Avukat Coşkun: MİT ve TEM tutuklular üzerinde baskı kuruyor

Avukat Coşkun: MİT ve TEM tutuklular üzerinde baskı kuruyor
ÖHD İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu’ndan Halil Coşkun, MİT ve TEM Şube’nin tutukluya kendi lehlerine ifade vermeleri yönünde baskı kurduklarını ileri sürdü.

İnsan Hakları Derneği (İHD) güncel verilerine göre, cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 tutuklu bulunuyor. Tutuklular yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çekmek için sivil toplum örgütlerine gönderdikleri mektupta, özellikle son 10 ayda baskıların arttığını ifade etti. Yaşanan hak ihlallerine ilişkin konuşan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu Sözcüsü Avukat Halil Coşkun, özellikle siyasi tutuklulara "pişmanlık" dayatması olduğunu ve TEM Şubesi polisleri tarafından açık bir şekilde tehdit edildiklerini söyledi. Coşkun, cezaevleri üzerindeki baskının ülkede yaşanan güvenlik politikalarıyla paralel olduğuna dikkat çekti.

‘İKTİDAR, YAŞADIĞI BAŞARISIZ POLİTİKALARIN CEZASINI MAHPUSLARA ÇIKARMAK’

 Mzopotamya Ajansı’na konuşan Coşkun, "Mevcut durum mahpusların Türkiye'deki cezaevi koşularında sağlıklı kalmasının mümkün olmadığını açıkça göstermektedir. İktidar, yaşadığı başarısız politikaların cezasını mahpuslara çıkarmaktadır. Bunu her türlü yolla yapıyor. Mahpuslara fiziksel, ruhsal, maddi, manevi yönde açıkça baskı, tahakküm kurmaya çalışılıyor" dedi.

‘AYM KARARINA DAHİ TANIMAYAN BİR CEZAEVİ YÖNETİMİ’

Cezaevlerinde tutukluların gazetelere erişiminin engellenmesine yönelik Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği ihlal kararına rağmen tutuklulara gazetelerin verilmediğini söyleyen Coşkun, bu durumun AYM’yi tanımamak olduğuna işaret etti. Coşkun, "Ege bölgesinde ki memurlar özel yetkili memurlar olmaları nedeniyle hukuku işletme gibi bir dertleri olmuyor. Bütün itirazlarımıza rağmen cezaevi yönetimi bu konuda herhangi bir adım atmıyor. AYM kararına dahi tanımayan bir cezaevi yönetimi söz konusu. Özellikle Ege’de bulunan cezaevlerinin tamamı bu şekildedir" şeklinde vurguladı.

 ‘100'DEN FAZLA TUTUKLUNUN İNFAZI YAKILDI’

 Cezaevinde 100’den fazla tutuklunun 30 yıllık infaz sürelerinin tamamlanmasına rağmen serbest bırakılmadığını aktaran Coşkun, bu durumda İdari Gözlem Kurulu, tutukluların düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorladığını aktardı. Bu politikalarla Türkiye’de kaldırılan idam cezasının fiilen uygulandığını dile getiren Coşkun, "İdari Gözlem Kurulu’nun sorduğu soruların tamamı aslında Anayasa'ya aykırıdır. Anayasa madde 25/2 maddesi çok açık bir şekilde 'Kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz' der. Fakat gözlem kurulu, müvekkillerimize ‘HDP'yi nasıl görüyorsun? Çıkınca HDP'liler ile görüşür müsün?’ diye soruyor. Birçok müvekkilimiz bu tarzda sorular nedeniyle İdari Gözlem Kurulu'na çıkmama gibi bir tutum içerisindeler" şeklinde belirtti.

‘TUTSAKLAR ÜZERİNDE HEM FİZİKSEL HEM DE PSİKOLOJİK ŞİDDET’

 90’lı yıllarda tutuklananların özellikle Ege ve Karadeniz bölgelerine sevk edildiğini söyleyen Coşkun, tutukluların bu bölgelere sürgün edilerek aileleri ve halkla temaslarının önüne geçilmek istendiğini kaydetti. Karadeniz’in milliyetçi, Ege'nin ise Kemalist yönüyle öne çıktığını vurgulayan Coşkun, "Burada ki halk ve görevli memurların bu yönlerinin ağırlıklı olması nedeniyle özellikle bu bölgeler tercih edilmektedir. Tutsaklar üzerinde hem fiziksel hem de psikolojik şiddetin basına ve kamuoyuna yansımasının engellenmesi amaçlanmaktadır" ifadelerini kullandı.

‘CEZAEVİ YÖNETİMİ VE HASTANEDEN DETAYLI BİLGİ ALAMADIK’

 Ege Bölgesinde tutuklular üzerinde ciddi ihlallerin yaşandığını bu nedenle bölgedeki cezaevlerinde çok fazla ölüm olduğunu vurgulayan Coşkun, "İzmir Şakran T Tipi Cezaevi'nde Abdülrezzak Şuyur ve Akhisar T Tipi’nde Mehmet Sevinç yaşamını yitirmişti. Cezaevi yönetimi ve hastaneden detaylı bilgi alamadık. Akhisar'da Mehmet Sevinç yaşamını yitirdiğinde başında darp izler olduğu ve bunun ne şekilde yaşandığına ilişkin şaibeler söz konusuydu. Bu olayın aydınlatılması için Akhisar Cumhuriyet Başsavcısı’na suç duyurusunda bulunduk. ÖHD olarak bu sürecin takipçisiyiz" dedi.

‘MİT VE TEM ŞUBE TARAFINDAN BASKI KURULUYOR’

Cezaevlerinde TEM ve MİT’in tutuklular üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çeken Coşkun, "Bolu Cezaevi’nden, Kırıklar Cezaevine sürgün edilen Deniz Ataş hükümözlü olmasına rağmen cezaevi, hükümlüymüş gibi davranıyor. Tek kişilik hücreye alınmış. İtiraz ettiğinde de Adalet Bakanlığı’ndan talimat geldiği iddia ediliyor. Kişinin tek başına tutulması sağlık sorunu yaşamasına yol açmıştır. ‘Avukat geldi’ bahanesiyle TEM Şubesi polisleri tarafından açık bir şekilde baskı kuruluyor ve tehdit ediliyor. İdare, polislerle görüşmesi için kendisine baskı kurmuş. Daha önce de Bolu Cezaevi’nde kendisine baskı kurularak Tahir Elçi'nin katledildiği dosyada ifadesini değiştirmesi istenmiştir. Şu anda mahpus üzerinde hem MİT, hem de TEM Şube tarafından dosyada kendi lehlerine ifade vermesi için zorlanıyor ve baskı kuruluyor" diye aktardı.

 BAKANLIĞA ÇAĞRI: İNSAN YAŞAMI HER ŞEYDEN ÖNEMLİDİR

 İnsan hakları savunucularına cezaevinde yaşanan hak ihlallerine, ölümlere sessiz kalmamaları yönünde çağrıda bulunan Coşkun, "Adalet Bakanlığı'nın bu konuda artık sorumluluğunu yerine getirmesini istemekteyiz. İnsan yaşamı her şeyden önemlidir" diye konuştu.

 

Öne Çıkanlar