BDDK'dan bankalara Aktif Rasyosu konusunda üç uyarı

BDDK'dan bankalara Aktif Rasyosu konusunda üç uyarı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, 4 Haziran 2020 tarihinde bankalara Aktif Rasyosu hesaplamalarına dair bir yazı göndererek üç konuda dikkatlerini çekti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Covid-19 salgını nedeniyle yaşanılan sürecin ekonomiye etkisini mümkün olan en az seviyeye indirmek ve bankaların ellerinde bulundurduğu kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla bankaların 1 Mayıs 2020’den itibaren Aktif Rasyosu (AR) hesaplamasına karar vermişti. Daha sonra 29 Mayıs 2020’de aşağıda şekilde revizyona gitmiş ve bazı kredi kalemlerinin katsayılarını artırmıştı.

ÜÇ KONUYA DİKKAT ÇEKTİ

bloomberght.com sitesinde yer alan habere göre, BDDK, 4 Haziran 2020 tarihinde bankalara Aktif Rasyosu ile ilgili yazı göndererek üç konuya dikkat etmelerini istedi.

"Bilindiği üzere, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (Kurul) 18.04.2020 tarih ve 9000 sayılı Kararı ile Covid-19 salgını nedeniyle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime ve istihdama olumsuz etkisini mümkün olan en az seviyeye indirmek ve bankaların ellerinde bulundurduğu kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla bankaların, 01.05.2020’den başlamak üzere, Aktif Rasyosu (AR) hesaplamalarına karar verilmiş, söz konusu rasyonun nasıl hesaplanacağına ilişkin usul ve esaslar muhtelif tarihlerde kuruluş birlikleri vasıtasıyla bankalara iletilmiştir.

Bankaların AR’ye ilişkin uygulamaları Kurumumuz tarafından yakından takip edilmektedir. Bu çerçevede, bankalarca konuya gerekli özenin gösterildiği değerlendirilmekle birlikte, yapılan denetim ve incelemelerde, az sayıda da olsa, AR’nin ihdas edilme amacına aykırı olarak, ilgili düzenlemede belirtilen bilanço unsurlarının vade, sınır ve tanımları ayarlanmak suretiyle anılan oranı şekilsel anlamda sağlamaya yönelik işlemlere yönelindiği de görülmektedir.

Bu minvalde;

- Geçmiş bir yıllık politika ve işlem hacimlerinden önemli ölçüde farklılaşarak, ihraç edilen finansman bonolarının vadelerinin, ilgili düzenlemede belirlenen vade sınırlamasına yakın vadeli olarak belirlenmesi,

- Düzenlemede yer verilen kredilere ilişkin vade sınırını önemsiz ölçüde aşacak vadeli kredilerde olağandışı birikmelere sebebiyet verilmesi,

- Kredilere yönelik mevcut sınıflandırmada açık maddi hataların düzeltilmesi dışında, KOBİ, proje ve ihracat kredilerinin tanımlarında değişiklik yapılması gibi AR’ye ilişkin düzenlemelerin dolanılması amacına yönelik işlem tesis edilmemesi gerekli görülmektedir.

Bu çerçevede, yapılan denetimlerde bu tür amaca aykırı işlemlerin tespiti halinde, anılan işlemlerin AR’nin hesaplanmasına dahil edilip edilmeyeceğinin değerlendirileceğinin ve değerlendirme sonucuna göre gerekli işlemlerin tesis edileceğinin bilinmesinde yarar görülmektedir."

ALTERNATİF YOLLAR HEP DENENİYOR

TED Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Doç. Dr. İbrahim Ünalmış, konuyla ilgili olarak bu tip makro ihtiyati politikaların amacının genellikle ekonominin canlandırılması ya da soğutulması olduğunu söyledi. Aktif Rasyosu da bu politikalardan biri derken, yurt içinde ve yurt dışında getirilen bu tip kriterler için alternatif yolların hep denendiğini belirtti.

Ünalmış, "Geçmiş dönemde Güney Kore’de konut kredi talebi ancak üç aşamada kontrol edilebildi. Yıllık gelir/kredi ödemesi oranına getirilen tavan sınırlaması, bankalar tarafından kredi vadesini uzatılarak aşıldı; fakat bu sektörde vade uyumsuzluğunu daha da artırdı" dedi.

Ünalmış, makro ihtiyati tedbirleri bir bütün olarak değerlendirmek ve istenen amaca ulaşmak için bu politikaların kombinasyonlarını bir arada kullanmak gerektiğinin altını çizdi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar