'Bize para teklif ediyorlar, korkutmaya çalışıyorlar'

'Bize para teklif ediyorlar, korkutmaya çalışıyorlar'
Bazı sanık avukatlarının çekildiği Aladağ faciasında ölenlerin yakınları ve yaralı öğrenciler konuştu.

GÜNCEL - Adana'nın Aladağ İlçesi'nde 11'i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı Süleymancılar cemaatine ait kız yurdu yangını faciasında, kusurlu oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 7 tutuklu sanık, facianın 182'nci gününde Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşma öncesi aileler ve çeşitli dernek ile sendikaların yanısıra CHP milletvekilleri adliye önünde protesto gösterisi ve konuşmalar yaptı. Duruşma başladığında mahkeme başkanı aileler ve diğer katılanların salona sığmayacağının anlaşıldığını, bu nedenle Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'na geçileceğini duyurarak, bu binaya geçildi.

Duruşmaya, çocuklarını kaybeden 10 aile müşteki sıfatıyla katıldı. Mahkeme başkanının solana sığılamayacağına karar vermesi ardından, Ticaret ve Sanayi Odası Salonu’na geçildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar yurt müdürü Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş ve Mahir Kılınç hazır bulundu. Duruşmaya, ailelerin yanı sıra Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük ile 13 baro başkanı, SHD avukatları, CHP milletvekilleri İbrahim Özdiş, Elif Türkmen Doğan, Mustafa Balbay ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.

Yapılan kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmadan sanık yakınlarını çıkaran mahkeme heyeti, salonda yer olmadığı gerekçesiyle sanık ve mağdur yakınlarından birer kişinin duruşmaya katılmasına karar verdi.

Haklarında "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istenen sanıkların savunmalarına geçildi.

BAZI SANIK AVUKATLARI ÇEKİLDİ

Kimlik tespiti ardından duruşma iddianamenin okunması ile devam etti. Mağdur ailelerin avukatları, sanık avukatlarından Yusuf Özer’in mağdur çocuğun ifadesi için aileyle görüştüğünü ve ifadesinin değiştirildiğini belirterek, sanık avukatının davadan el çektirilmesini talep etti. Mağdur avukatları, avukatların birden fazla sanığı savunduğunu ve bunun sanıklarla avukatlar arasında menfaat çatışmasına neden olacağını ifade ederek, avukatların bazı sanıkların müvekkilliğinden çekilmesini talep etti. Bunun üzerine bazı avukatlar, bazı sanıkların müvekkilliğinden çekildiğini aktardı.

MÜDÜR İFADESİNDE ÇOCUKLARI YALANLADI

Daha sonra sanıklardan yurt müdürü Cumali Genç’in savunmasına geçildi. Yangının saat 19.20’de çıktığını itfaiye ve halkla birlikte yangına müdahale ettiklerini söyleyen Genç, "Yangın 3’üncü katta çıkmamıştır. Yangın iç tesisatta değil birinci elektrik panosundan çıkmıştır. Yangın ana panodan çıkmıştır. Tanıklarda ve öğrenciler yangının girişte olduğunu beyan ediyor. Yangın söndürme tüplerimiz vardır. Yangın günü tüplerimiz bakımda idi. Bunun bakımda olduğuna dair belgemiz de var" dedi.

MÜDÜR İTFAİYEYİ, SANIK ELEKTİRİK ŞİRKETİNİ SUÇLADI

Çocukların yaşamını yitirmesinde büyük rol oynayan kilitli yangın merdiveni kapı için Genç, "açıktı" iddiasında bulunurken, yangının yayılması ve çocukların yaşamını yitirmesinden itfaiye ekibini sorumlu tuttu. Genç’in savunması sırasında sık sık sarf ettiği "Tanıklar ve öğrenciler gerçeği anlatacaktır" söylemi dikkat çekti.

Sanık avukatlarının teknik konu ile ilgili Genç’e soru sormasına müşteki avukatları itiraz etti.

Daha sonra ise sanıklardan Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği yöneticisi Mahir Kılınç’ın savunmasına geçildi. Yurdun derneklerine bağlı olduğunu ve 45 yıldır çocuklara hizmet verdiklerini ifade eden Kılınç, tüm yetkinin yurt müdürü Genç’e ait olduğunun altını çizdi. Elektrik şirketinin tüm ilçede elektrik sayaçlarını değiştirdiğini ve yurtta yetkili kimse olmadığı için sayaca müdahale etmiş olabileceğini iddia eden Kılınç, yangının elektrik sayacının değiştirilmesi ile çıkmış olabileceğini savundu. Kılınç, Genç gibi itfaiyeyi suçlayarak, kendilerinin mağdur edildiğini ileri sürdü.

SANIKLAR AĞIZ BİRLİĞİ YAPIYOR

Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği yöneticisi Ramazan Dede ise, yaşlı olduğu için savunmasının avukatı tarafından yapılacağını söyledi. Ardından Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği yöneticisi Mustafa Öztaş, diğer sanıklar gibi itfaiyenin yetersiz olduğunu, itfaiyenin yetersizliğinden ötürü yangının büyüdüğünü ve çocukların yaşamını yitirdiğini ileri sürdü. Öztaş, Genç’in her konuda sorumlu olduğunu vurguladı. Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği yöneticisi Ramazan Keleş de amacının çocuklara yardım olduğunu ileri sürdü. Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur, diğer sanıklar gibi itfaiyeyi suçladı. Son olarak savunma yapan Mahmut Deniz, yangının terastan sirayet ettiğini aktardı. Üzerine atılı suçlamaları ret eden Deniz, yurdun girişinde beklediğini belirterek, yangın merdivenin çıkış kapısının açık olduğunu savundu.

YURT MÜDÜRÜNDEN KAÇAMAK YANITLAR

Mağdur avukatlarının sorularını yanıtlayan sanıklar, yurdun tesisatının eski olmadığını ve yurdun tadilatının yapıldığını ileri sürdü. Avukatların, "Yangın günü yurdun sorumlusu kimdir?" sorusuna sanıkların kaçamak cevap vermesi dikkat çekti. Avukatlar, yurt müdürü Genç’e yurdun Milli Eğitim Müdürlüğü denetlenmesi sonrası kendilerine eksiklerinin bildirip, bildirilmediğini ve yurtta yangınla ilgili tedbir alınıp alınmadığı sorularını yöneltti. Sorulara kaçamak cevaplar veren Genç, yangın tedbirleri olarak yangın tüpleri ve yangın merdivenlerini gösterdi.

Genç, eksikliklerin giderilmesi için Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü’ne başvurduklarını ve belletmenlerin yurdun iç işleyişinden sorumlu olduğunu kendilerinin ise yurdun ihtiyaçlarını karşılandıklarını savundu. Mağdur ile sanık avukatları arasında soru sorma şekli nedeniyle yaşanan tartışma sonrası mahkeme heyeti duruşmaya 1 saat ara verdi. Mahkeme devam ediyor.

YARALI ÇOCUKLAR ANLATTI

Yangında yaralı kurtulan öğrencilerden 13 yaşındaki Seda Topbaş mahkemede mağdur olarak ifade verdi, "Biz olay anında ders çalışıyorduk, yangın kapısına koştuk kolu yoktu kilitliydi, her zaman kilitliydi. Nefes alamayınca atlamak zorunda kaldık. Bize hiç yangın tatbikatı yaptırmamışlardı" dedi.                       

14 yaşındaki  Gülcan Bagır yangın merdiveninin kilitli olduğunu bildiği için aşağı atladığını anlattı. Aynı yaştaki  Emine Pertek, "Camı açıp bağırdık ancak kimse duymadı. Arkadaşlarım peşpeşe atlamaya başladı. Ben de atladım. O an kadın hocalar vardı ancak o an onları görmedim" diye ifade verdi.

MAĞDURLARA PARA TEKLİFİ

Küçük kızlardan sonra, ölen ve yaralanan kızların anne ve babaları da ifade verdi. Hepsi dernek ve yurt yöneticilerinden şikayetçi olduklarını söyledi. Kızı Tuğba yangında ölen Teslime Aydoğdu ise şunları söyledi:

"Benim kapıma kadar geldiler yalvardılar. 2 sene çocuklarımı onlara vermedim. Ama daha sonra yurt bulamayınca vermek zorunda kaldım. Çocuklarımı bile bile çatır çatır yaktılar. Bunların hepsi yalan söylüyor. Ben yurdun içine ilk gittiğimde korktum. Okul müdürüne gittim durumu anlattım, 'O yurt iyi verin' dedi. Bu din meselesi yüzünden yaktılar iki çocuğumu da. İçimdeki acı dinmez, herkesin burada olmasını beklerdim. Milli Eğitim, itfaiye. Ama sadece burada sanıklar var.  Şu anda bize para teklif ediyorlar, korkutmaya çalışıyorlar, biz hepsinden şikayetçiyiz korkmuyoruz."

Ölen Zeliha Avcı'nın babası Mustafa Avcı da "Şu an bize bu sanıkların yakınları baskı yapıyor. Bana en son sana '20, 30 bin lira para verelim davadan vazgeç' dediler. Bu sanıkların suçu yoksa bize niye para teklif ediyorlar? Bben bunların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" diye konuştu.

Mahkeme tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, ailelelere davadan vazgeçmeleri yönündeki tehdit iddiaları hakkında aladağ savcılığına suç duyurusunda bulunulmaya karar verdi. Duruşma 17 Temmuz 2017 tarihine ertelendi.

İlgili Haber:  Aladağ faciası sanıkları, 182 gün sonra hakim karşısında

 

Öne Çıkanlar