Boğaziçi eylemlerinde tutuklu bulunan iki isim için tahliye kararı

Boğaziçi eylemlerinde tutuklu bulunan iki isim için tahliye kararı
Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolara katılan ve haklarında dava açılan ikisi tutuklu yedi öğrencini tahliye edildi.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan eylemlerde tutuklanan Doğu Demirtaş ve Selahattin Uğuzeş ile tutuksuz yargılanan 7 öğrenci bugün hâkim karşısına çıktı.

Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen bir sergide "yere Kâbe fotoğrafı serildiği" iddiasıyla 2'si tutuklu 7 öğrencinin yargılandığı davanın ilk duruşması Çağlayan'daki İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

13.00'de başlaması gereken duruşma saat 14.00'da kimlik tespitiyle başladı. Duruşma salonuna 'adliye muhabiri' olmayan gazeteciler alınmadı. İddianamenin okunmasının ardından öğrencilerin avukatlarından Levent Pişkin, iddianamenin Anayasa'nın laiklik ilkesinin açık ihlali olduğuna dikkat çekti.

Avukat Pişkin, iddianamenin iadesini talep etti, ancak hâkim "İddianame zaten kabul edildi. Tüm sanıklara tebliğ edildi. Ama bir kez daha okutuyorum" diyerek Pişkin'i yanıtsız bıraktı. 

Pişkin, "İçeriği itibariyle toplumda hiçbir tepki meydana gelemediği ve bu nedenle ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı suçun unsurlarının oluşmadığınını" belirterek, öğrencilerin derhal beraatini talep etti. 

HÂKİM: LGBTİ+ ÜYELİĞİN VEYA DİYALOĞUN VAR MI?

Ardından 47 gündür Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunan Doğu Demirtaş ve Selahattin Uğuzeş'in savunmalarına geçildi. Suça konu edilen LGBTİ+ bayrağının bir güvenlik görevlisi tarafından asıldığını söyleyen Doğu Demirtaş, "Hiçbir kesim ya da kişiyi aşağılamak gibi bir amacımız yok. Herhangi bir öğrenci grubuna resmi ya da gayriresmi bir üyeliğim yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum. LGBTİ+ bayrağını bir güvenlik görevlisi astı. Telefonumda videosu var, incelenebilir. O güvenlik görevlisini teşhis edebilirim" dedi.

Yeni Şafak haberini delil olarak gösteren hâkimin, "Herhangi bir örgüte üyeliğin var mı, yedi sanık aynı ekipte miydiniz, sergiyi düzenleyen ekiptesin, resim daha sonra kaybolmuş, o sırada oralarda mıydın?" sorusuna yanıt veren Doğu, şöyle konuştu:

"Güvenlik sürekli serginin başındaydı, resmi kimin hazırladığını da bilmiyorum. Laik bir ülkede yaşadığımız için bunu Müslümanlığa aykırı diye savunamayız. Herhangi bir suç işlediğimizi düşünmüyorum, hatta yaptığımızın sanat olduğunu düşünüyorum."

Hâkim; Doğu'ya  "LGBTİ+ üyeliğin veya diyaloğun var mı?" diye sordu.

UĞUZEŞ: HABERİ TRT'DEN ÖĞRENDİM

Demirtaş'ın ardından savunmasına geçilen Selahattin Uğuzeş ise ifade işlemleri için gittiği Vatan Emniyet Müdürlüğü'nde resmi Doğu Demirtaş ile birlikte astığının yazılı olduğu bir tutanak imzalatılmak istendiğini söyledi.

"Savcılıkta tutukluluğa sevk edilmeden bu haberi TRT’den öğrendik" diyen Uğuzeş, "Suç işleme kastım ve kötü niyetim yoktu, sergiye gittim ve anlamadığım bir suçtan dolayı 47 gündür tutukluyum. Avukatım olmadan beyanda bulunmadığım halde bana bir tutanak getirdiler. Tutanakta resmi asan dört kişiden biri olduğumu kabul ettiğim yazıyordu. Ben bu tutanağı imzalamadım" diye konuştu.

EV HAPSİNDEKİ SENA NUR BAŞ'IN KELEPÇESİNİN ÇIKARILMASI KARARI

Tutuksuz yargılanan Sena Nur Baş ise savunmasında, "Öncelikli amacımız öğrencilerin kendilerini ifade etmeleri için bir platform kurmaktı. Hepimiz gördüğünüz gibi genç ve deneyimsiziz. Kasti olarak hiçbir eylemimiz olmamasına rağmen birilerinin rahatsız olmasına da üzüldüm. Bu eserler farklı sanatçıların gönderdiği eserlerdi. Halkı kin ve nefrete sürükleyemeyiz. Yeni Şafak'ın haberinde hedef gösterildik. Halkı kin ve düşmanlığa sevk eden kişiler bu kişilerdir. Yaklaşık bir aydır ayağımda gördüğünüz bu kelepçeyle evdeyim. Tacize uğradım, çalıştığım halde işe gidemedim, kiramı ödeyemedim. Bunların hepsinin nedeni bize atılan suç" dedi. 

Baş'ın avukatı, "Bu çocuklar kendilerini korku ve baskı altında hissediyorlar. Bu öğrencilerin bu iddianameyle burada yargılanması yüz karasıdır. Kin ve düşmanlığa tahrik için somut bir sonuç gerekir" dedi.

Hâkim ev hapsinde olan Sena Nur'un elektronik kelepçenin çıkarılmasına karar verdi.

Mahkeme heyeti, ara karar için duruşmaya ara verdi.

BİR YILDAN 3 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENİYOR

24 Şubat'ta hazırlanan iddianamede; öğrencilerin ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama’ suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırmaları talep ediliyor. İddianamede, "Kâbe görselinin üzerine yerleştirilen LGBTİ+ bayrağı için "İslam dini literatüründe yasak ve haram olarak kabul edilen eşcinsellik ve benzeri cinsel yönelimlere dair imge" ifadeleri bulunuyor. 

İddianamede; Doğu Demirtaş ve Selahattin Uğuzeş'in, Boğaziçi Üniversitesi kampüs alanı içerisindeki sergi alanında bir panoya 29 Ocak 2021 tarihinde saat 12.45 sıralarında Kabe fotoğrafı üzerine Şahmeran tasviri ve dört bir yanında LGBTİ+ amblemi bulunan resmi astıkları belirtildi.

Tutuksuz yargılanan öğrenciler; Can, Eda ve Rümeysa'nın Boğaziçi Rektörlüğüne hitaben "Şahmeran figürü bulunan resim kaybolmuştur. Saat 17.00 itibariyle gerekli araştırmaların yapılmasını istiyoruz" şeklinde dilekçe düzenleyerek imzaladıkları da iddianamede yer aldı.

DAVA ÖNCESİ YAPILACAK BASIN AÇIKLAMASINA 'PANDEMİ' YASAĞI

Üniversite öğrencileri, yargılanan arkadaşlarına destek olmak için Çağlayan Adliyesi önüne geldi. Basın açıklaması öncesinde adliye, polis ablukası altına alındı. İlçe Kaymakamlığı, 'pandemi' gerekçesiyle basın açıklamasının yasaklandığını duyurdu.

Buna rağmen öğrenciler, polis ablukası altında basın açıklaması gerçekleştirdi. "Doğu’yu ve Selo’yu alıp mücadelemize devam edeceğiz" diyen öğrenciler, "Yüreğimiz yetiyor, kayyumlar gidecek, biz kalacağız" açıklaması yaptılar.

Açıklamaya, ev hapsini reddettiklerini duyuran Hasan Doğan, Yunus Emre Karaca, Muhammed Hizmetçi, Aze Deniz Akşar ile Yıldız İdil Şen de katıldı.  

Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni Zeynep Gambetti, yaptığı konuşmayla öğrencilere seslenirken, akademisyenler Can Candan ve Feyzi Erçin de alanda bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Milletvekili Ali Şeker ve Sera Kadıgil ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay ve Bağımsız İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da öğrencilere destek için Çağlayan Adliyesi'ne geldi.

'BU İDDİANAME BİR SUÇTUR'

Aranın ardından duruşma avukatı Ezgi Önalan'ın savunmasıyla başladı. Önalan, "Doğu ve Sena  kendi ayaklarıyla karakola gitmişlerdir. Nasıl bir kaçma şüphesinden bahsedilebilir? En fazla yatacakları süre 6 ayken bu durum açıklamaya muhtaç" dedi. 

Avukat Levent Pişkin "Bu iddianame, iddianame vasfını taşımıyor. Bu bir hukuk insanının yazacağı bir iddianame değil. Eğer bir kadı devletinde yaşıyorsak bunu söyleyin bilelim. Bu iddianame bir suçtur. Okulda olmayan bir kişi hakkında güvenlik tutanak tutmuş. Güvenlikçilerin öğrencilere yönelik düşmanca davranıyor" dedi. Pişkin, halkı kin ve nefrete tahrik suçlaması için de "Yargılanması gereken Yeni Şafak Yazı İşleri Müdürüdür, haberi yapan muhabirdir. Ki buna da karşıyım. Bu da ifade özgürlüğü ihlalidir, halkın haber alma hakkı zarar görecektir. Müslümanlığa, İslama dair her türlü görüşü yasaklayalım. Bu ülkede Noel Baba sünnet edildi, bıçaklandı. Hristiyanlık din değil mi? Bu ülkede Üsküdar'da Kabe'yi pasta yapıp yediler. Madem ki savcı bey İslamiyeti biliyor bu şirk koşmaktır" ifadelerini kullandı.

MAHKEME TAHLİYE KARARI VERDİ

Tutuklu öğrenciler Doğu Demirtaş ile Selahattin Can Uğuzeş ve 7 tutuksuz yargılanan öğrencinin tahliyesine karar verildi. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar