Barış Anneleri sınıra yürüdü: Kimyasal vahşetine son verin

Barış Anneleri sınıra yürüdü: Kimyasal vahşetine son verin
Sêmalka’da cenazelerin verilmesi için eylem yapan annelere Habur Sınır Kapısı’na yürüyerek destek veren Barış Anneleri, kimyasal silah kullanımına son verilmesini istedi.

Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Kuzey ve Doğu Suriye’deki barış anneleri tarafından Sêmalka Sınır Kapısı’nda başlatılan eyleme destek vermek için Şırnak’ın Silopi ilçesinde bulunan Habur Sınır Kapısı’na yürüdü. 

Şırnak, Batman, Siirt ve Mardin’den gelen Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Silopi ilçesine bağlı Tilqebîn (Başverimli) Beldesi’nde bir araya geldi. Barış Annelerinin eylemine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak milletvekilleri Nuran İmir ve Hasan Özgüneş ile HDP yöneticileri de destek verdi. Buradan sınır kapısına yürüyüşe geçen anneler, "Em şer naxwazin, aşîtî dixwazin (Biz savaş değil barış istiyoruz)", "Bimre îxanet (Kahrolsun ihanet)" ve "Bijî Serok Apo" sloganları attı. Habur Sınır Kapısı’na 2-3 kilometre kala jandarma tarafından durdurulan anneler, bütün engellemelere rağmen burada açıklama yaptı. 

‘SAVAŞA SON VERELİM’

"Zarokên parastvanên gelê xwe ne bêxwedî ne, destên xwe yên qirêj ser zarokên me rakin (Halkını savunan çocuklar sahipsiz değil, kirli ellerinizi çocuklarımızın üzerinden çekin)" yazılı pankartın açıldığı açıklamada, "Çekên kîmyevî sucên mirovatîyê ye (Kimyasal silah insanlık suçudur)", "Berxwedan jîyane (Direnmek yaşamaktır)" ve "Ji barakujî re na (Kardeş kavgasına hayır)" yazılı dövizler taşındı. Barış Anneleri Meclisi adına konuşan Emine Özek, Federe Kürdistan Bölgesi’nde kullanılan kimyasal silahlara karşı bir araya geldiklerini belirterek, Kürt halkı üzerinde yürütülen vahşeti kabul etmediklerini söyledi. Anneler olarak artık tahammüllerinin kalmadığını dile getiren Özek, "Barzani ve ortaklarına sesleniyoruz; özgür dağlarda yürüttükleri vahşete son versinler. Nisan ayından bu yana tank ve topları ile halkımıza saldırıyorlar. Kimyasal silahlarla halkımıza saldırıyorlar. Yaşanan bu zulme karşı artık tahammülümüz kalmadı. Yaşanan bu vahşete son versinler. Kürt ismiyle ona seslendiğimiz için utanıyoruz. Bir an önce bu yoldan dönsünler. Halkına ihanet etmesin. Yüzyıllardır Kürt halkını öldürüyorlar. Ne zamana kadar bu sürecek? Biz annelerin hiçbir farkı yok. Kimyasal silahlar ile vahşice bir şekilde saldırıyorlar. Tüm annelere sesleniyorum. Gelin omuz omuza verelim ve bu savaşa son verdirelim. Barzani neden yaşamını yitiren HPG’lilerin cenazelerini vermiyor" diye sordu. 

‘CENAZELERE İŞKENCE YAPILMASIN’

Ardından konuşan Barış Annesi Esmer Çıkmaz da, yaşanan bu savaştan dolayı annelerin yüreğinin yandığını söyleyerek, "Onların da anneleri yok mu? Onlarında yürekleri yanmıyor mu? Çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Her gün çocuklarımız öldürülüyor ve tutuklanıyor. Kimyasal silahlar ile özgür dağlara saldırıyorlar. Biz anneler artık ölüm istemiyoruz. Dağlarda, cezaevlerinde ve her yerde çocuklarımıza saldırıyorlar. Artık yeter diyoruz. Onlar da bu toprağın çocukları değil mi? Biz barış anneleri barış ve özgürlük istiyoruz. Tüm annelere sesleniyorum, gelin bizimle el ele verin ve ölümlere dur diyelim. Çocuklarımızın cenazelerine işkence etmesinler. Biz bunu kabul etmiyoruz" diye konuştu.

‘SAVAŞ DURSUN’

Mardin Nusaybin ilçesinden gelen Barış Annesi Perihan Altuğ, yüreklerinin yandığını ve bundan kaynaklı alanda olduklarını ifade ederek, "Asker, polis ve gerilla annesi fark etmeksizin tüm anneler savaşa karşı seslerini yükseltsin. Bu kirli savaş ve kan dursun. Gençlerimiz ölmesin. Gerilla cenazeleri KDP’nin elinde ve ailelerine teslim edilmiyor. Anneler Sêmalka Sınır Kapısında cenazelerini almak için nöbet tutuyorlar. Cenazeleri ne yapacaklar?" şeklinde konuştu.

Siirt’ten gelen Barış Annesi Taybet Tekin, ölümün çözüm olmadığını belirterek, "Annelerin yüreği yanmasın artık. Mesut Barzani bizlerden ne istiyor? Neden cenazeleri ailelerine vermiyor. Biz anneler barış, özgürlük ve eşitlik istiyoruz" dedi.

‘BARZANİ TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNDE ANILACAK’

Batman’dan gelen Barış Anneleri Meclisi üyesi Şükran Çelebi, Kürt halkı üzerinde yürütülen savaşta ahlak namına bir şeyin olmadığını kaydederek, "Cenazelerimizi vermiyorlar. Kimyasallar atıyorlar. Artık yeter. Bu halkın üzerine hangi yolla gelirseniz gelin, bu halka bir adım geri attıramazsınız. Bu halk sadece dilinin ve kimliğinin kavgasını veriyor. Kendi toprağında coğrafyasında kimliği ile yaşamının mücadelesini veriyor. Bir tek kişi kalana kadar bu mücadeleyi sürdürecek. Biz bu Kürdistan coğrafyasının sahibiyiz. Bu halkı yok etmeye yönelik ne kadar girişimler olsa da bu halk direnişini sürdürecek. Eğer savaş, katliam ve tutuklamalarla bu halk bitseydi, çoktan biterdi ama bu halk asla bitmeyecek" ifadelerini kullandı.

Barzani’ye seslenen Çelebi, "Çıkarların için kardeş kanını dökme. Kendi çıkarların için bu halkın varlığını tehlikeye atma. Bu yaptıkların için tarihin çöplüğüne gideceksin. Bütün Kürtler seni lanetle anacaktır. O kapıyı aç ve bir an önce cenazeleri ailelerine ver. Cenazelerden ne istiyorsunuz? Utanılması gereken bir ahlaksızlığı uyguluyorsunuz. Bu neyin kini ve nefretidir. Biz anneler çocuklarımızla gurur duyuyoruz ve başımız diktir" diye konuştu.

Açıklamanın ardından eylemlerini sonlandıran anneler, alkış ve sloganlarla Silopi ilçesine döndü.

NE OLMUŞTU?

Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı güçlerin Federe Kürdistan Bölgesi’nin Xelifan bölgesinde 29 Ağustos’ta pusuya düşürdüğü 7 HPG’liden 5’i yaşamını yitirirken, 1’i yaralı 2 HPG’li sağ kurtuldu. Olayın üzerinden 2 ay geçmesine rağmen KDP tarafından el konulan cenazeler, ailelerine verilmiyor. Kuzey ve Doğu Suriye'nin Cizîrê Kantonu’ndan Barış Anneleri, yaşamını yitiren HPG’lilerden Nesrîn Temir ve Yusif Îbrahîm’in cenazesini almak için Sêmalka Sınır Kapısı’nda başlattıkları eylem 1 aydır devam ediyor. (MA)

Öne Çıkanlar