Askeri araç çarpmakla kalmamış 28 metre yerde sürüklemiş
Dersim'in Mazgirt ilçesi Göktepe köyünde karayolunun karşı tarafına geçtiği sırada 22 Eylül’de askeri aracın çarptığı 22 yaşındaki Oktay Er hayatını kaybetti. Gencin cenazesi yapılan otopsinin ardından dün Çimenli köyünde toprağa verildi.
Asker ve polislerin yüksek hızla kullandığı zırhlı araçların hayattan kopardığı insan sayısı çoğu çocuk olmak üzere yirmiyi açtı. Hayatını kaybedenlerin yakınlarının açtığı davalardan hiç bir sonuç çıkmadı. Konunun Meclis'e taşınması bile olaya sebep olan polis ya da aslerlerin ceza almasına neden olmuyor.
Bölge illerinin bir çoğunda yaşanan zırhlı araç çarpmaları sonucu ölümlere siyasi iktidarın ilgili birimlerimden açıklama yapılmadığı gibi kazayı yapanlar cesaretlendiriliyor.
Bilerek ya da bilmeyerek ölümlere sebep olan polisler tutuksuz yargılanırken hayatını kaybedenlerin ailelerinin ise feryatlarının duyulması bir yana ifadeleri dahi alınmıyor.
Dersim'de askeri aracın çarparak hayattan kopardığı 22 yaşındaki Oktay Er'in babasının da diğer kurbanlar gibi çığlıkları duyulmadı.
‘AMBULANS VERİLMEDİ’
Mezopotamya Ajansı’ndan Sema Turan'ın konuştuğu baba Cebrail Er, oğlunun hayatını kaybettiğini 22 Eylül akşamı gelen telefonla verilen haberle öğrendiğini, olay yerine gittiğinde oğlunun cansız bedeni ile karşılaştığını söyledi. Askeri aracın öldürdüğü çocuğunun cenazesini kaldırmaya çalışan Baba Er'e yapılanlar ise en az kaza kadar araştırılması gerekiyor:
"Orada cenazeyi 2 saate yakın yerde savcının gelmesi için beklettiler. Savcı inceleme yaptıktan sonra Mazgirt ilçesine gönderildik. Orada bize ‘yok’ denilerek cenaze aracı verilmedi. Daha sonra yetkililerin devreye girmesi ile ambulans verilerek Malatya’ya otopsi için gittik. Koskoca ilde bir ambulans bulamak için sabaha kadar bekledik."
'OĞLUMU NASIL FARK ETMEDİLER?'
Baba Cebrail Er, oğlunun o gün arkadaşının işlerine yardım ettiğini, ondan sonra da birlikte yemek yemeğe gittiklerini belirterek, "Oğlum çıkışta arkadaşını görmeyi unutmuş. Yanındaki arkadaşına ‘sen bekle burada, zaten lokanta karşıda görüp geleceğim’ deyip karşıya geçmek isterken askeri araç çarmış" dedi. Çarpma yerinden Göktepe köyüne kadar yolun dümdüz 4 şeritli geniş olduğunu söyleyen baba Er, "Oğlumu nasıl fark etmediler. Son teknoloji, içerisinde kamerası olan, ışıkları çok uzak mesafeden en ufak şeyi fark eden araçlardır" diye konuştu.
‘ONLAR MI BENİ KANDIRIYOR?’
Mesleğinin TIR şoförlüğü olduğunu söyleyen baba Er, kaza olduğu iddia edilen olayla ilgili şüpheleri olduğunu belirterek "Onlar mı beni kandırıyor" dedi:
"Ben o aracı istediğim yerde durdururum. Aracın durdurulmaması imkansız. 4 şeritli bomboş yol nasıl oluyor da gidip caddenin ortasında çocuğa vurabiliyor. Onların yaşı kadar şoförlük yapmışım. Onlar mı beni kandırıyor? Şu anda Dersim’de zırhlı araçları bir kontrol etsinler. Bunların hız sınırı en fazla şehir içinde 30. Şehir dışında otoban gibi yerlerde ise 60’dır" bilgisini paylaştı.
‘28 METRE YERDE SÜRÜKLEMİŞ’
Baba Er, Dersim şehir merkezinde zırhlı araçların yüksek hızda sürüldüğünü belirterek, "Benim oğluma en az 80-90 kilometre hızla vurup öldürdüler. Yoksa o aracın durmama gibi bir şansı yok. Acemileri getirip şoför yapmışlar. Burada bizim çocuklarımızın canını alıyorlar. Oğlumun tüm vücudu kırılmıştı. Zırhlı araç tüm vücudu altına almış. Çarpmakla kalmamış yaklaşık 28 metre yerde sürüklemiş. Normalde öyle bir yolda o aracı, 10 metre mesafede durdurabilirsiniz. Otopsi raporunda her şey çıkacak. Oğlumu öldürenlerin cezalandırılmasını istiyorum. Oğlumun ölümünün sebebini devletten istiyorum. Bu olayın peşini bırakmayacağım" şeklinde konuştu.
‘AVUKAT TUTACAĞIM’
Askeri aracı süren kişinin gözaltına alındığına dair duyum aldıklarını ancak yine de net bir bilgisi olmadığını söyleyen baba Er, "Oğlumun yanında olan arkadaşının da ifadesi alındı. Ben de gidip şikayetçi oldum. Önümüzdeki günlerde avukat tutup, bu dava ile özel ilgileneceğim" dedi. (HABER MERKEZİ)
