‘Bütçeden aslan payını Diyanet İşleri Başkanlığı aldı’

‘Bütçeden aslan payını Diyanet İşleri Başkanlığı aldı’
BES Genel Başkanı Bahadır Bedircioğlu 'Bütçede aslan payının bir diğer ortağı ise savunma ve güvenlik harcamaları adı altında silaha, çatışmaya, savaşa ayrılan kaynaklardır.' dedi.

Seda TAŞKIN 


ARTI GERÇEK -  Kamu emekçileri, işçiler ve dar gelirliler olmak üzere tüm halkın geleceğini yakından ilgilendiren bütçe yasa teklifinin görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye devam ederken, Büro Emekçileri Sendikası Yönetim Kurulu (BES) konuya ilişkin Ankara’da bir otelde basın açıklaması gerçekleştirdi. BES Genel Başkanı Bahadır Bedircioğlu, iki gün sürecek Merkezi Temsilciler Kurulu toplantısına başladıklarını belirterek, "Önümüzdeki dönem mücadele programımızı oluşturacağımız çalışmalarımızın önemli başlıklarından birisi bütçe olacak" dedi. Bedircioğlu, atanmışlar tarafından hazırlanan bütçe tasarısının iktidar blokunun meclisteki çoğunluğu üzerinden yasallaştırılmaya çalışılacağının da altını çizdi. 

Bedircioğlu sözlerine şöyle devam etti: 

"Bütçe kaynaklarının dağıtılması ve bütçe gelirlerinin toplanmasının nasıl olması gerektiği ülke gerçekleri üzerine planlanması gerekirken yoksul halkımızın ve emekçilerin taleplerinin yer almadığı, işsizliğin, yoksulluğun ve hayat pahalılığının yok sayıldığı aynı tas aynı hamam bir bütçe tasarısı ile karşı karşıyayız."

Türkiye yaşayan insanların temel gündeminin zamlar olduğunu belirten Bedircioğlu, "Bugün milyonlarca emekçinin temel gündemi TL’nin döviz karşında değer kaybı ile gelirinin, ücretinin, maaşının her geçen gün mum gibi erimesidir. Bu koşullarda kapıya dayanan kışı nasıl geçireceğidir" dedi. Enflasyonun her geçen gün arttığını hatırlatan Bedircioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 

"İşsizlik ve yoksulluk artmaya devam etmektedir. İş bulma ümidini kaybedenleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olanları, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları da ekleyerek ulaşılan geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 22’ye,  işsiz sayısı ise 7 milyon 855 bine dayanmıştır.

‘YOKSULLUK SINIRI HIZLA ARTIYOR’

"Buna karşın açlık ve yoksulluk sınırı hızla artmaya devam etmektedir. Türk-İş verilerine göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı yılın başından Eylül ayına kadar olan dokuz ay içinde iki bin 590 TL’den 459 TL artışla üç bin 49 TL’ye, dört kişilik ailenin gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise yine aynı dönemde sekiz bin 436 TL’den bin 496 TL artışla dokuz bin 932 TL’ye çıkmıştır."

‘PANDEMİDE EN ÇOK KADINLAR YOKSULLAŞTI’

AKP iktidarı döneminde kadın emeği sömürüsünün arttığını belirten Bedircioğlu, en çok yoksullaşan kesimin ise yine kadınlar olduğunun altını çizdi. Bedircioğlu, "Tüm kadınların eğitim ve gelir getirici istihdam imkânlarının arttırılarak yoksulluğunun ortadan kaldırılmasına yönelik politikalara yer veren,   kadın emeği üzerindeki çifte sömürüyü ortadan kaldırılmaya dönük önemlerle ekonomik anlamda güçlendirilmelerini hedefleyen Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçelemeye olan ihtiyaç çok daha yakıcı hale gelmiştir" dedi. Bedircioğlu şöyle devam etti: 

"Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında yürütülen ‘müşteri garantili’ projelere 2019 bütçesinde 9,7 Milyar TL, 2020 bütçesinde 18,9 milyar TL, 2021 bütçesinde 34,5 milyar lira ayrılmıştır. 2022 bütçesinden ise en az 42 Milyar TL ayrılması bekleniyor. En az diyoruz, çünkü döviz kurundaki artışın önümüzdeki günlerde nasıl seyredeceğini bilemiyoruz. Dolayısıyla döviz üzerinden müşteri garantisi verilen bu projelere bütçede öngörülenden çok daha fazla bir kaynak aktarılması ihtimali artmıştır."

‘EMEKTEN HALKTAN VE BARIŞTAN YANA BİR BÜTÇE İSTİYORUZ’

"Bütçede aslan payının bir diğer ortağı ise savunma ve güvenlik harcamaları adı altında silaha, çatışmaya, savaşa ayrılan kaynaklardır. Savunma ve güvenlik harcamaları ülkede yaşanan ekonomik ve siyasi krizin derinleşmesine, iç ve dış politikada izlenen gerginlik stratejisine, Suriye’den, Libya’ya, Afrika’ya uzanan emperyal arayışlara paralel olarak gittikçe artmaya devam etmektedir."

‘SİYASAL İKTİDARIN DÖŞÜŞEN DİYANET BAŞKANLIĞI’ 

"Bütçeden aslan payının önemli bir ortağı ise toplumu, özellikle gençleri mevcut rejime uyumlu hale getirme konusunda siyasal iktidar nezdinde gittikçe vazgeçilemez bir ideolojik aygıta dönüşen Diyanet İşleri Başkanlığıdır."

Bedincioğlu madde madde taleplerini sıraladı: 

-Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılmasını,
-Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini,
-Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını,
-Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini,
-Yıllardır "satış sözleşmeleri" ile oluşan mali kayıplarımızın yaşanan gerçek hayat pahalılığı ve yoksulluk sınırında yaşanan artış temel alınarak telafi edilmesini,
-Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi yükünün hafifletilmesini, bunun için gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,
-Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak kaydıyla "temel gelir güvencesi" verilmesi için bütçeden kaynak ayrılmasını,
-Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,
-Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını,
-Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynaklarının barış ve demokrasi için kullanılmasını,
-İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını,
-Kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin güçlendirilmesini,
-Her türlü ek ödemenin emekli aylığına dahil edilmesi ve adil bir ek gösterge sistemi oluşturulmasını, 
-Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini İSTİYORUZ.
-Kısacası yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz.


 

Öne Çıkanlar