Bilirkişi: Milas'taki Ağaoğlu Turizm Kenti projesi su kaynaklarını kurutacak

Bilirkişi: Milas'taki Ağaoğlu Turizm Kenti projesi su kaynaklarını kurutacak
Bargilya Tuzla Sulak Alanı sınırındaki Ağaoğlu Turizm Kenti projesiyle ilgili bilirkişi raporu: 'Ekolojik denge bozulacak, deniz suyu kara yönünde ilerleyecek.'

Muğla'nın Milas ilçesindeki sulak alan niteliğinde Bargilya Tuzla Sulak Alanı sınırında, binlerce konut, otel ve golf sahalarını içeren 445,4 hektarlık Ağaoğlu Turizm Kenti projesi hakkında bilirkişi raporu oluşturuldu. Raporda, projeye verilen bakanlık onayının uygunsuz olduğu anlatıldı.

Medyascope.tv'de Doğu Eroğlu'nun haberine göre, Arkeolojik Sit ve Doğal Sit alanı niteliğinde olan, aynı zamanda ulusal öneme haiz sulak alan olma özelliği taşıyan, birçok kuş ve balık türüne ev sahipliği yapan Bargilya Tuzla Sulak Alanı’nın koruma ve tampon bölgeleri içinde kalan konut ve golf sahası projesinin iptali için açılan dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu, projenin ekolojik dengeyi geri dönüşü olmayacak biçimde bozacağını söylüyor.

Raporda şöyle deniliyor: "Projenin faaliyete geçmesiyle tüm canlıların varlık ve gelişmelerini sürdürebilmeleri için gerekli olan ekolojik denge bozulacaktır. Biyolojik çeşitliliğin azalması sebebiyle, kalıcı ve geri dönüşü olmayan habitat kaybı yaşanacaktır. Tatlı su-tuzlu su dengesi bozulacak, tuzlanın zarar görmesi durumunda deniz suyu kara yönünde ilerleyecektir."

Bu tespitleri yapan bilirkişi, Ağaoğlu Turizm Kenti projesi için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının uygun olmadığını belirtti.

BARGİLYA'NIN ÖNEMİ

Bargilya Tuzla Sulak Alanı bir lagün ekosistemi. Hem karadan gelen tatlı su hem de denizden Güllük Körfezi’ne ulaşan tuzlu su, Bargilya Tuzlası içinde birleşiyor. Acı su karakteristiği gösteren tuzla, göç ve kışlama dönemlerindeki su kuşları için hayati bir habitat sağlıyor. Göç eden ördek türleri, flamingolar ve balıkçıl türleri Milas’taki Bargilya Tuzlası’nda konaklıyor. Küçük balıkları yiyebilecek yırtıcı balık türleri, sığ sular yüzünden tuzla içinde yaşayamadığı için, Güllük Körfezi ve Güney Ege’deki balıkçılık için de Bargilya Tuzlası önemli bir alan.

Bargilya Tuzla Sulak Alanı, doğal Sit alanı niteliğinde ve aynı zamanda ulusal öneme haiz sulak alan olma özelliği taşıyor. Yakınlarındaki Bargilya antik kentinin nekropol (mezarlık ve toplu mezarların bulunduğu alan) yapılarını barındırdığı için Arkeolojik Sit Alanı statüsünde olan bölge, 26 Haziran 2021’de Cumhurbaşkanlığı kararıyla kesin korunacak hassas alan olarak tescillenmişti. Ancak aynı tarihlerde bir başka resmi kurum, bu kritik alanın sınırında devasa bir yapılaşmaya onay verdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2 Haziran 2021 tarihinde, Bargilya Tuzlası etkilenme alanı ve tampon bölgesine yapılması planlanan Ağaoğlu Turizm Kenti projesi hakkında ÇED olumlu kararı vermiş, Muğla Çevre ve Ekoloji Politikaları Derneği ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Muğla İl Koordinasyon Kurulu kararın iptali için dava açmıştı.

Dava kapsamında 27 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi hakkındaki rapor, Muğla 2. İdare Mahkemesi’ne sunuldu.

'KURUMALAR OLUŞACAK'

 

Bilirkişi raporuna göre, proje gerçekleşirse sadece tuzla ve tuzlada yaşayan canlılar zarar görmeyecek, aynı zamanda bölgenin çevresinde de su kaynakları kullanılamaz hale gelecek ve ekolojik denge bozulacak. Ağaoğlu Turizm Kenti projesinin inşa edilmesi halinde olabilecekleri anlatan rapor, bölgenin su kaynaklarını kurutabilecek projenin üstün kamu yararı içermediğini belirtiyor:

"Yüzey toprağının kazılmasıyla yağmur sularının küçük çatlaklarda yeraltı sularına ulaşmasının önü kesilecektir. Proje sahasında bulunan baraj ve yapay göletlerin yeraltı ve yerüstü sularını toplamasıyla doğal akış azalacak, yeraltı sularının azalması neticesinde lagündeki tatlı su-tuzlu su oranları değişecektir. Yeraltı su havzasının yetersiz beslenmesi ve yapay göletler için yeraltı suyunun kuyulardan aşırı su çekimi sonucu lagündeki tuz oranının artmasına ve yeraltı su miktarının azalmasına sebep olacak, tatlı su-tuzlu su dengeleri bozulacaktır.

Bu yeraltı dengesinin bozulması neticesinde lagünden karaya doğru intrüzyon oluşmasıyla ağaçlarda verim kaybı ve zaman içerisinde kurumalar oluşacaktır. Bunun sonucunda yeraltı suyu, içme suyu, tarım alanlarında kullanılan su miktarı azalacaktır. Su bitkisel üretimin arttırılması, halkın beslenmesi için kullanılmaktadır. Bu ilişki üstün kamu yararı kapsamında kavranır ve değerlendirilir. Çünkü üretilen su tarım için, dolayısıyla halkın beslenmesi ve varlığının devamlılığı için gereklidir."

Öne Çıkanlar