Avusturya'da ırkçılığın arka planı ve Adolf Hitler

Avusturya'da ırkçılığın arka planı ve Adolf Hitler
Lueger'in davranışlarından ve kullandığı dilden çok şey öğrenen Adolf, iyi bir taklitçi ve takipçi oldu.

Erdal BOYOĞLU


Bu siyalaşmayı geliştiren politikacıların başında, Avusturyalı iki politikacı gelir.

Özellikle anti-semitimizmi savunan ve siyasal alanda yaygınlaştırılmasına öncülük eden Georg Schönerer ile Karl Lueger’dir. Bu iki politikacı  *Adolf Sckicklgruber’i etkileyen politikacılar oldu. Viyana Belediye Başkanı Karl Luger’in sokak politikacılığı demeçleri, çok etkili konuşmaları, propağanda yoluyla kitlelere sesini duyuruyordu. Lueger'in davranışlarından ve kullandığı dilden çok şey öğrenen Adolf, iyi bir taklitçi ve takipçi oldu. ‘Yahudi kapitalistler bizim çektiğimiz acıların suçlularıdır’ lafını içine sindirmişti. Çünkü, dinleyenler, bu laftan çok etkilendiğini yaptıkları çoşku ve tezahüratla hissettiriyorladı. İşte Adolf  Hitler, Karl Lueger’in ‘ideolojinin granitten temeli ‘diye adlandırdığı ‘Pan- Germanistik nasyonalizm, biyolojik ırkçılık ve Slav’ karışımı bir düşünce yapısını böyle örnek aldı. 1925 yılında yayınlanan ‘Benim Kavgam’ adlı kitabında, Yahudileri 'yaşayan leşler, yok olmaya mecbur, hatalı yozlaşmış bir ırk' olarak tasvir ediyordu. Viyana’nın Leopolstadt ’2′ bölgesinde yaşayan geleneksel siyah kaftanlar içindeki Yahudileri gördükçe  Hitler'in ırkçı tahammülsüzlük yanı da depreşiyordu. Hitler’e göre Yahudiler o kadar pislerdi ki, havayı bile zehirliyorlardı. Viyana’dan ayrıldıktan sonra, geçirdiği kötü günleri Yahudilere bağladı. Dünyanın bütün pisliklerinin sorumlusunun Yahudi kapitalistler olduğuna inandı.’ Yahudileri’ toplum parazitleri vampirler’ olarak sıfatlandırıyordu. ''Viyana’da edindiğim deneyimlerden sonra Yahudilerle efendimiz için savaşmaya karar verdim’' diyor ve şunu da ihmal etmiyordu; "Beni, Tanrı gönderdi." Adolf  Hitler, Viyana Belediye Başkanı Karl Lueger’den anti-semitizmin politik açıdan değerlendirmelerini öğrendi. Bu öğretilere hayran kalmasına rağmen, Karl Lueger’in Yahudi düşmanlığını yaymada hatalar yaptığını da düşünüyordu. Linz’de yaşayan Avusturyalı politikacı Georg von Schönerer, Hitler’in gözünde daha etkili ve daha sağlam bir modeldi. Georg von Schönerer, Hitler’e göre anti-Slavist görüşleri ve iyi düşünülmüş Anti-Semitizm ile bağlanmıştı. Georg von Schönerer, yıkılan Hasburg monarşisinin yerine Avusturya- Almanya birliğinin gelişmesini savunanların başında geliyordu.1882′de ‘Alman Milli Birliği"ni kuran Schönerer ‘Linz Pogramı’ olarak bilinen bir program hazırladı. Program öncelikli olarak iki ülke arasında daha yakın bir gümrük birliğinin oluşturulmasını öngördü. Bu programda anti-semitizme yer verilmemişti.

Anti-semitik Yahudiler

Daha geniş ve kapsamlı hazırlanan 1885 Programı’nda anti-semitik talepler ilk kez ortaya kondu. 1885 Linz Programı’nda yer alan 12. maddede, ‘'Hedefimiz olan reformlarla toplum hayatının her alanında Yahudi nüfusunun önüne geçmek farz olmuştu.'' sözleri Hitler’in programı benimsemesine neden oldu. Hitler 1885′de hazırlanan Linz Programı’nın yazarları arasında Yahudi asıllı Viktor Adler ve Heinrich Friedjung’un olduğundan habersizdi. 1882 Linz Programını hazırlayan Adler ve Friedjung, Georg von Schönerer’in Pan-Germanistik politikasını onaylayanlardandı. Nitekim, Almanya’nın Hasburg rejimine göre daha güvenli ve ilerici olduğunu söylemekten kaçınmıyorlardı. Avusturya’nın Almanya ile güçlenmesinin ülkeye yarar sağlayacağı görüşündeydiler. 1882 Programı’ında Georg von Schönerer’in anti-semitizmini pek dikkate almayanlar da Heinrich Friedjung ile Viktor Adler’di. Halbuki daha o zamanlarda Yahudi düşmanlığının, siyasetçinin politik stratejesinin ana teması olacağı bir sır değildi.

Dahası Viktor Adler ile Heinrich Friedjung, Avusturya halkı ile bütünleşmiş Viyanalı Yahudi burjuvazi ile doğu Avrupa’dan gelen sığınmacı Yahudilerin arasındaki ayrılığı doğrulamak istercesine Schönerer’in Doğu Avrupa’dan gelen sığınmacı Yahudilerin Avusturya’ya girmesinin yasaklanması fikrini dahi onaylamışlardı. Avusturya’da yaşayan Yahudiler iki grup arasındaki çelişkileri bozmuşlardı. Bu çelişki günümüzdede hala sürmektedir. Georg von Schönerer 1885′deki Linz Programı’na anti-semitik düşünceyi eklediğinde Adler ve Friedjung pan-Germanistik akımındaki yerlerini yitirdiler. Bu program sonucu daha da netleşen ırkçı düşünce, Alman Milli Birliği’nde Yahudilere yer vermedi. Adler, bu ayrılık sonucu kendini ideolojik olarak farklı bir yere koydu. Bu ayrışım, Adler’i sosyal demokratların etkili ismi yaptı.Georg von Schönerer’in politik aktiveleri Karl Lueger’in Hrıstiyan Sosyal Paritisi tarafından gölgede bırakıldı. Schönerer’i düşüncelerinden ölümüne kadar (1921), anti-semitizmin en şiddetli savunucusu olarak hiç bir şekilde taviz vermedi. Kamu görevlerinde, subaylar içinde, öğrenci kontenjanlarında Yahudilerin siyasetteki etkilerine karşı mücadele etti. Yahudilerin Avusturya’ya giriş yasağını öngören yaptırımları her zaman savunanların başında Karl Lueger ve Schönerer hep başı çektiler.

İşte Hitler, tüm bunları Almanya’da ekonomik, politik ve siyasal alanda yürürlüğe koyma fırsatını yakaladı.

Unutmayalım  ki, Hitler dünyayı cehenneme çevirdiği ideoloji’sinin gıdasını  Viyana Belediye Başkanı Karl Lueger ve Georg  Schönerer‘den aldı. Toplumsal barışı tehlikeye düşüren ideolojinin başında ırkçı-milliyetçi düşünce gizlenmektedir.

Bugün ırkçılık teklik düşüncenin üstünlüğüyle tek dil, tek din ve tek kültürü dayatarak, diğer dilleri, dinleri ve kültürleri çağdışı, aşağılayıcı olarak tanımlayarak tahammülsüz yüzlerini göstermektedir.

Bugün ırkçılık vatan'a, millet'e bayrak'a sığınmaktadır.

Bugün ırkçılık modern yasalara sarılmaktadır.

Bugün ırkçılık bölgesel ayrımcılık yapmaktadır.

Bugün ırkçılık egemen kültürü ve resmi ideolojiyi dayatmaktadır.

Bugün ırkçılık azınlık halkların kültürlerini talan etmektedir.

Bugün ırkçılık kültürler arasında ayrımı geliştirmekte ve alt kültür-üst kültür diye üstün kültür demektedir.

 

*Sckicklgruber, Hitler'in annesinin soyadı idi. Adolf'un anne ve babası evli olmadığı için annesinin soyadını almıştı.  Dedesinin vasiyetnamesinden dolayı çift evlenmek zorunda kaldı.  Evlendikten sonra babasının soyadını alarak Adolf Hitler oldu... 

*Her arma kullanılan amacına göre biçimlenir.

Kızıldereliler gamalı armayı Güneş'in sembolü olarak kullanırken, Vikingler ise barışın sembolü olarak benimsemişlerdi.

*Nazi Almanyası Gamalı Haç'ı faşizmin sembolü olarak kullandı.

Öne Çıkanlar