Almanya Erdoğan'ı Boğaz'ın sultanı yaptı

Almanya Erdoğan'ı Boğaz'ın sultanı yaptı
Almanya'nın Türkiye politikasını eleştiren gazeteci Diekmann, Afrin harekatı için yazdığı makalede 'Almanya hatalı dış politikadan ders çıkarmalı, aksi halde dökülen kanı seyredecek' dedi.

Süheyla KAPLAN

ARTI GERÇEK - Türkiye’nin Afrin harekatı Alman medyası tarafından eleştirililiyor. Alman gazeteci Patrick Diekmann,   t-online için "Erdoğan’ın Kürtler’e karşı savaşı NATO ve Almanya için büyük bir utanç" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Diekmann yazısına, "Türkiye Suriye’de Kürtlere saldırıyor ve istikrarlı olan bölgeyi daha da istikrarsızlığa itiyor. Türkiye Alman panzerleri ile Suriye’ye saldırıyor. Erdoğan’ın bu saldırısı aynı zamanda batının Ortadoğu politikasının da utanç verici bir boyutunu oluşturmaktadır. Almanya’da üretilen panzerler Türk bayrakları ile donatılarak Suriye sınırında yakın dönemin en kaotik sürecini yaşatıyor" sözleriyle başlamış.

Türkiye'nin amacının Suriye’deki Kürt özerkliğini yok etmek olduğunu belirten Diekmann batının sadece susmakla yetindiğini söylüyor.

KÜRTLER AVRUPA VE NATO İÇİN BİR KURBAN

Gazeteci Diekmann, "Kürtler Avrupalılar ve NATO için yine kurban durumundalar. Kürtler IŞİD militanlarına karşı büyük bir mücadele verdi. Batının verdiği silahlar ile Suriye’de Ezidilerin ve Kürtler’in hayatını kurtardılar. Kürtler bu bölgede demokrasi ve düşünce özgürlüğünü benimsemiş gruplardan oluşuyor. Almanya ve ABD Kürt milislerini burada eğittiler ve onlara silah göndermişlerdi’ diyerek Kürtlerin rolüne dikkat çekiyor.

NE OLDU DA BU POLİTİKA DEĞİŞTİ?

Batının ve Almanya’nın Kürt politikasının zamanla değiştiğini belirten Patrick Diekmann bu değişimin nedenini şöyle yorumluyor: "Ne oldu da bu politika birden değişti? Rusya ve ABD bölgede kendi aralarında nüfuz, söz sahibi olma yarışına girdi. Türkiye, İran ve Suudi  Arabistan da Ortadoğu’da bölgesel güç olmak istiyor. Kürtler de bu kaos ortamında politik otonom bölgesi oluşturma talebindeler. PKK saldırıları karşısında Erdoğan bu durumu meşrulaştırarak savaşı başlatıyor ve Türkiye için terör tehdidi olarak Kuzey Suriye’de Kürtler’i satıyor. Türk halkının büyük bir çoğunluğu da buna inanıyor." 

ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI

Diekmann’a göre Erdoğan, Afrin operasyonuna uluslararası meşruiyet yaratma çabasına girmiş durumda. Patrick Diekmann bunu da şöyle yorumluyor: "ABD’nin İkinci Körfez Savaşında olduğu gibi Erdoğan da savaşı terörle mücadele adına meşru görüyor. Ancak Türkiye’nın bu saldırısı uluslararası hukuka aykırı. Alman hükümeti de Türkiye’nin Afrin’e saldırısını Türkiye’nin bu operasyonu BM Sözleşmesinin 51. maddesinde yer alan Meşru Müdafaa Hakkı çerçevesinde yürüttüğünü düşünüyor. Bu düşüncenin savunulur bir tarafı yok. Tabii ki PKK ile Suriye’deki YPG grupları arasında bağlantı var. Kaldı ki Suriye’deki Kürtlerin Türk devleti ile bugüne kadar bir sorunu olmadı ve politik bir entegrasyon talebinde de bulunmadılar. Türkiye’nin Afrin’e saldırısı kesinlikle uluslararası hukuka aykırıdır. Suriye’deki Kürtler tam aksine Suriye’nin bir parçası olmak istiyorlar ve sadece politik otonom talep ediyorlar."

RUSYA TÜRKİYE'NİN NATO'DAN AYRILACAĞINI HESAPLIYOR

Alman gazeteci, "Kürtlerin kendi devletini kurması uzun süren bir düş. Iran, Irak ve Suriye Kürtler’in kendi devletlerini kurmasına izin vermez. Kürtlerin kendi devletlerini kurmaları durumunda; ABD ve Rusya bölgede daha fazla kaosun çıkabileceğini düşünüyor. Tabii ki burada Kürt bölgelerindeki petrol rezervlerinin olduğu unutulmamalı. Bu şartlar altında Erdoğan Kürtler’e saldırıyor ve bu durum ABD ile Türkiye’nin arasını açabilir. Bu saldırıyla Rusya Türkiye’nin NATO’dan ayrılabileceğini hesaplıyor’ şeklinde görüş bildiriyor.

ERDOĞAN İÇİN İÇ POLİTİKADA BİR MANEVRA

Diekmann, Afrin harakatının Erdoğan’ın iç politikaya yönelik bir manevrası olduğunu şu sözlerle dile getiriyor: "Erdoğan’ın Afrin’e saldırısı iç politikada bir manevra. 2015 yılında AKP büyük bir oy kaybına uğrayınca barış sürecini dondurdu ve Kürt illerini bombalamaya başladı. Tabii ki PKK Erdoğan için önemli bir kart ve Erdoğan hedeflenmiş provokasyonlara şiddet ile yanıt vermekte. Erdoğan aynı zamanda Türkiye’deki milliyetçiliği de körüklemekte ve kışkırtmaktadır. Bunda da başarılı oluyor. Ülkesinde Almanya, AB ve İsrail kışkırtıcılığı yaptığı gibi."

NATO SUSUYOR

NATO ve Almanya’nın Afrin saldırısına sadece bakmakla yetindiğine dikkat çeken Diekmann,"Türkiye NATO için  jeo-politik bir anlam taşıyor. Erdoğan da NATO için ülkesinin ne kadar önemli olduğunun farkında. NATO üyesi Türkiye NATO silahları ile bir savaş gerçekleştiriyor. Erdoğan TSK’nın Minbiç’e kadar saldıracağını bildirdi. Bu bir oyun ve NATO susuyor. Batı  Erdoğan’a karşı etkilerinin az olacağını biliyor. Almanya için Türkiye’nin operasyonu  utanç verici. Bu savaş Almanya’nın Türkiye politikasının da sekteye uğradığını belgeliyor. Türkiye Alman panzerleri ile savaşıyor" dedi. 

ALMANYA HATA YAPIYOR

Almanya’nın dış politikada büyük bir hata yaptığına inandığını ifade eden Diekmann yazısını şu sözlerle bitirdi: "Alman hükümeti Türkiye’ye silah satışını durdurma kararı ile sadece öfkeli Alman halkını yatıştırma çabası içinde. Sonunda Gabriel’ın Türkiye ile yakınlaşma politikası başarısız oldu ve Almanya hala Türk politikasında hatalarını sürdürüyor. Esas olarak AB mülteci anlaşması ile Erdoğan’ın baskılarına maruz kaldığı için büyük bir hata yaptı. Örneğin Almanya Erdoğan’ı Boğaz'ın sultanı yaptı ve bu nedenle AB, Erdoğan’ın muhalifleri tutuklaması ve diğer devletleri Nazi olarak görmesi karşısında sadece izleyici durumundadır. Almanya’nın bu hatalı dış politikasından bir ders çıkarması gerekiyor. Aksi takdirde Alman Federal Hükümeti dökülen kana karşı seyirci kalmaya devam edecek."

KÜRTLER DÜNYA POLİTİKASININ KURBANI

Alman gazeteci Nick Brauns’a göre ise Kürtler dünya politikasının bir kurbanı. Brauns'ın yorumu şöyle:

"(Kürtler) büyük güçler politikasında Ortadoğu'nun satranç tahtasının piyonu olarak görüldü. Satranç'ta piyonlar, şah ve vezirin yaşaması için kurban edilen en düşük değerdeki taşlardır... ABD hükümeti, DAİŞ'e karşı mücadelede çerçevesinde YPG/YPJ ile yaptığı ittifakın sadece taktiksel  olduğunu; Rojava'daki projeye de hiçbir siyasi destek vermediğini açıkça ifade etti. Bu yüzden Washington'un, NATO müttefiği Türkiye'nin Efrîn'e saldırısının karşısında sessiz kalmasına şaşırılmamalı, fakat Kürt müttefikine karşı bir ihanet olarak da görülmeli..."

 

Öne Çıkanlar