'Barış, bütün ulusal ve siyasal çıkarların üzerindedir'

'Barış, bütün ulusal ve siyasal çıkarların üzerindedir'
ARTI TV'de yayınlanan Söz Sırası programında konuşan Fikret İlkiz, gazetecilerin bu süreçte en önemli görevinin barıştan yana tartışmalar açmak olduğunu söyledi.

Temmuz 2019 tarihi itibariyle Çalışma Bakanlığı'nın verilerine göre 11 binden fazla gazetecinin işsiz olduğunu ifade eden Avukat Fikret İlkiz, "Bunu söylememin temel nedeni 10 Ocak Türkiye'de 'Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanır'. Gerçekten 212 sayılı Basın İş Kanunu dediğimiz kanun, 1961 senesinde kabul edilmiş olan bir kanundur ve gazete patronlarının çok büyük tepkisini çekmiştir. Fakat 212 sayılı kanun da gazetecilere bazı haklar konusunda güvenceler getirmiştir. Bunun temel bir nedeni var: Çünkü gazeteciler kamuoyunda tartışmalar açmak konumunda olan meslek mensuplarıdır" dedi.

Gazetecilik faaliyetinin önemine değinen Fikret İlkiz, "Gazeteciler herkesin kabul ettiği gibi yargı organları kararlarında da yazılı olduğu gibi daha yaşanılır bir toplumu yaratabilmek için soru sorarlar, araştırırlar, haber yaparlar ve kimsenin bilmediklerini gün yüzüne çıkarırlar. O yüzdendir ki gazeteciler kamuoyunun gözü kulağıdır." ifadelerini kullandı.

İlkiz'in konuşmasının devamı şöyle: 

"Kamuoyunu aydınlatmak görevi, gazetecilere verilmiş olan bir yükümlülüktür. Bu yükümlülük onların gazetecilik görevini yerine getirmesini gerektirir. O halde gazetecilerin hukuka uygun davranışı demek, bu görevlerin yerine getirilmesi anlamına gelir. 

Yaşadığımız çağda, Türkiye'de, bu yıllarda karşımıza çıkan en önemli sorunlardan birisi barış mı yoksa savaş mı ikilemidir. Acaba bu ikilem içerisinde gazetecilerin görevlerini nasıl algılamamız gerekir? 

40 yıl önce bu soru soruldu. Gazeteciler herhangi bir şekilde topraklarda ve toplumlar arası çatışma meydana gelen savaşlarda nasıl bir fonksiyona sahiptirler? 40 yıl önce bu cevap iletişim ve toplum bugün ve yarın başka biri işte UNESCO'nun hazırlamış olduğu rapordu. 'McBrigth Raporu' olarak bilinir. Şimdi bu rapora baktığınız zaman, gazetecileri özellikle savaş ve barış konusunda 5 ayrı kategoride değerlendirir. Ayrıca bir başka kategori daha açıklar.

Şimdi birinci kategoride yer alan gazetecilere baktığınız zaman, bunların görevleri sadece enforme etmektir. Görevleri sadece ve sadece olup bitenler hakkında bilgi vermekten ibarettir. Ham haber verirler. O nedenle hangi bir şekilde Barış ya da savaş açısından bir değerlendirme yapmayı da düşünmezler.

İkinci kategoride yer alan gazeteciler ise, ne olursa olsun mesleklerin kendilerinden tam bir tarafsızlık beklediği inancındadırlar. İster Savaş ister Barış, bunu tarafsızlık çerçevesinde yerine getirmeye çalışırlar. 

Buna karşın üçüncü kategoride bulunan gazeteciler, kitle iletişim araçlarının amaç ve görevlerini Yani bir başka deyişle toplumda tartışmalar açmayı ve açılmış olan Bu tartışmalar sayesinde de Savaşı' ın nedenlerini niçin Barış istenmesi gerektiğini sürekli tartışan gazeteceilerdir. Başka bi deyişle hükümetlerin almış olduğu kararları da tartışırlar. Bütün siyasal iktidarların Savaş karşısındaki tutumunu eleştirirler. Bu şekildeki yazıları ile haberleri ile görüş ve düşünceleri ile savaş ve barış konusunda kamuoyunda ve toplumda tartışma açan meslek gruplarıdır. 

Bu anlamda bir adım daha atacak olursanız başka bir kategori daha vardır. Bu kategorinin aslında ne savaşta ne Barış'la hiçbir derdi bulunmamaktadır. Bizim ülkemizde bu gazetecilerden çokça vardır. Kısacası hükümet Barış derse barıştır. hükümet Savaş derse savaştır. yani herhangi bir şekilde tarafsızlık değil Aksine bulundukları kategori bakımından hükümeti desteklemekten ibaret olan, ama bunun sonuçlarını tartışmayan bir gazetecilik anlayışına sahiptirler. 

Beşinci kategoriye baktığınız zaman bu tür gazeteciler, özellikle siyasal iktidarlar bakımından hangi teknikeri görülen gazeteciler. Bunu da söylemek istediğim çok açık. Çünkü beşinci kategoride bulunan gazeteciler, doğrudan savaşa karşı olan gazetecilerdir. en önemli görevi daha özel bir kategori olarak bir anlamda barıştan yana olmak suresi ile topraklar üzerinde savaşların sona ermesi, iç çatışmaların sona ermesi, çatışma yaşanmaması için kendilerini görev olarak bunu adayan gazetecilerdir. bir adım daha ileri gidip söylemek ve ifade etmek gerekirse, artık onların gündeminde sadece barış vardır. 

Bu nedenle hiçbir Siyasal iktidar tarafından ve hiçbir hükümet tarafından da sevilmezler. Ama şunu çok iyi bilmek gerekir Barıştan yana tartışmalar açan gazeteciler için sonuç. sadece siyasal iktidarların rahatsız edilmesinden ibarettir. Bu da gazetecilerin en önemli görevidir. Çünkü herhangi bir şekilde, dünya üzerinde tam bir silahsızlanmayı gerçekleştirmek herkesin görevi olduğu gibi, gazeteciler için çok daha yükümlülük altında bulundukları bir meslek görevi olarak kabul edilmelidir. Çünkü insanlığın barıştaki amacı ve üstün yararı, bütün ulusal ve siyasal çıkarların üzerindedir. 

Bizim ülkemizde ise bunu gözardı eden, buna karşılık savaştan yana hükümet ne derse buna evet diyen gazeteci türleri çok fazladır.  Aslında bu Türkiye'de bir anlamda basın özgürlüğü olmadığının en açık kanıtıdır."

Öne Çıkanlar