Buldan: Beklentimiz adalet ve yüzleşme

Buldan: Beklentimiz adalet ve yüzleşme
Cumartesi Anneleri, 26 yıl önce katledilen Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın faillerini sordu.

Gözaltında kaybedilen, faili meçhul cinayete uğrayan yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, 793’üncü haftasına ulaşan eylemlerinde seslerini Coronavirus (Covid-19) salgını nedeniyle yine sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınla duyurdu. Anneler, bu hafta 3 Haziran 1994’te gözaltına alındıktan sonra katledilen iş insanları Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın faillerini sorup, adalet talep etti. 
 
Açıklamaya katledilen isimlerden aileleri de katıldı.
 
BULDAN: BEKLENTİMİZ ADALET VE YÜZLEŞME
 
İlk söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, eşi Savaş Buldan’ın, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay ile birlikte gözaltına alınma sürecini anlattı. Buldan, "Üzerinden tam 26 yıl geçti. 26 yıl geçmesine rağmen hala katilleri cezalandırılmadı. Bizler aileleri ve Türkiye’deki demokrasi güçleri olarak katillerin bulunması, cezalandırılması için çaba sarf ettik, mücadele ettik. Ancak bütün bunlara rağmen katiller aramızda dolaşmaya devam ediyor. Biz biliyoruz ki bu cinayetleri işleyenler, devlet tarafından korundular ve kahraman ilan edildiler. Bizler biliyoruz ki bu cinayetleri işleyenler cezalandırılmadılar. Ancak biz, adalet arayışımızı üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen hala sürdürüyoruz. Biz biliyoruz ki failli meçhul cinayetler, kayıplar ve yargısız infazlar Türkiye’nin bir gerçekliğidir" dedi.  
 
Geçmişle yüzleşmek adına Türkiye’de mutlaka bir komisyonun kurulması gerektiğini vurgulayan Buldan, şunları söyledi: "Katiller bulunup, yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Katillerin bulunup yargılanması kayıp yakınlarına bir armağan olarak verilirse vicdanlar o zaman rahat ettirilir. Bunun için talebimiz, adalet, geçmiş ile yüzleşmek ve katillerin bulunup cezalandırılmasıdır. Bu insanlar yargılanmadığı sürece bizler adalet arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Cumartesi Anneleri olarak Galatasaray Meydanı’nda ısrarcı olacağız." 
 
YILDIRIM: 26 YILDIR BU ACIYI HİSSEDİYORUZ
 
Adnan Yıldırım’ın eşi Hasibe Yıldırım ise yaptığı konuşmasında, "26 yıldır bu acıyı hissediyoruz. Ölünceye kadar bu acıyı unutmayacağız. Katiller ortalıkta dolaştığı sürece mücadelemizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. 
 
KARAY: ADALET ARAMAYA DEVAM
 
Hacı Karay’ın oğlu Enes Karay da, "Babam ve 2 arkadaşı polis kılığındaki kişilerce alınıp kaçırıldılar. İşkence yapılarak öldürüldüler. Bugün bu olayın üstünden 26 yıl geçti ama hiçbir fail  yargılanıp cezalandırılmadı. Bizler faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş kişilerin aileleri olarak adalet aramaya devam edeceğiz" diye belirtti.
 
EKİNCİ: MÜCADELE SÜRECEK 
 
Öldürülen 3 Kürt iş insanının dava sürecine ilişkin bilgileri ise, gözaltında öldürülen Yusuf Ekinci'nin oğlu ve aynı zamanda Ankara JİTEM Davası’nın müşteki avukatlarından Sertaç Ekinci paylaştı. Ekinci, "Soruşturma kapsamındaki en önemli delillerden bir tanesi eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın’ın kendisinin de bu olayda olduğunu itiraf etmesiydi" dedi.
 
Sanıkların tamamının beraat ettiğini ifade eden Ekinci, "An itibarıyla dosya İstinaf incelemesinde. Siyasal yönelim bu şekilde olduktan sonra bu davalardan herhangi bir sonuç almak mümkün değil, ama biz hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu. 
 
ZORLA OTOMOBİLE BİNDİRİLDİLER 
 
Haftanın basın metnini de 19 Ekim 1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’ın kızı Jiyan Tosun  okudu. İş insanları Buldan, Yıldırım ve Karay’ın İstanbul’da yaşadığını hatırlatan Tosun, "3 Haziran 1994 günü sabaha karşı Yeşilyurt’ta bulunan Çınar Oteli’nden birlikte çıktılar. Çok sayıda tanık beyanına göre; dışarıda bekleyen otomobillerden çıkan telsizli, çelik yelekli ve silahlı 7-8 kişi onları durdurdu ve otelin duvarına yaslayarak üzerlerini aradı. Kendilerini polis olarak tanıtan bu kişiler; ‘ifadelerinizi alıp bırakacağız’ diyerek Buldan, Yıldırım ve Karay’ı zorla otomobillere bindirerek götürdü" dedi. 
 
Olaydan haber alan ailelerin hemen Bakırköy Cumhuriyet Savcısı ve Yeşilköy Polis Karakolu ile irtibata geçerek yakınlarının kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce kaçırıldıkları hususunda şikayette bulunduklarını belirten Tosun, ailelerin yine İstanbul Valisi ve Başbakanlık’la da görüştüklerini ancak yakınlarının gözaltına alındıklarının reddedildiğini  anlattı.
 
ÖLÜM ÜÇGENİ 
 
Tosun, "4 Haziran 1994 akşamında Bolu Yığlıca köyü Taşlı Melen Mevkii’nde Buldan, Yıldırım ve Karay’ın işkence ile sorgulandıktan sonra ateşli silahla infaz edilmiş bedenleri, köylüler tarafından bulundu. Üzerlerinde kimliklerini kanıtlayacak hiçbir belge, değerli eşya veya para yoktu. Bulundukları yer kontrgerilla cinayetleri sonucunda öldürülenlerin cansız bedenlerinin bırakıldığı medyada ‘ölüm üçgeni’ olarak adlandırılan bölgedeydi" diye belirtti.
 
DAVA 19 YIL SÜRÜMCEMEDE BIRAKILDI
 
Ailelerin tüm çabalarına rağmen Buldan, Yıldırım ve Karay dosyalarının 19 yıl sürüncemede bırakıldığını sözlerine ekleyen Tosun, şu bilgileri paylaştı: "Ailelerin ısrarlı başvuruları üzerine 19 Aralık 2013 tarihinde yeni bir iddianame düzenlendi. Düzenlenen iddianame Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve kamuoyunda Ankara JİTEM Davası olarak bilinen davaya dâhil edildi. Yargılamalar sırasında tanık olarak ifade veren eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür içinde Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın isimlerinin de olduğu ‘Kürt iş insanlarına yönelik ölüm listesi’nin yer aldığı bir belgeyi mahkemeye sundu. Eymür, Buldan, Karay, ve Yıldırım’ın infazlarının Ağar’ın bizzat yönettiği Korkut Eken, İbrahim Şahin ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Emin Aslan’ın denetimindeki ‘özel operasyonlar’ kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi."
 
‘GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ’
 
Tosun, sözlerinin devamında Buldan, Yıldırım ve Karay’ın kimler tarafından gözaltına alındıkları, işkence ile sorgulandıkları, öldürüldükleri ve bu eylemin icrası için kimlerin talimat verdiğinin devletin Susurluk Raporu’nda, Ergenekon iddianamesinin 228 No’lu ek klasöründe, Ankara JİTEM davasının iddianamesinde ve mahkeme tutanaklarında yer aldığını da ifade etti. Ancak tüm bunlara rağmen 13 Aralık 2019’da görülen karar duruşmasında, işlenen suçlarla ilgili Mehmet Ağar ve diğer tüm sanıkların beraatlerine karar verildiğini hatırlatan Tosun, AİHM’de mahkumiyetle, iç hukukta beraatle sonuçlanan davalar zincirine bu davanın da eklendiğini kaydetti.
 
Tosun, sözlerini "793. haftamızda istinafa taşınan davada üst mahkemeyi, hukuka ve adalete uygun yeni bir karar tesis edilmesi için göreve çağırıyoruz. Buldan, Yıldırım ve Karay için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz" diyerek noktaladı. (MA)

Öne Çıkanlar