CHP, Seçim Kanunu'nun 4 maddesinin iptali için AYM'ye başvurdu

CHP, Seçim Kanunu'nun 4 maddesinin iptali için AYM'ye başvurdu
CHP, Seçim Kanunu’ndaki 4 maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.

CHP, 7393 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

CHP Grubunca hazırlanan ve 7393 sayılı Kanun’un; seçim kurullarını düzenleyen 5- 6, cumhurbaşkanını propaganda yasakları dışında tutan 11 ve seçim kurullarının 3 ay içerisinde yenilenmesini öngören 12’nci maddelerinin iptali için hazırlanan dilekçe, Anayasa Mahkemesi’ne teslim edildi.

CHP yönetimi, başvurusunda ilgili düzenlemelerin Anayasa'nın 12 ayrı maddesini ihlal ettiğini bildirdi.

Dilekçede: "7393 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 5, 6, 11 ve 12’nci maddeleriyle 298 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler (il ve ilçe seçim kurullarında görev alan hakimlerin kıdem esası yerine ad çekme usulüyle belirlenmesi ve mevcut kurulların üç ay içinde getirilen değişikliğe istinaden yeniden teşekkül ettirilmesi ile Cumhurbaşkanı için öngörülen propaganda yasaklarında hukuki boşluk oluşturulması) başta demokratik hukuk devleti ve seçim güvenliği ilkeleri olmak üzere; Anayasa’nın 2, 5, 11, 13, 14, 17, 36, 37, 67, 68, 79, 138’inci maddelerine aykırı olması sebebiyle; telafisi imkansız zararlar ortaya çıkacağı için, iptal davası sonuçlanıncaya kadar ivedilikle yürürlüklerinin durdurulmasına ve iptallerine karar verilmesi talep edilmektedir" denildi.

KABOĞLU: DEMOKRASİMİZİN ÖZÜNE DARBEDİR

CHP Milletvekili ve Anayasa Komisyonu sözcüsü İbrahim Kaboğlu, Kanunun ilgili 4 maddesine ilişkin başvurularının Anayasa Mahkemesince ivedi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Kanunun Anayasa’ya aykırılığına ilişkin olarak seçim kurullarının yapısıyla ilgili düzenlemenin 1950’den bu yana tam 72 yıldır uygulanmakta olduğunu vurgulayarak Türkiye demokrasi tarihiyle neredeyse yaşıt bu kadim kuralı, darbe dönemleri dahil hiçbir iktidarın değiştirmediğini belirterek şöyle devam etti:

"Kanunun 5., 6. ve 12. maddeleriyle; çok partili yaşamımızın ilk yıllarından bugüne uygulanmış olan il ve ilçe seçim kurullarının başkanlarının ve üyelerinin kıdem esasına göre belirlenmesi kuralının yerine, kurul başkan ve üyelerinin birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından kura ile belirlenmesi ve halihazırda yaklaşık iki yıl görev süreleri bulunan kıdemli kurul başkan ve üyelerinin yerine (Anayasa’ya aykırı şekilde) kurayla belirlenecek yeni kurul başkan ve üyelerinin yerleştirilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, Ocak 2022’de yürürlükteki Kanun’a göre oluşmuş olan ve iki yıl görev yapması gereken seçim kurullarının lağvedilecek olması ise Anayasa’nın amir hükümlerini açıkça ihlal etmektedir. Anlaşılmaktadır ki, son yıllarda AKP teşkilatıyla organik ya da dolaylı bağı olduğu için yargıç yapılan kişilerin birkaç ay içinde kurayla seçim kurulu başkan ve üyelerinin olmasını ve böylece önümüzdeki seçimlerin partizanca gerçekleştirilmesi tasarlamaktadır. Bu bakımdan yaklaşık iki yıl görev süresi olan ve seçim hukukunu uygulayan kurulların lağvedilmesi, Anayasa madde 79’daki ‘seçimler, yargı organlarının genel yönetimi ve denetimi altında yapılır’ kuralına, madde 138’deki ‘mahkemelerin bağımsızlığı’ ilkesine ve madde 139’daki ‘hakimlik ve savcılık teminatlarına’ açıkça aykırıdır."

Kaboğlu son olarak, Kanunun 11’inci maddesi ile seçim yasaklarından parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanı’nın muaf tutulmasının hiçbir biçimde meşru ve haklı bir nedene dayandırılamayacağını ve Anayasa’nın 67. maddesiyle bağdaşmayacağı gibi 2. maddesindeki demokratik hukuk devletinin gereklerine de uymamaktadır diyerek şöyle devam etti:

"Kanunun, seçim yasaklarına ilişkin maddesinde, parti genel başkanı ve aday olan yürütme yetkisini tek başına kullanan Cumhurbaşkanı’nın dahil edilmemiş olması, "tarafsız", "eşit", "serbest" ve "adil" seçim olanağını ortadan kaldırmaktadır. Bu durum, Devleti adeta "aday" konumuna taşımaktadır. Parlamenter rejimin geçerli olduğu dönemde Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nun sahip olduğu tüm yetkilere bugün tek başına sahip konumda bulunan ve uygulamada parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanı’nın bu yasaklardan bağışık tutulması, kabul edilebilir değildir. Ayrıca "Cumhurbaşkanı yardımcıları" da, Cumhurbaşkanı ile birlikte yasaklar kapsamına dahil edilmelidir" dedi. 

Öne Çıkanlar