'Antep İdari Mahkemesi'nin kararı katliamı meşrulaştırmaktan başka bir anlam ifade etmiyor'

'Antep İdari Mahkemesi'nin kararı katliamı meşrulaştırmaktan başka bir anlam ifade etmiyor'
Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı'nın 70'inci ayında Kadıköy Halitağa'da adalet nöbet düzenledi.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenler için her ay düzenledikleri Adalet Nöbeti’nin 70’incisini gerçekleştirerek, adalet talebini yineledi.

Suruç Aileleri İnsiyatifi, Antep Bölge İdare Mahkemesi'nin, IŞİD'in bombalı eyleminde katledilen ve yaralı olarak kurtulan kişilerin Kobanê'ye gitmek üzere Suruç'ta oldukları için yüzde elli suçlu bulduğuna yönelik bir karar aldığı belirtildi.

Açıklamada, "Kalplerimiz adalet için atsın" yazılı pankartı yer alırken, "Suruç için Adalet herkes için adalet", "Suruç'un hesabı sorulacak" sloganları atıldı. Katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafının yer aldığı dövizler taşındı. 

Katliamdan sonra açılan davada, kısmi adımların dışında, elle tutulur bir gelişme olmadığı vurgulanan açıklamada, avukatların ve ailelerin her duruşmada dile getirdiği taleplerin kabul edilmediği ve dosyada olan eksikliklerin aradan 5 yıl geçmesine rağmen tamamlanmadığı ifade edildi.  

'DAVADA HALA SOMUT BİR ADIM YOK'

Basın açıklamasını katliamda yaşamını yitiren Vatan Budak'ın babası Murat Budak okudu. 

"Bundan 70 ay önce yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola çıkan, çoğu üniversite öğrencisi, yüzlerce kişi mola verdikleri Urfa’nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi’nde canlı bombalı bir katliama uğradı. Bu katliamda 33 Düş Yolcumuz ölümsüzleşirken, yüzlerce arkadaşımız yaralandı" diyen baba Budak, katliamın ana davasında halen somut bir ilerlemenin olmadığına dikkat çekti. Budak, açılan idari davada yaşamını yitirenlerin, katliamdan yaralı kurtulanların suçlanmaya çalışıldığını söyledi. 

'BİZİ KATİLLERLE BİR GÖREMEZSİNİZ'

Budak, Antep Bölge İdare Mahkemesi'nin verdiği karara göre Suruç'ta katledilenlerin Kobanê'ye gitmek üzere Suruç'ta bulundukları için yüzde elli suçlu bulduğuna yönelik bir karar aldığını söyledi. Budak, "Diğer bir deyişle, savaştan çıkan bir halka yardım eli uzatanların katliamdaki suçu, canilikleri dünya çapına yayılan, insanların kafalarını kesen, Şengal halkına insanlığa sığmayacak işkenceleri yapan eli kanlı örgütle  aynı oranda. Bizi katiller ile bir göremezsiniz. Bizi katillerle bir görmek  katliamı meşrulaştırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır" dedi. 

Budak konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: 

"Yaklaşık 6 yıldır, isimler değişse de açıklamaların tamamı neredeyse aynı. Meclise sunulan yüzlerce soru önergelerine ya cevap verilmedi ya da sorumlulukları öteleyen, görmezden gelen açıklamalar yapıldı. Başbakanlık görevindeyken Davutoğlu’nun canlı bomba kendini patlatmadan bir işlem yapamayız açıklaması da göstermektedir ki; bu cümleler kimin söylediğinden çok, iktidarın bu katliamda aldığı tutumu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Şimdi karşımıza çıkarılan bu idari mahkeme kararına dair söyleyeceğimiz şey, en başından beri söylediğimizle aynı; bu işin peşini bırakmayacağız. 

Bir tarafta bunlar yaşanırken diğer tarafta suruç için adalet arayanlara dönük gözaltı ve tutuklamalar sürüyor.  Suruç yaralımız Uğur OK 24 Aralık’ta tutklanarak Silivri hapishanesine konuldu. Bir itirafçının ifadelerine dayanarak yapılan tutuklamanın hukuksuzluğu  bir yana, bu davada da Suruç davasında olduğu gibi usulsüzlükler var. 6 Yıldır devam eden bir davada kaçma şüphesi olmamasına rağmen, 6 yıl sonra ortaya çıkan bir itirafçının söylemlerine dayanarak  hakkında tutuklama kararı verilmesi tamamen keyfiliktir. 

Suruç yaralımız Uğur Ok, Suruç Katliamı'ndan ağır yaralı olarak kurtulmuş, akciğerlerinde ağır hasar oluşmuştur. Hapishanenin sağlıksız koşulları akciğer  hastalığını daha da ileri taşıyacak, hastalığının kalıcı hale gelmesine neden olacaktır. Suruç yaralımız uğur ok bir an önce serbest bırakılmalıdır."

Budak, 25 Mayıs’ta İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde Uğur Ok'un 27 Mayıs'ta ise Urfa'nın Hilvan ilçesinde Suruç Katliamı duruşmasına tüm demokratik kitle örgütlerine  katılması çağrısında bulundu. 

Açıklama sonrası katliamda yaşamını yitiren 33 kişi için süre sessiz oturma eylemi yapıldı.

Öne Çıkanlar