Barış Soydan BDDK kararını değerlendirdi: Doların düşmesini beklemek serap görmekten başka bir şey değil

Barış Soydan BDDK kararını değerlendirdi: Doların düşmesini beklemek serap görmekten başka bir şey değil
Ekonomist Barış Soydan, 'Dolar karpuz değil ki, fiyatı arz talebe göre belirlensin! TL, KOBİ patronları dolara yöneldiği için değer kaybetmedi' dedi.

+GERÇEK - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) cuma akşamı piyasaların kapanmasından sonra açıkladığı kararın etkisiyle dolar 17.4 TL’den 16.48’e kadar geriledi. Hafta sonu sığ piyasada, 17 TL’nin altında 16.9’a yakın bir seviyede kalmaya devam ediyor…

Halktv.com.tr yazarı Barış Soydan, yazısında, "Yani şapkadan gerçek bir tavşan mı çıktı? Yoksa sihirbazın son illüzyonunu mu izliyoruz?" diye sordu.

Soydan, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Mayısta Merkez Bankası rezervlerinden piyasaya 14 milyar dolar satıldığı hesaplanıyor (HSBC Portföy’ün hesabı.) Döviz satışları bu ay da sürdü, geçtiğimiz hafta Merkez Bankası’nın net rezervleri 7.4 milyar dolara geriledi. Bu rakam, son 20 yılın en düşük seviyesini ifade ediyor. Swap (para takası) ile başka bankalar ve başka ülke merkez bankalarından borç alınan dövizler çıkarıldığında rezervler - (eksi) 53.8 milyar dolar seviyesinde.

BDDK’nın açıkladığı karar 15 milyon TL karşılığı (Yani yaklaşık 900 bin dolar) döviz mevduatı bulunan şirketlerin banka kredisi kullanmasını yasaklıyor. Yalnız önemli bir istisnası var: Cirosu, döviz mevduatının 10 katından fazla olan şirketler bu karardan muaf. Yani ekonomi yönetimi büyük şirketlere "İstediğiniz kadar döviz alıp satabilirsiniz" derken küçük ve orta boy ölçekli şirketlerin gırtlağına çöktü.

Türkiye’de banka kredi kullanmayan şirket sayısı son yıllarda çok azaldı. Dolayısıyla dünkü karar KOBİ’leri, "Ya döviz mevduatı ya kredi" ikilemiyle karşı karşıya bırakacak. Birçoğunun önümüzdeki günlerde dövizlerinin bir kısmını sattığını göreceğiz. Peki bu karar, doların düşmesini sağlayacak mı? Piyasanın beklediği tavşan bu mu?

Hayır. Çünkü döviz mevduatının önemli kısmı küçük değil büyük şirketlerde. Finnet 2000’den en çok döviz pozisyon fazlası olan şirketleri çıkardım.

Görüldüğü gibi döviz mevduatının kallavi kısmı büyük şirketlerin elinde bulunuyor. Ekonomi yönetimi onların döviz talebinin gerçek ihtiyaçlardan, küçük ve orta boy ölçekli şirketlerinkinin ise spekülatif amaçlardan kaynaklandığını düşünüyor ki, yasağı KOBİ’lere getirdi. Yani dolar küçük ve orta ölçekli şirketler yüzünden mi yükseliyordu? Suçluyu bulduk mu?

Dolar karpuz değil ki, fiyatı arz talebe göre belirlensin! TL, KOBİ patronları dolara yöneldiği için değer kaybetmedi, Türkiye’nin çok derin makro ekonomik problemleri olduğu için değer kaybetti.

Enflasyon yüzde 100’e, cari açık 50 milyar dolara gidiyor. TL bu yıl yine en çok değer kaybeden para birimi oldu çünkü gelişen ülkeler klasmanında enflasyonun bu kadar yüksek olduğu başka bir yer yok.

Bütün bunların üzerine Türkiye’nin finansal ve siyasi risklerini, Merkez Bankası rezervlerinin swap (para takasıyla borç alınan dövizler) hariç eksi 53.8 milyar dolarda olduğu ve Türkiye’nin her an şu veya bu ülkeyle yeni bir ağız dalaşı, hatta sıcak çatışmaya girebileceğini ekleyin. Çilek olarak da Merkez Bankası’nın politika faizinin yüzde 14’te olduğu, bu nedenle kimsenin parasını TL’de tutmak istemediği gerçeğini koyun.

Böyle bir ülkede KOBİ’lere kredi yasağı koyarak doların düşmesini beklemek serap görmekten başka bir şey değil."

Öne Çıkanlar