Bülbül, bütçe görüşmelerinde tahrip edilen mezarlıkları hatırlattı

Bülbül, bütçe görüşmelerinde tahrip edilen mezarlıkları hatırlattı
İçişleri Bakanlığı bütçesinde bölge illerinde tahrip edilen mezarlıkları tek tek sayan HDP’li Kemal Bülbül, 'Mezarlar Florya’da kaldırıma gömülerek, insanlığa karşı suç işlendi' dedi.

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığı’nın 2022 bütçesine ilişkin görüşmeler sürüyor. İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik grubu adına söz aldı.

İçişleri Bakanlığı’nın partizan bir yapı haline geldiğini söyleyen Çelik, "Böyle bir yapı partizan idare anlamına gelir. Kamu denetimi yasasına ihtiyaç var. Terörle mücadeleye yeni bir perspektif getirilmelidir. Yolsuzluk ve kayıt dışılıkla mücadele edilmelidir. Biz yanlış güvenlik politikaları üzerinden yürümekten söz etmiş oluyoruz. Bakanlık üzerinden partizanlık kol gezmektedir. İçişleri Bakanlığı’nda partizanlık ve dar kadrolaşma vardır. Türkiye’nin yönetim yapısı hırsla derinliğini kaybediyor" dedi.

‘ÜÇÜNCÜ SINIF BİR ÜLKE KONUMUNA GETİRDİNİZ’

Türkiye’nin AKP’nin yolgeçen hanına döndüğünü ifade eden Çelik, artan insan kaçakçılığına dair de eleştirilerini şöyle sıraladı: "Ülkeyi üçüncü sınıf ülke konumuna soktunuz. Her gelen mülteci grubunun getireni var götüreni var. Bu şebekeler uluslararası çalışıyor. Bu konuda pis kokular alıyoruz. Uyuşturucu ve insan kaçakçılığına ilişkin cinayetler işleniyor. Güvenlik bürokrasisini uyarıyorum. Bu iğrenç sektörleri söndürün bitirin. Yoksa çok büyük vebal altındasınız. Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü, Türkiye’yi gri listeye aldı. Bir diğer uluslararası kuruluş Avrupa Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu adı altında yolsuzlukla mücadele sıralamasında Türkiye sonuncu sırada yer alıyor. Uluslararası toplumda Türkiye’nin marka değeri aşınıyor.Bir diğer konu; bireysel silahlanma ipin ucu kaçtı. Devlet nerede nasıl saklandığı bilinirdi. 15 Temmuz sonrası pompalı tüfeklerde de kontrolün kaybedilmesi tehlikelidir."

TAHRİP EDİLEN MEZARLIKLARI SAYDI

HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül de 18 Kasım’da Diyarbakır’ın Sur ilçesi Melik Ahmet Mahallesi’nde polis tarafından Tacettin Aslan isimli gencin annesinin gözleri önünde yere yatırılarak, darp edildiğini ve ters kelepçe takıldığını hatırlattı. "Dirilere yönelik bu zulüm anlaşılabilirdi zulmün katmerlenmiş bir haliyle ancak ölülere de yönelmeye başladı" diyen Bülbül, "16 Şubat 2017’de Batman İkiztepe Mezarlığı 25 mezar, 21 Şubat 2017 Van İpekyolu Yeni Mahalle mezarlığı, 7 Nisan 2017 Dersim Mazgirt Peri Mahallesi Mezarlığı, 28 Nisan 2017 Hakkari Yüksekova Mezarlığı tahrip edildi. 5 Haziran 2017 Şırnak’ta mezarlık duvarları yerle bir edildi. 10 Nisan 2020 Agit İpek’in kemikleri annesine kargoyla gönderildi. İnsanlık böyle bir zulme de tanık oldu. 19 Aralık 2017’de barış döneminde Garzan Mezarlığı’na defnedilen 268 kişinin mezarı kemikleri çıkarıldı. Florya’da kaldırıma gömülerek, insanlığa karşı suç işlendi" dedi.

‘ALEVİLERE NEFRET SUÇU İŞLENİYOR’

Uğur Kaymaz, Berkin Elvan, Ahmet Atakan, Uğur Kurt, Tahir Elçi, Kemal Kurkut, Hrant Dink, Seve Demir, Fatma Uyar, Pakize Nayır’ın güvenlik güçleri tarafından katledildiğini hatırlatan Bülbül, "Bunlara ilişkin yargılama yapılmamış ya da yargılamalar baştan savma olmuş ve bunların katilleriyle fotoğraf çektiren nebbaşlar söz konusu olmuştur. Ne utanç verici ki nebbaşlık gelişti. Bir başka utanç verici de şu; Alevi toplumuna karşı 2012’den bu yana Adıyaman’dan başlayarak, İzmir Çiğli’de, İzmir Buca’da, Antep’te, Didim’de, İstanbul Kartal’da, Okmeydanı’nda, Mersin Mezitli’de 39 kere kapı işaretlenmek suretiyle suç işlendi. Ne utanç verici ki bu suça dair bugüne kadar ne bir kişi gözaltına alınmış, ne bir kişi hakkında dava açılmıştır. En son Akşam yazarı olduğu söylenen zebani Alevilere karşı açık ve net bir şekilde nefret suçu işlemiştir" diye konuştu.

‘SİSTEMATİK SUÇ İŞLEME VAR’

30 Kasım-2 Aralık’ta Avrupa Bakanlar Komitesi’nde görülecek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararın sonucuna binaen İçişleri Bakanlığı yetkililerinin Cemevleri’ne gittiğini söyleyen Bülbül, "Bu nasıl bir devlet anlayışıdır? Size göre Cemevi yasaktır, size göre suç işlenen bir yerdir. Böyle olduğu halde neden görevlilerinizi Cemevlerine gönderiyorsunuz? Bu ağa-maraba ilişkisidir. Bu efendi-köle ilişkisidir. Madem ki Cemevi’ni ibadethane madem ki Cemevi’ni Alevi inancının hak ve hakikati olarak görüyorsunuz; o halde Meclis’te verilen önergeleri niye kabul etmiyorsunuz? Toplantı öncesi göz boyama yaparak, Alevilerden kendinize yandaş devşirmek, Alevilerin iki kuruşa tamah edeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zira politikanız sistematik bir Yezid, Muaviye politikasıdır, sistematik bir nefret, inkar politikasıdır. Kürtlere, Alevilere, farklı inanç gruplarına sistematik suç işleme vardır. Bu suçluları koruma kollama vardır. Bu suçlulara karşı cezasızlık politikası vardır bunun birinci sorumlusu da İçişleri Bakanı ve bağlı kuruluşlarıdır" ifadelerini kullandı. (MA)

Öne Çıkanlar