Atay'ın avukatı Saraçoğlu: Zanlı adli kontol şartlarını yerine getirmedi, ev hapsine uymadı

Atay'ın avukatı Saraçoğlu: Zanlı adli kontol şartlarını yerine getirmedi, ev hapsine uymadı
Duygu Delen'in katil zanlısı Mehmet Kaplan'ın daha önce çarparak öldürdüğü Berna Zeynep Atay dosyasına ilişkin ihmalleri avukatı Koray Saraçoğlu, ARTI TV'ye anlattı.

ARTI GERÇEK - Duygu Delen'in hayatını kaybetmesiyle ilgili tutuklanan Mehmet Kaplan'ın 16 Ocak 2019 tarihinde trafik kazası sonucu Berna Zeynep Atay'ın da ölümüne neden olduğu ortaya çıktı. Atay'ın dava dosyasına ilişkin Ezo Özer'in sunduğu Odak programında ARTI TV'ye konuşan avukat Koray Saraçoğlu, davanın yargılama ve karar aşamasında yaşanılan ihmalleri değerlendirdi.  

Kaplan'ın ehliyetsiz, alkollü ve aşırı hız yaparak, yaya geçitinden kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmek isteyen Berna Zeynep Saraç'ın ölümüne ilişkin dosyada sanığın gerektiğinden çok daha az ceza ile cezalandırıldığını belirten dosya avukatı Saraçoğlu, aynı zamanda kendisine verilen adli kontrol şartı ve ev hapsi gibi cezalara da uymadığını söyledi.

'TUTUKSUZ YARGILANMASINA KARAR VERİLDİ'

Atay'ın ailesinin avukatı Koray Saraçoğlu'nun değerlendirmeleri şu şekilde oldu:

16.01.2019 tarihinde gece vakti yaya geçitinden karşıya geçen Berna Zeynep Atay katil zanlısı Mehmet Kaplan kırmızı ışıkta ayrıca ehliyetsiz ve hızlı bir şekilde Atay’a çarptı ve Zeynep Berna Atay olay yerinde feci bir şekilde can verdi. Bu daha sonra polisin kaza tespit tutanaklarında Mehmet Kaplan’ın ayakta duramayacak şekilde alkollü olduğu, ifade veremediği ve yeşile yetişmek için hız yaptığı şeklinde kayıt düşülmüş. Ertesi gün savcılık tarafından tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliğine sevkediyor. Fakat hakimlik adli kontrol şartı ile serbest bıraktı. O dönemde bizim dosyaya yaptığımız itirazlar, ayrıca dosyaya atanana savcının da yaptığı itirazla beraber, dosya üst sulh ceza hakimliğine gitti. Ama üst sulh ceza hakimliği de tutuksuz yargılanması yönünde karar verdi.

'EV HAPSİNE UYMADI'

Kazadan sonra davanın açılması tam 10 yıl sürdü, bu süre boyunca bu şahız dışarda dolaştı. Şahısla ilgili ev hapsi istendi. Ama şahıs bu karara hiçbir zaman uymadı. Sürekli İstanbul’daydı şehir dışındaydı. Biz şahsın tutuklanması yönünde talepte bulunduk fakat taleplerimiz değerlendirilmedi. Tutuklu yargılanmasını dava açılıncaya kadar sağlayamadık. Dava açılınca da tutuklanmasını talep ettik. O da reddedildi. Ayrıca gelen bilirkişi raporlarına da itiraz ettik. Raporlarda eksiklik olduğunu kamera görüntülerinin aslında dosyaya girmeden raporun oluşturulduğunu, sinyalizasyon belgelerinin eksik olduğunu, bunların da dosyaya girmesi gerektiğini belirttik ama bunlar da kabul görmedi. Dosya karara çıktı 2 yıl 2 yıl 20 gün gibi bir ceza aldı. Dosya şuan kesinleşmiş değil istinafta ve devam ediyor.

'İTİRAZLARIMIZIN KABUL EDİLMEMESİ ŞÜPHE UYANDIRDI'

Sonuç itibariyle biz emsal dosyaları araştırdığımızda Yargıtay’ın kararlarına baktığımızda bu ve bunun gibi cezalarda 8 ila 10 yıl arasında ceza alması gerektiğini tutuklu yargılaması gerektiğini düşündük. Hiçbir itirazımız kabul görmedi. Hem dava sürecinde hem dava dosyasına yaptığımız itirazların kabul görmemesi bizlerde şüphe uyandırdı. Aile bilindiği gibi imtiyazlı bir aile sadece Antep’te değil Türkiye çapında tanına bir aile. Yani biz dosyanın doğru bir şekilde sonuçlandığını düşünmüyoruz.İtirazların değerlendirilmemesi, eksikliklerin giderilmemesi hukuk sistemimizde olmaması gereken şeylerin olduğunu düşünmemize neden oluyor. Sonuç itibariyle Atay’ın durumuna bakıldığında bir hukukçu değil sıradan bir insan bile değerlendirdiğinde bu dosyada bir şeylerin yanlış gittiğini algılayabilir. Yüksek bir ceza alması gerektiğini düşünüyoruz.

'DOSYAYA GİZLİLİK GETİRİLMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ'

İlk bu olayı duyduğumda çok üzüldüm başka ne yapabilirim diye düşündü, yüksek ceza alması için başka ne yapabilirim diye düşündüm. Biz hukuk sistemini sağlayamadığımız için bu cinayet işlenmiş olabilir. Dosyaya gizlilik getirilmesi insanın aklına doğru şeyler getirilmiyor. Böyle bir kararın olmaması gerekiyor. Gizlilik kararı bize yine hukukun sübut etmeyeceğini düşündürüyor. Ayrıca dosya bilirkişiye gidecek rapora ulaşılamıyor. Tabi ki bunlar dosyanın sürüncemede bırakılıp zaman yayıp insanların bir süre sonra unutmasını sağlayıp bir şekilde lehlerine karar mı çıkarmaya çalışıyorlar diye düşündürüyor. Bundan sonra elimizden geleni yapmaya çalışacağız.

 

Öne Çıkanlar