Bir çocuk şarkısı: 'Erdoğan’ın bir çiftliği var'

Çiftliğinde (kamu) bankaları var…. 'Medyaya teminatsız kredi var', 'Yandaş basına ilan var' diye bağırır, çiftliğinde Erdoğan babanın.

Karşılığında teminat bile alınmadan Ziraat Bankası'nın Demirören grubuna verdiği 750 milyon dolarlık kredi var.

Kredinin akıbetini soranlara da "Bankacılık sırrı" gibi saçma sapan bir yanıt geliyor.

Bu kredi muhtemelen görev zararı (şimdi daha şık bir tabir kullanılıyor) olarak vergi mükellefinin üzerinde kalacak bir vergi yükü.

Vergi mükellefinin üzerine yüklenecek bir mali yük için "bankacılık sırrı" diyen, başka sıfat kullanmayacağım, cahildir.

Gazete Duvar'dan Sayın Kenan Şener geçtiğimiz günlerde harika bir araştırma yayınladı.

Araştırma kamu bankalarının gazetelere verdikleri ilanlara ilişkin.

Tekraren söylüyorum, bu gazetelere ilan işini bir özel banka yapmış olsa idi, üzerinde biraz düşünür idik ama çok da söyleyebileceğimiz bir şey olmaz idi.

"Özel bir bankada böyle bir tercih nihai olarak banka hissedarlarının sorumluluğu ve işidir" der, susardık.

Peki, kamu bankalarının hissedarları kim?

Varlık Fonu yani nihai analizde Hazine.

Varlık Fonu'nun, Hazine'nin sahibi kim?

84 milyon vatandaş.

Duvar’dan Sayın Kenan Şener’in araştırmasına göre kamu bankaları sadece ve sadece iktidar ortaklarına yani AKP ve MHP’ye yakın gazetelere ilan vermişler.

Ortada gerçekten çok mide bulandırıcı bir manzara var.

Aşağıda gazetelere kamu bankalarının verdiği ilanların santimetre olarak boyutları var.

Göreceğiniz gibi Hazine'ye yani tüm vatandaşlara ait kamu bankaları ilan meselesinde hukuk dışı, hatta ahlak dışı ayırımcılık yaparak siyasi iktidara destek veren gazetelere ilan desteği vermektedirler.

Durum televizyonlar için de aynıdır.

Kamu bankaları siyasi iktidara destek üretilmesi için satın alınan medya şirketlerine teminatsız, karşılıksız krediler vermektedirler.

Kamu bankaları siyasi iktidara yakın medyaya çok çirkin ilan desteği vermektedirler.

Türkiye artık biraz kısır konuları kenara bırakıp daha yapısal-kurumsal meselelerle ilgilenmelidir.

Mesela TRT, mesela Anadolu Ajansı (AA).

Bu iki kurum özelleştirilir ya da müşterisi olmaz da kapatılırlar ise Türkiye haber piyasası ne kaybeder?

Kamu bankaları özelleştirilir ya da müşteri bulunmaz ve kapatılırlar ise Türkiye ne kaybeder?

Haber piyasası zaten artık kamu kurumlarını gerektirmiyor çünkü haber artık serbest bir mal adeta.

TRT ve AA sadece haber piyasasının daha iyi işlemesini engelleyen, haber akışını çarpıtan kuruluşlar.

Geçmişte önemli hizmetler verdiler, Türkiye kendilerine teşekkür eder ama artık pozitif fonksiyonları kalmamıştır.

Kredi piyasasında ise tarıma, küçük üreticiye destek gerekebilir ama bu desteği bankalar üzerinden değil saydamlık, denetlenebilirlik için ilgili bakanlıkların bütçelerinden vermek gerekmektedir.

Türkiye’nin artık kurumsal sorunlarına eğilmesi gerekmektedir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi