'Avrupa kendi derdinde ve hala Erdoğan'a ihtiyacı var'

'Avrupa kendi derdinde ve hala Erdoğan'a ihtiyacı var'
Der Spiegel'in eski Türkiye muhabiri Maximilian Popp, 'HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında tutuklu olduğu dosyada tahliye kararı verilmesi önemli bir adımdır' dedi.

Süheyla KAPLAN


ARTI GERÇEK- Alman Der Spiegel dergisi Türkiye muhabiri Maximilian Popp,  Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’ye yakınlığı ile bilinen Friedrich Ebert Vakfı’nca Hamburg Türk Toplumu'nda (TGH) 'Kimlik, Uyum ve Demokrasi' başlıklı düzenlenen toplantı sonrası sorularımızı yanıtladı. Popp, Türkiye'de baskıcı bir rejime rağmen direnişin olduğunu ve bunun gelecek açısından umut verici olduğunu söyledi.

Der Spiegel'in internet sayfasında Gülen Cemaatini yakından takip eden ve AKP-Cemaat ilişkisinin sıkı ittifak kurduğu bir dönemde 'Gülen Hareketi: Der Pate (Mafya babası)' başlıklı araştırma analiz yazısıyla bir dönem cemaat medyasının hedefi haline gelen Popp, Demirtaş gibi diğer tüm siyasi tutukluların ve gazetecilerin cezaevlerinde tutulmasını büyük bir haksızlık olarak değerlendirdi. Popp, "İnsanların düşüncelerinden ve kalemlerinden dolayı tutuklanması adaletsizliktir" dedi.

Türkiye'de İstanbul Belediye seçimlerinde toplumun her katmanından büyük bir dayanışmanin yaşandığını gözlemlediğine dikkat çeken Popp, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır gezisini de bu dayanışmanın bir devamı olması bakımından önemli bulduğuna dikkati çekti: "Tüm demokratik güçlerin biraraya gelerek demokrasinin canlılığını göstermesi sadece Türkiye için geçerli değil, tüm dünya ülkeleri için de geçerli."

 AVRUPA KENDİ DERDİNDE

Türkiye'deki mevcut gelişmelere Avrupa'nın ve dolayısıyla Alman hükümetinin neden sessiz kaldığı yönündeki soruyu Popp şöyle yanıtladı:

"Federal hükümümet kendi sorunlarıyla meşgul. Brexit anlaşması, koalisyonun geleceği, hükümet krizi mülteci sorunu vs. dolayısıyla diğer sorunlar görmezden geliniyor."

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in daha önceki seçimler öncesi Türkiye'yi ziyarete gitmesini de oportünizm olarak değerlendiren Popp, "Almanya'nın hâlâ Erdoğan'a ihtiyacı var" dedi.

Türkiye'deki gelişmeler gözönüne alındığında gelecek için umutlu musunuz yönündeki soruya da Popp "Ben umutluyum. Türkiye'deki dinamik yapı bana demokrasinin geleceği konusunda umut veriyor. Türkiye Avrupa'nın bir parçası. Türkiye'deki dinamik yapı tüm baskı rejimine rağmen hala mevcut" şeklinde yanıt verdi.

'DEMİRTAŞ ESİR ALINDI'

Antisemitizme Karşı Kreuzberg İnisiyatifi yöneticisi Aycan Demirel de, Demirtaş hakkında verilen tahliye kararını olumlu bulmakla birlikte; Demirtaş'ın cezaevinden serbest bırakılacağı umudu taşımadığını söyledi.

Demirel, "Demirtaş'ın cezaevine atılması siyasi bir karardı. Erdoğan'a en ciddi muhalefeti yaptığı için bir nevi esir alındı. Ne Demirtaş'ın eleştirel çizgisinde bir değişiklik var, ne de Türkiye'yi yönetenlerin. Son dönemde Kürt sorununa yönelik siyasi atmosfer daha da sertleşti. O yüzden salıverilebileceğini düşünmüyorum. Demirtaş'ın sempatik kişiliği, halkın geniş tabanı ile diyaloğu ve barış perspektifinin duyulmaması için her yol denenmektedir. Elbette Demirtaş bir an önce cezaevinden salıverilmelidir, Türkiye’de tıkanan siyasetin önünü açabilecek en değerli siyasetçilerden biridir" diye konuştu.

ALMAN HÜKÜMETİ KÜRTLERİ YALNIZ BIRAKTI

Alman hükümetini de Erdoğan hükümetine karşı kayıtsız kalmakla  suçlayan Demirel "Alman hükümeti merkez partilerin erimesi, ırkçı parti AfD’nin yükselmesi, mülteci  sorunu, Avrupa Birliğinin bütünlüğünü koruması gibi sorunlarla karşı karşıya. Almanya Türkiye'yi ve Kürtleri yalnız bıraktı" dedi.

AŞIRI SAĞA KARŞI TOPLUM BİR BÜTÜN OLARAK DAHA AKTİF OLMALI

Almanya'nın Brandenburg ve Saksonya eyaletlerinde sağ popülist parti AfD'nin zaferle ayrılmasından büyük bir kaygı duyduğunu da sözlerine ekleyen Demirel, aşırı sağa karşı toplumun tüm kesimlerinin birlikte aktif olarak mücadele etmesi gerektiğini savundu.

Demirel "Eğer yüzde 1 oranı gibi  yabancının hemen hemen hiç yaşamadığı yerlerde AfD zaferle çıkıyorsa toplumsal duyarlılığımızı gösteremedik demektir. Almanya artık eskisi gibi aşırı sağın en az taban tutabildiği ülke konumunda değil. Bu konuda siyasi partiler, sivil örgütler dahil toplumsal daha ciddi ve öncelikli olarak ele almalı ve daha aktif olmalı" dedi.

Öne Çıkanlar