' çağrısı
Babacan: Erdoğan’ın hikayesinin sonu geldi. Bu ülkenin haysiyetli insanlarıyla beraber bu iktidarın yıktığı her şeyi tek tek onaracağız.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan'ın haftalık değerlendirme toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Geçen hafta inatla, ısrarla hatalı kararlar alan AKP iktidarını önceden uyarma vazifesini yerine getidiklerini belirten Babacan, hükümete seslenerek "Beştepe’nin kulakları tüm bu ikazlara sağır. Maşallah akılla, bilimle vakit kaybetmiyorlar. İnanın ne yaptıklarını bilmiyorlar. Sisli, puslu bir havada direksiyonu sürekli sağa sola çeviren bir otobüs şoförü gibi ülkemizi uçuruma sürüklüyor" dedi.

'YENİ UYGULAMANIN ADI; BU MİLLETİ TORUNUNA KADAR BORCA BATIRMAK'

"Önceki gün akşam akşam, sözüm ona yeni bir icat çıkarttılar, adına da ‘Kur korumalı TL vadeli mevduat’ dediler. Adını Döviz kurunun daha düşük seviyelerde olması iyi bir şeydir ama bu uygulamanın önce adını da doğru koymak gerekir. Bu yeni uygulamanın adı, ‘Bu milleti torunlarına kadar borca batırma’ planıdır" ifadelerini kullanan DEVA Partisi Genel Başkanı, devamında şunları söyledi:

'YARINLARA İPOTEK KOYAN BİR GÖZÜ DÖNMÜŞLÜK'

"Şu anda iktidar mevduat sahibi olan, servet sahibi olan bir kesime diyor ki 'Gidip dolar almayın. Parayı banka hesabınızda tutun. Dolar ne kadar artarsa o farkı biz size vereceğiz.' Tablo bu. Peki o farkı nereden verecekler? Hazine'nin ya da Merkez Bankası'nın kasasından verecekler, yani bu milletten toplanan vergilerden. Model bu. 

Türk lirasının artık bir güven unsuru olmadığını itiraf eden bir yönetimle şu anda karşı karşıyayız. Kendi ekonomisine güveni, Amerikan parasıyla sağlamaya çalışan bir yönetim zihniyetidir bu. Her şeyi dolara, dövize bağlıyor. Yarınlara ipotek koyan bir gözü dönmüşlüktür, aynı zamanda bir çaresizliktir. Hazine, Merkez Bankası ne demek? Sizlerin, bizlerin hepimizin ödediği vergiler demek. Çocuklarımızın, torunlarımızın bile alın teri, gelecek nesillerin bile ödeyeceği borç demek. Tüm maaliyeti vergisini ödeyen halka yüklüyorlar. Yaptıkları işin tanımı özetle bu."

'ERDOĞAN FAİZ ARTTIRDI'

"Teknik detaylarla değil de daha basit anlatmak gerekirse önceki akşam ne oldu biliyor musunuz? Sayın Erdoğan, faiz artırım kararı almıştır. Artırım kararının herhangi bir limiti de yoktur. 'Döviz artarsa o kadar vereceğim' diyor. Çünkü TL faizine kur farkını eklerseniz, ödeyeceğiniz faiz bunların toplamından oluşur. Kur riski olduğu gibi bu milletin sırtına, alın terine yıkılmıştır. Bunun adı kendi tabirleriyle faiz lobisine çalışmaktır, bunun adı dış güçlerin maşası olmaktır."

'ERDOĞAN, BU GİRDİĞİNİZ YOL, YOL DEĞİL'

"Sayın Erdoğan'a sesleniyorum, uyarmayı da bir görev addediyorum; bu girdiğiniz yol, yol değil. Sizler gelip geçicisiniz ama bu ülke kalıcı, bu ülkenin vatandaşları kalıcı. Bunu öğrenin artık. Siz ve ortaklarınız zaten yolun sonuna geldiniz diye ‘Bizden sonra tufan’ diyerek sorumsuzca hareket edemezsiniz. 'Nasıl olsa gideceğim, olmazsa da gelecek yönetime enkaz devrederim' diyerek ülkeye böyle bir kötülük yapmaya sizin hakkınız yok. Türkiye yeni bir hikaye sunamıyorsunuz artık. Tek yapabildiğiniz şey; ülkeyi 40 sene, 50 sene öncesine götürmek. Başka bir şey değil."

İleride Erdoğan ve ortaklarının yaptıklarını inceleyenler Özal’ın sorduğu soruların aynısını soracaklar.

‘Kur farkı ödemeleri için Hazine’den transfer edilecek parayla kaç milyon işsiz iş sahibi olabilirdi?’ diyecekler.

Geçen hafta asgari ücret belirlenirken ‘Dolara hiç bakılır mı’ dediler. Şimdi de ‘Mevduat sahiplerinin bankalardaki TL hesaplarını dolara bağlayacağız’ dediler. İktidarın ekonomi modeli yoksulu daha yoksul, varlıklıyı ise daha varlıklı yapmaktan ibaret."

ERDOĞAN'A 'İSTİSMAR' TEPKİSİ: DİNİ KUTSALLARI GÜNLÜK SİYASETE MALZEME YAPIYOR  

Erdoğan görmezden geliyor. "Faizle mücadele ediyorum" diyor. Hep diyorum ya "mış" gibi yapmak. Ben buradan soruyorum bu nasıl mücadele?

Bugünden ülkenin 5 yılını faize mahkum ettiler. Nas mı bu?

Bunu çıkıp kendisinin anlatması lazım. Biz dinimizin kutsallarını günlük siyasete malzeme yapmayacağız. Erdoğan, dinimizin kutsallarını her gün siyasete malzeme yapıyor. 

Her 'Faizle mücadele ediyorum' dediğinizde daha fazla faizci oluyorsunuz.

Ülke batıyor bunlarda milletimizin tertemiz dini, mili duygularını istisrmarla uğraşıyorlar."

‘YALANCI BAHAR’

Kurdaki yükselişten kaygılanandan sadece mevduat sahibi mi? Asgari ücrete gelince dolarla mı çalıştırıyorsunuz diyor. Bankada parası olana gelince ben sana faizle dolar vereceğim diyor. Bu mu adalet?

Merkez Bankası'nın faizine gelince NAS var, Hazine'ye gelince NAS yok mu? Çiftçimize kredi verince NAS yok mu? Sırf Merkez Bankasına inatla yaptırdığın faiz indirimi yüzünden ülkenin geldiği durum bu. Faizlerin topyekün düşmesini istiyorsanız faizi talimatla düşüremezsiniz, güvenle düşer.

Piyasaya güvenle hukukla yaklaşmak yerine ne olduğu belirsiz sistemi sürdüğünüz için ekonomi bu durumda. Eğer hastalığı kabul etmezseniz doğru teşhisi koymazsanız doğru tedaviyi uygulayamazsınız."

'ENFLASYON SORUNUNU ÇÖZMEDEN TÜRKİYE DÜZLÜĞE ÇIKMAZ'

"1970'den 2004'e kadar bu ülkede enflasyon 2-3 haneli oldu. Enflasyon sorununu çözmeden Türkiye'yi düzlüğe çıkamazsınız. Enflasyon rakamların şiştiği durum demek. Fiyatlar şişiyor ardından maaşlar şişiyor.

Pazartesi günkü kabine toplantısı ardından yapılan açıklama ile kurda belli bir miktarda düşüş sağlasa da şu anda yaşanan tam bir yalancı bahar. Yapısal ve kalıcı adımlar atılmadıktan sonra enflasyonun düşmesi, Türk lirasının istikrara kavuşması mümkün değil."

'TAZE BAKANIN SEVİYESİNE BAKIN'

"Enflasyon sorununu çözmeden Türkiye ekonomisini düzlüğe çıkaramazsınız. Enflasyon ne demek sürekli fiyatların şişmesi demek. Taze bakan ne diyor; bakanların biri geliyor biri gidiyor. 'Herkes rahat dursun' diyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine Bakanlığı’nın başındaki bakanın seviyesine bakın. Ama vatandaş rahat durmuyor. Sabit gelirli vatandaşımıza sen en fazla enflasyonun altında ezilirsin diyen kişinin lafına bakılmaz. TL'deki güvenceyi Amerikan dolarıyla vermek ekonomiyi düzeltmez. Şu an tencereler boş, buzdolapları boş."

'ERDOĞAN'IN HİKAYESİNİN SONU GELDİ, HAYSİYETLİ İNSANLARLA BU İKTİDARIN YIKTIĞI HER ŞEYİ TEK TEK ONARAĞIZ'

"Fiyat istikrarının hiçbir öneminin kalmadığını dünyaya gösterdiler. Yanlışta inat, ülkeye on yıllarca sürecek bir yük yüklemek bu ülkeye, gençliğine, doğmamış bebeklerine yazık etmek demektir. Türkiye ekonomisinin içine düştüğü hastalığın tedavisinin yolu hukuktur. İnsan haklarının sınırlandığı dönemi bir kapatın bakın ülke nasıl düzeliyor... Bunları yapmadıkça siz değil devleti, bakkal dükkanı bile yönetemezsiniz.

Erdoğan’ın hikayesinin sonu geldi. Yepyeni bir başlangıcı başlattık. Bu ülkenin haysiyetli insanlarıyla beraber bu iktidarın yıktığı her şeyi tek tek onaracağız."

STK'LARA 'SUSMAYIN' ÇAĞRISI: MEMLEKET YANARKEN SES ÇIKARMAYANLARI BU MİLLET YAZACAK

Babacan'ın toplantının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularına verdiği yanıtlardan öne çıkan bölümler şöyle:

"-Şu anki iktidar karanlıkta çalışmayı seviyor. Gece yarısı kararname yayınlıyorlar.

-Sivil toplum kuruluşlarını baskı altına almak Sayın Erdoğan’ın yıllardır yaptığı bir iş. Tehditle ağzına fermuar çekilen, susturulan sivil toplum örgütlerimizin mensupları üzgünler, kızgınlar. Bu ortamda çıkıp, doğruları dimdik söylemek sivil toplum kuruluşlarımızın tarihi bir sorumluluğu var. Tarihi bir dönemde yaşıyoruz. Memleket yanarken dertleri dillendirmeyeceksiniz de hangi gün yapacaksınız. Tarihe bir kayıt düşün. Bu dönemde konuşmayanları, seslerini çıkarmayanları millet tarih kayıtlarına yazıyor. Siz niye konuşmadınız, niye kayıtsınız kaldınız diye milletimiz tarih defterine not ediyor."

(HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar