Buldan Gazi Cemevi'ni ziyaret etti: İktidar özür dilemeli

Buldan Gazi Cemevi'ni ziyaret etti: İktidar özür dilemeli
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenaze töreni sırasında saldırıya uğrayarak tahrip edilen Gazi Cemevi’ni ziyaret etti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenaze törenine yönelik polis saldırısının yaşandığı Gazi Cemevi'ni ziyaret etti. Ziyarette Buldan ve Uğurlu’ya, HDP İstanbul İl yöneticileri, MYK üyesi Turgut Öker, milletvekilleri Garo Paylan, Hüda Kaya, Musa Piroğlu ve Zeynel Özen eşlik etti.

Cemevi görevlileriyle birlikte binada incelemelerde bulunan Buldan ve Uğurlu, yaşananlara dair bilgi aldı. Ardından Cemevi’nin bahçesinde açıklama yapıldı.

KARADAŞ: ALEVİLER EŞİT YURTTAŞ GÖRÜLMÜYOR

İlk olarak Gazi Cemevi Başkanı Hıdır Karadaş konuştu. Herkesi eşit gören bir anlayışın çocukları olduklarını ve Karbela'dan beri bedeller ödediklerini dile getiren Karadaş, "Bu ülkenin birliği, kardeşliği, hukuku ve 80 milyon insanın birleşmesi için bugüne kadar uğraş ve gayret içerisinde olduk. Burada iki kapının koçbaşlarıyla kırılması meselesi değildir. Buradaki en ağır sorun cenazemizin alıp götürülmesidir" dedi. Saldırının 20 milyon Alevi'nin "eşit yurttaş olarak görülmemesinden kaynaklı" gerçekleştiği dile getiren Karadaş, HDP’ye konuyu Meclis’e taşıdığı için teşekkür etti. Ziyarete gelen farklı inanç temsilcileri de saldırıyı kınayarak, iktidara tepki gösterdi. 

UĞURLU: ALEVİ TOPLUMU YOK SAYILIYOR

HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu ise konuşmasında Alevi toplumunun rıza toplumu olduğunu ve dünyadaki bütün toplumlara eşit şekilde yaklaştığını ifade etti. Kiliseler, camiiler diğer toplumlar için ne ise cemevlerinin de Aleviler için o olduğunu vurgulayan Uğurlu, "Burada kapılır kırıldı. Son yolculuğuna uğurlanacak bir can hem ailesinden hem de uğurlamak isteyen insanlardan kaçırıldı. Bu aynı zamanda Alevi toplumuna bir hakarettir. Alevi toplumu yok sayılıyor" ifadelerini kullandı.

‘TOPLUMUN SİNİR UCLARIYLA UĞRAŞMAYI BIRAKIN’

Tarihin tüm zamanlarında ölüye saygı gösterildiğini vurgulayan Uğurlu, "Ailenin ve toplumun cenazeleri defnetmeleri saygı ile karşılanır. Bu çatışmacı, kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı dili bir an önce bırakmak gerekiyor. Türkiye’de yaşayan tüm kesimlerin barışa, özgürlüğe, eşitliğe ihtiyacı var. Alevi toplumu 100 yıldır bunu söylüyor. İktidar ve devleti yönetenler bu sesi duymalıdır. İktidar artık barışın eşitliğin, birlikte yaşamanın adımlarını atmalıdır. Artık toplumun sinir uçlarıyla uğraşmayı bırakın" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

"Sevgili arkadaşlar, ben de öncelikle hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Korona günlerinde hepinize sağlıklı günler diliyorum. İbrahim’in cenazesine yapılanlar zulümden yana olan anlayışın göstergesidir

BULDAN: ALEVİLERE AZAP ÇEKTİRİLMİŞTİR

Öncelikle hem koronadan kaynaklı hem de İbrahim şahsında yaşamını yitiren vatandaşlarımıza arkadaşlarımıza yoldaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. İbrahim şahsında yapılanlar, aslında yüzyıllardır devam eden inkarcı anlayışın, baskıcı anlayışın, şiddetten yana olan, bölmeden, kutuplaştırmadan yana olan bir zihniyetin bir kez daha açığa çıktığını bize gösteriyor. İki gün önce buraya bu Cemevi'ne Alevi yurttaşlarımızın kutsal mekanlarına, Alevi yurttaşlarımızın iradesine büyük bir saygısızlık yapılarak buraya saldırı gerçekleşmiş, şurada cenaze bölümü olan mekanının içine girilmiş ve burada yaşamını yitiren, hakka yürüyen İbrahim’in cenazesi kaçırılmış, Kayseri’ye götürürken bile kemikleri sızlattırılmış, Alevi yurttaşlarımıza azap çektirilmiştir. 

OLAĞAN HALE GETİRİLDİ

Sistem, siyasi iktidar bu kutuplaştırmayı, yok saymayı, inançlara saldırıyı sadece Alevi yurttaşlarımız üzerinde değil bugün Türkiye’de farklı düşünen, farklı mezheplerin, inançların üzerinde uygulanan bir sistemi olağan hale getirmeye çalışıyor. İlk defa karşılaştığımız bir durum değildir. Daha önce de Aysel Tuğluk’un annesine yapılan büyük bir saygısızlık vardı. Hatun anne gömüldüğü yerden çıkarılmak istenmiş, cenazeye saygısızlık yapılmış, ölünün kemikleri sızlatılmıştı. 

İKİNCİ BİR ÖLÜM DAYATILIYOR

Buna benzer olaylarla zaman zaman karşılaşıyoruz. Bugün özellikle Kürtlerin mezar taşları kırılarak, mezarları tahrip edilerek nasıl Kürtlere ikinci bir ölüm yaşatılıyorsa Alevi yurttaşlarımıza da İbrahim şahsında aynı azap aynı acı bir kez daha ölüm yaşatılmak istenmiştir. 

Bir insan öldükten sonra düşüncesi, fikirleri, ideolojisi ne olursa olsun üzerinden hüküm kalkmıştır. Bir ölü üzerinden hüküm varsayarak, onu suçlu ilan etmek hem cenazeye hem ölüye yapılan büyük bir saygısızlıktır. Yapılan bu saldırı ve saygısızlığın karşısında sessiz kalmayacağız. Hiçbir dinde, kitapta, ayette, surede ölüye saygısızlık diye bir şey yoktur, olmaz da. Ama bugünkü siyasi iktidar, özellikle son zamanlarda yaptıklarıyla birlikte aslında dini siyasete alet etmekle birlikte dine büyük bir saygısızlık yapmaktadır. Bu ülkede Kürtlerin mezar taşları kırılırken, Alevilerin cemevleri basılırken, Ermenilerin kiliselerine saygısızlık yapılırken bunlar karşısında sessiz kalmayacağız. 

CEMEVLERİNE SALDIRI 

Çünkü biz biliyoruz ki, Aleviler şahsında cemevlerine yapılan saldırı aynı zamanda Sünnilere, camilere yapılan saldırıdır. Çünkü cemevleri Aleviler için neyse, camiler de Sünniler için aynıdır, kiliseler Ermeniler için aynıdır. Hepsi kutsaldır, hepsi değerlidir. Cemevlerinde, camilerde, kiliselerde insanlar Allah ile baş başa kalırlar ibadetlerini yerine getirirler. Bunun arasına kulun girmesi ve saygısızlık yapılması büyük bir utançtır. 

DİYANET SESSİZ

Haddi olmayan her konuda konuşan Diyanet, ölüye ve mezarlara yönelik saldırılar karşısında sessizdir. Dikkat edilmesi gereken şey şudur, Diyanet İşleri Başkanı bütün bu yaşananlar karşısında sessizliği koruyor. Haddi olmayan her türlü konuda konuşan, alanına girmeyen her türlü konu üzerinde söz söyleyen Diyanet İşleri Başkanı cemevlerine yapılan saldırıda, Kürtlerin mezar taşları kırıldığında sessiz kalmış ve bunu onaylamıştır. Oysa tam da konuşulması gereken şeylerin yeri ve zamanıdır. İşte hem Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu sessizliğini ve siyasi iradenin bu saygısızlığını biz HDP olarak asla kabul etmiyoruz, bunun karşısındayız, siyasi ve hukuki gelişmeleri yakından takip edip bunun takipçisi olacağımızı belirtmek isteriz. 

İNANCI YAŞAMA HAKKI 

Evet, sevgili arkadaşlar, cemevlerine saldırı yapılamaz, camilere, kiliselere, sinagoglara saldırı yapılamaz. Bunlar en kutsal mekanlardır. Çünkü bu ülkede bizler 82 milyon insanla farklı mezhepleri, inançları, kimlikleri oluşturuyoruz. Bu ülkede sadece Türkler ve Sünniler yoktur; Aleviler, Ermeniler, Süryaniler de vardır. Herkes kendi inancını dilediği şekilde kendi kutsal mekanlarında yerine getirmek ve bunu Allah’la paylaşma hakkına sahiptir. Bu mekanlar da bunun içindir. Bu yapılan saldırıyı, Gazi Cemevi'ne yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz.

İKTİDAR ÖZÜR DİLEMELİ

Böyle bir saldırı karşısında siyasi iradeyi Alevi halkı ve toplumundan özür dilemeye davet ediyoruz. Evet bugün bir özre ihtiyaç vardır. Bu özür Alevi halkından dilenmelidir. Cemevleri yönelik saldırılardan dolayı özür dilenmelidir. Cenazelerine saldırılan insanların ailelerinden özür dilenmelidir. Mezar taşları kırılan insanların ailelerinden özür dilenmelidir. Böyle bir şeye asla ve asla bir daha cürret edilmemelidir. Hepimizin kimliğine saygı duyulması gerekiyor. İşte demokratikleşme dediğimiz şey budur. Biz ‘Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyoruz’ dediğimiz zaman aslında bütün bunları ifade ediyoruz.

Birbirimize saygı ve eşit insanlık, hukuk ve adalet istiyoruz. Bir kez daha yapılandan dolayı utanç duyduğumuzu ve hem de cemevine yapılan saldırı ve cenazenin kaçırılması konusunda yanınızda olduğumuzu belirtiyoruz. Bir kez daha hepimizin başı sağolsun, Xızır yardımcımız olsun." (MA)

Öne Çıkanlar