Ayşegül Karakülhancı

Ayşegül Karakülhancı

Almanya Türkiye'nin izlediği Rusya stratejisini olumlu görüyor

Erdoğan daha düne kadar Almanya'nın dış politikası için en zor liderlerden biri olarak görülüyordu. Ancak Scholz dün iki ülke arasındaki benzerliklere ve ortaklıklara vurgu yaptı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali Berlin ile Ankara arasındaki ilişkileri de değiştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha düne kadar Almanya'nın dış politikası için en zor liderlerden biri olarak görülüyordu. Ancak dün Şansölye Olaf Scholz (SPD), Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında iki ülke arasındaki benzerliklere ve ortaklıklara vurgu yaptı. 

Scholz, Ankara'yı ziyaret planına muhalefet veya sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeyi dâhil etmedi. Ayrıca yeni bir federal hükümet göreve başladıktan sonra, ortak ülkelere ilk ziyaretleri genellikle dışişleri bakanı yapar. Ancak Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock (Yeşiller) henüz Türkiye'ye gitmedi. Scholz’un yalnız gitmesi ise dikkat çekiciydi. 

Scholz, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve Ukraynalı mevkidaşı Kuleba'nın olası ateşkes müzakerelerini görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arabuluculuğunda Antalya’da bir araya gelmesinin ardından Erdoğan’ı ziyaret etti. Belli ki Rusya-Ukrayna savaşı iki liderin gündeminin merkezine oturdu. Baerbock, Türkiye’nin işlediği insan hakları ihlallerini bu görüşmede dile getiremeyeceğini bildiği için, ilk ziyaret eden kişi olmak istememiş olabilir. Zaten hükümetin silahlanma kararının ardından şimdiden parti tabanında başlayan hoşnutsuzluklara bir de Türkiye’yi ziyaret edip Erdoğan hükümetini eleştirememesini eklemesi daha çok sorun yaratabilirdi. Sonuçta Ocak ayında Federal Dışişleri Bakanlığı, dört yıldan fazladır cezaevinde olan Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını resmen talep etmişti. 

Angela Merkel şansölye olarak görev yaptığı süre boyunca, AB dışından en sık Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüştü. Buna rağmen yeni Şansölye Olaf Scholz'a Erdoğan’la çözülmemiş sorunlar listesi bıraktı. Merkel’den Scholz’a kalan liste, mülteci meselesinden basın özgürlüğüne, Erdoğan'ı eleştirenlerin uğradığı zulme kadar uzun. Geçtiğimiz yıl Ekim’de İstanbul’a yaptığı veda ziyaretinde Merkel, "Daha aşılması gereken pek çok zorluk var, 16 yıl bunun için yeterli değildi. Ama konuşmaya devam etmeliyiz" demişti. Scholz da şimdi Merkel’in dediğini yapmaya çalışıyor: Diyalog kuruyor. Erdoğan da buna olumlu karşılık veriyor.

Batı açısından Türkiye, Soğuk Savaş döneminde NATO'nun SSCB'ye karşı nasıl siperiydiyse şimdi yeniden bu rolüne geri dönüyor gibi görünüyor.

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell de Antalya Demokrasi Forumu’na geldiğinde NTV'ye verdiği demeçte Türkiye için "yeni bir rol"den de söz etti. Borell, "Bir ortak ve AB’ye katılım adayı olarak Türkiye ile ilişkilerimizi güçlendirmemiz gerekiyor." dedi.

ANTALYA’DAKİ FORUMDA ALMANYA’DAN RESMİ TEMSİLCİ YOKTU AMA ESKİ DIŞİŞLERİ BAKANI GABRİEL VARDI

Antalya’daki zirvede Almanya Federal hükümeti Ankara'daki büyükelçisi dışında resmi bir görevle kimseyi göndermemişti. Ancak Almanya’dan eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel (SPD), Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) eski lideri ve partisinin Türkiye temsilcisi Armin Laschet Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşen isimler oldu.

Türkiye'nin Rusya stratejisini Sigmar Gabriel akıllıca bulduğunu söyledi. Türkiye’nin Rusya'ya karşı yaptırımlardan kaçınarak Moskova ile bir iletişim kanalını açık tutmasını iyi bir hamle olarak yorumladı. Ukrayna ve Rus taraflarının Türkiye’de bir araya gelmesi büyük bir diplomatik başarı olarak görenlerin sayısı Almanya’da az değil. Gabriel, muhtemeldir ki Scholz’un Türkiye seyahatinden önce kendisiyle bir fikir alışverişinde de bulunmuştur. Scholz ve Federal hükümet de tıpkı Türkiye gibi Rusya’ya karşı çok sert tutum almaktan kaçınıyor. Almanya henüz Rusya’dan hammadde ithalatını tamamen durdurmuş değil. Yeşiller partisinden Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı olan Robert Habeck Almanya endüstrisini korumak için Rusya’dan hammadde alımını hemen durduramayız, rasyonel olmak zorundayız diye düşünüyor.

Bu nedenlerle Scholz aniden Türkiye’yi ziyaret ederek Türkiye’nin muhtemel bir arabulucu olarak neler yapabileceğine, NATO içinde ne kadar güvenilir bir aktör olduğunun zeminini yokladı.

SCHOLZ İNSAN HAKLARI ELEŞTİRİSİNDE MERKEL’İ SAVUNDU

Ortak basın toplantısında, AB-Türkiye arasındaki Mülteci Anlaşması da gündeme geldi. Merkel, Erdoğan'a ihtiyacı olduğu için insan hakları sorunlarına "göz yumdu" ve Scholz'a bu konuda daha farklı davranıp davranmayacağı soruldu.
Scholz neredeyse sert bir şekilde "Selefime haksızlık ediyorsunuz. İnsan hakları sorunlarına asla göz yummadı. Sayın Merkel'i korumak zorundayım. Bu doğru değil!" diyerek kendisinin de Türkiye ile yapılan bu anlaşmaya bağlı kalmak istediği belli oldu. 

Türkiye yıllardır, Kürt nüfusa karşı konuşlandırıldığı için Almanya'dan istediğinden çok daha az silah satın alabiliyor olmaktan rahatsız. Bu her fırsatta dile getiriliyor. Bir gazetecinin "Türkiye'ye karşı gizli bir ambargo var. Bu durumu görmezden gelseniz bile, ülkeler artık Rusya'ya karşı NATO ortakları olarak bir arada duruyorlar" deyince Scholz, "Ambargo yok, kısıtlayıcı bir silah kontrolü politikası var. Hükümette kim olursa olsun bu uzun yıllardır yürürlükte. Aksi kanunla belirtilir" dedi. Görünen o ki burada da Merkel çizgisi devam edecek.

Scholz, Almanya'nın giderek daha şiddetlenen savaş karşısında Rusya’dan hala gaz satın almayı durdurmak isteyip istemediği sorusuna Scholz kamuoyu önünde yanıt vermek istemedi. Ama 25 yıldır Almanya fosil yakıtlardan uzaklaştı. Rus gazına alternatif "hızlı bir şekilde çeşitlendirilmeli" dedi. Galiba alternatif olarak fosil yakıta geri dönmeyi kastetti.
Türkiye ise uzun zamandır ihtilaf yaşadığı İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır ve Yunanistan gibi devletlerle yeniden diyalog kuruyor. Hatta Ermenistan’la bile. Erdoğan’dan geçmişte Almanya ve AB'ye karşı sık sık dile getirdiği sert sözler de artık duyulmuyor. Erdoğan hükümeti Ukrayna-Rusya savaşını artan ekonomik güçlükleri biraz azaltmak ve yaklaşan seçimlerde elini yükseltmek için fırsata çevirmeye çalışıyor. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşegül Karakülhancı Arşivi