İbrahim Ekinci

İbrahim Ekinci

Bu da 'Asrın tamiratı'

Köprüye, tünele, hastaneye gani garanti veren devlet, KKTC su hattının müteahhidine dayanma/yıl, bakım onarım şartı getirmemiş. Normalde mahcup olmak gereken bir tablodan ikinci bir açılış.

Alın çatlatan işler oluyor!
Antep’te 300 fabrika açılış şovunun yankıları bitmeden, "asrın tamiratı"nın açılışı geliyor. 
2015’te açılan su boru hattı 5 yıl sonra patlıyor! Ada’ya 9 ay su verilemiyor. 
Tamirat ihalesine çıkılıyor! 
Neden ihale?
Birkaç yüz liralık ayakkabının, kıyafetin, birkaç bin liralık elektroniğin, mobilyanın var da 1.6 milyarlık projenin yok mu? Evinizi mantolayan müteahhit 10 yıl garanti veriyor, çatıyı yapan veriyor, devlet, 1.6 milyar harcadığı projenin müteahhidi ile sözleşmeye garanti koymamış mı?
KKTC su boru hattını yapan konsorsiyumla (Kalyon - Sigur Ros Sdn Bhd- Kutay İnşaat) sözleşmede bir dayanma/yıl garantisi yok muydu?
Bu süre içinde arıza çıkarsa tamir yükümlülüğü yok muydu?
Tünele, köprüye, hastaneye gani gani garanti veren devlet, bu projenin sözleşmesine garantiler – yükümlülükler maddesi koymamış mı?
Koymamış!
Koymadığı için, kimse müteahhidini çağırıp, "Gardaş gel hele, bu senin yaptığın hatta patlak oldu. Yanlış yapmışın. Sözleşmemizin şu maddesine göre bunu tamir edeceksin. Artı, adayı 9 ay susuz bıraktın. Bunu da tazmin edeceksin" demedi…
Peki ne yaptı?
"Asrın Tamiratı" için ihaleye çıktı. 
Bir iş oldu mu iki iş!
İhaleyi kim aldı?
Normalde tazminat yükümlülüğü altında olması gereken şirket…
Yaptığı hat patlayan şirket.
Deniz kısmı hat döşeme ihalesi 630 milyon liraydı, tamirat ihalesi 483 milyona Kalyon’a gitti. Sözleşmesinde yok çünkü. Bakım, onarım, garanti yükümlülüğü konulmamış.

****
Biraz geri gidelim. KKTC'ye önce Manavgat'tan tankerle su taşınması projesi vardı. 150 milyon dolarlık yatırımdan sonra vazgeçildi. Norveç firması Nordic Water Supply, balonla su taşıma projesi getirdi. Akdeniz'in fazla tuzlu olması nedeni ile balonlar patladı. Son projeyi, Üzeyir Garih "Barış Suyu Projesi' adıyla ortaya attı. 2005'te DSİ ile anlaşma imzalandı. Çerçeve Antlaşması 20 Temmuz 2010'da imzalandı. Alarko, ABD, Danimarka ve Norveçli firmalarla konsorsiyum kurdu. Ama bu iş iptal edildi.
Sonra yeniden ihaleye çıkıldı ve Kalyon aldı. Alaköprü Barajı’ndan denize kadar duktil (dökme demir) boru kullanılarak hat kuruldu. Deniz kısmının polietilen borularını Fıratpen bölgede fabrika kurarak üretti. KKTC tarafında denizden Geçitköy Barajı’na yine duktil boru ile hat kuruldu. 2015 yılında, "Asrın Projesi" olarak açıldı… 
5 yıl sonra patladı!
"Bu borularla olmaz, denizin 250 metre derinliğine ‘askıda geçiş sistemi’ ile olmaz" diyenler haklı çıktı.
Olmaz diyenlerin bir açıklaması vardı:
Askıda boru riskli. Çelik boru tabandan gider, üstüne beton dökülerek gömülür. Su hareketinden etkilenmez, diyorlardı. 
Şimdi DSİ, boru patlaması sonrası açıklamasında diyor ki, "… Denizde meydana gelen dip dalgasıyla deniz tabanına döşenen son borudan sonra askıya geçen ilk borunun yerinden çıkması neticesinde teknik nedenlerden meydana gelmiştir."
Dip dalga nedeniyle boru çıkmış! 
Denizde dalga olur biliyorsunuz. 
Kimsenin suçu, kusuru yok. 
Dalga yapmış! 

***

630 milyona bitirilen bir iş için, yüzde 20’si açlık sınırı altında yaşayan bu fakir milletin vergilerinden 483 milyon lira daha ödeme yapmak… Sorumluluk doğuran bir iş değil Türkiye’de.
Biliyorsunuz, denizler dalgalı olur!
Yol yapıyor müteahhit, standardı 20 yıl. 
3 – 4 yılda çöküyor. 
"Gel tazminatını öde, doğrusunu yap, tamir et" demiyorlar. 
Yeniden ihale edip yeniden ödeme yapıyorlar.
KKTC su hattında, yapım hatası tazminat maddesi yok.
Asrın projesi beş yıl sonra patlıyor. Üzülürsün, mahcup olursun…
Üstüne tamir ihalesi açıyorsun… Üstüne işi kusurlu iş gören şirkete veriyorsun… Üstüne, bütün bunlar olmamış gibi, açılış şovu yapıyorsun. 

***

Projenin kara kısımları da tartışmalıydı. Çelik boru üreticileri Çin’den ithal duktil (dökme demir) boru kullanılmasına itiraz ettiler. DSİ’ye, bakana gittiler. Duktil boruda ısrar edildi. Tam o dönemde Elazığ içme suyu şebekesi işi vardı. Yine duktil boruda ısrar ettiler. Ben de haberini yazdım, Sözcü Ekonomi Yazarı Necati Doğru da yazdı. Neden duktil boruda ısrar ediliyor? Çelik boru üreticileri döne döne, bu Çin’den ithal duktil boru ısrarına işaret ettiler. Daha ucuz ve dayanıklı çelik boru yerine neden Çin’den ithal duktil boru? Soru buydu: Neden? 
Bitmedi…
Hatırlanıyor mu bilmem…
Su Ada’ya çıktı, aylarca denize aktı.
Geldik 2016’ya. Dönemin bakanı Veysel Eroğlu, Meclis’te anlatıyor: "Dağıtımı ile ilgili bazı sıkıntılar yaşandı. Bu sıkıntı giderilene kadar su baraja ve yeraltına pompalanmaya devam edecek. Çünkü yer altı suyu çekile çekile çok aşağıya gitmiş. Toprak tuzlanmış. Ancak isterlerse hemen su verilebilir."
Su gitmiş ama iki sorun var:
Adada dağıtım şebekesi sorunlu, yetersiz.
Daha önemlisi… (AKP sahneye çıkıyor!) suyu kim dağıtacak?
KKTC’liler "Eyvallah getirdiniz, sağolun ama artık bırakın nasıl dağıtılacağına KKTC hükümeti karar versin" dediler… 
Yooo, bizde işler öyle olmuyor. Başladılar baskıya. O zaman da hükümet krizi çıktı KKTC’de. 
Buradan giden su denize akıyor, düşünebiliyor musunuz?
AKP bastırıyor…
Ne diyor peki? 
"Siz alım garantisi verin, suyu özel sektör şirketi dağıtsın!"
KKTC direndi, direndi… 
Suyu getiren vanayı açmadı. Sonunda bıraktılar yakasını. 
Anlaşma imzalandı. Bildiğimiz KÖİ projesine çevirdiler işi… "Belediyeler su alım garantisi verecek, şirketin biri şebeke kuracak, su dağıtacak, fatura tahsil edecek, belediyelere tahsilattan pay verecek…"
Yok öyle… AKP bu, hamlesini yapar geçer!
***
Bir de şu açılış var. "Asrın tamiratı" açılıyor.
KKTC Başbakanı Ersin Tatar törende. Tatar, KKTC’de yaklaşan seçimlerde AKP’ye en yakın aday.
Günlerdir KKTC, "seçimlere Türkiye’nin müdahalesi" ile çalkalanıyor. 
Yine kriz, hükümetin ortağı çekiliyor hükümetten.
Türkiye, seçimlerde haksız rekabet olmasın diye KKTC’den daha dengeli bir liderler grubu çağırabilirdi oysa. 
KKTC’nin bir ‘devlet’ olarak tanınmamasından şikayet ediyorlar bir de… Türkiye KKTC’ye "bağımsız devlet" gibi davranıyor mu peki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
İbrahim Ekinci Arşivi