Aylin Nazlıaka: İçinde bulunduğumuz dönemde hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku var

ARTI GERÇEK-Türkiye'de kadına şiddet, istismar, taciz gibi durumlarda hukukun işlemediğini ifade eden Aylin Nazlıaka, "İçinde bulunduğumuz dönemde hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku var" dedi. 

Artı TV'de yayınlanan Erk Acarer ile Haber Peşinde programının konuğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi üyesi ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka oldu. Programda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın ikiye ayrılarak yerine getirilen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kurulması ve bu bakanlığa da Derya Yanık'ın atanması gündem konusuydu.

'BAKAN İSTEDİĞİ KADAR DEĞİŞSİN'

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı görevine Derya Yanık'ın getirilmesiyle gerçek anlamda bir eşitlikçi politika üretilmeyeceğini söyleyen Aylin Nazlıaka, "Bütün politikalar eşitsizlik üzerine inşa edildi. Bugün pandemiden dolayı bir uygulama var. 10 yaşın altında çocuğu olan kadınlara izin veriliyor. Oysa çocuk bakımı kadın ve erkeğin ortak sorumluluğudur. Çocuk bir ailenin mensubudur. Olması gereken pandemide 10 yaşın altında çocuğu olan ailelerin kendi kararları dolayısıyla idari izinli olmasıydı. Ama ürettikleri bir çok politikada eşit bakmıyorlar. Bir bakan iş arayan kadına, 'ne oldu evdeki işler yetmedi mi' diye kahkaha atabiliyor. Bu şu demek sen hem çalışma hayatı içinde olup hem evdeki işleri yönetemezsin. 'Kadının en büyük kariyeri anneliktir' dediler. Ama bu bir tercihtir anne olmak isteyen vardır, olmak istemeyen vardır. Bunlar kadını geleneksel roller içine hapseden bir bakış açısı. Bakan istediği kadar değişsin göreve gelen bakanda bir önceki bakan gibi bukalemun karakterli olacaktır. Biz gerçek anlamda eşitlikçi bir politika üreteleceğini, kadınların hayatın her alanında var edileceğini düşünmüyoruz" dedi. 

'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ YERİNE ÜSTÜNLERİN HUKUKU VAR'

Türkiye'de aile içi şiddetin pandemi döneminde arttığının altını çizen Nazlıaka, kadına yönelik şiddetin tek çözümünün eşitlik olduğunu söyledi. Nazıaka sözlerini şöyle sürdürdü: 

"İçinde bulunduğumuz dönemde hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku var. Aynur Erzengin dosyasnda babanın hakim olması, tarikat mensubu olması hukukun üstünlüğünü etkilemiş durumda. Aynur hanım mücadleeci bir kadın er ya da geç daha adil bir karar çıkmasını sağlayacağız. Hangi tip ailenin korunmasından bahsettiğimizi konuşmak lazım. Kadının her gün şiddet gördüğü istismara uğradığı bir aileyi korumak doğru bir yaklaşım mı? Şiddetin bu kadar hayatın içine sızdığı bir dönemde sağlıklı bir aile yapısına sahip olmayanların şiddet sarmalına hapsedilmesi gerçekten bu insanlara insan haklarına aykırı bir tavır alıştır. Bunları çokça görüyoruz. Şunu söyleyelim, Covid-19'un nasıl bir aşısı var? Şiddetin de bir aşısı var o da eşitlik. Şiddeti besleyen faktörler var, yoksulluk, işsizlik, göç gibi faktörler. Özellikle pandemi döneminde artan işsizlik, derinleşen yoksulluk ve ayrımcılık nedeniyle şiddetin daha da arttığını görüyoruz. Ayrıca ailelerin pandemi koşullarından kaynaklı olarak eve kapanması aile içi şiddette de ciddi bir artışa sahip oldu. Üstelik kadınlar karakola gittiğinde şiddet faili kocasını çağırıp, birlikte çay içirip eve gönderiyorlar."