Cumhuriyet gazetesi davasında yargılanan gazeteciler: İnfazın başlaması an meselesi

Cumhuriyet gazetesi davasında yargılanan gazeteciler: İnfazın başlaması an meselesi
Cumhuriyet Gazetesi davasında yargılanan gazeteciler, istinaf mahkemesinin verilen cezalarla ilgili kararı kesinleştirme işlemi üzerine bir basın toplantısı düzenledi.

ARTI GERÇEK- Cumhuriyet Gazetesi davasında yargılanan gazeteciler, Taksim’de bulunan İstanbul Barosu binasında bir basın toplantısı düzenledi.  

İstinaf mahkemesi Cumhuriyet Gazetesi davasında yargılanan ve ceza alan gazetecilerle ilgili karar hakkında kesinleştirme işlemlerini yapmış, beş yılın altında hapis cezası alan Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Önder Çelik, Kadri Gürsel, Emre İper, Mustafa Kemal Güngör ve Bülent Utku hakkındaki başvuruyu reddetmişti. Böylece artık hapis cezalarının infazı aşamasına gelinmişti. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi kendi yazışmalarını yapıp kararını infaz savcılığına gönderdikten sonra infazın başlaması bekleniyor.

Cumhuriyet davasında çıkan karara göre, beş yılın üstünde ceza alan Murat Sabuncu, Akın Atalay, Aydın Engin, Ahmet Şık, Hikmet Çetinkaya ve Orhan Erinç'le ilgili Yargıtay aşaması sürüyor.

Basın toplantısına Cumhuriyet Gazetesi’nden yargılanan gazeteciler Akın Atalay, Güray Öz, Orhan Erinç, Aydın Engin, Murat Sabuncu, Musa Kart, Hakan Kara ve Faruk Eren’in yanı sıra avukatlar Tora Pekin, Bahri Belen, Fikret İlkiz ve basın mensupları katıldı.

Davaya ilişkin toplantıda Cumhuriyet Gazetesi’nin mevcut yönetiminden kimsenin olmaması ise dikkat çekti.

İNFAZIN BAŞLAMASI AN MESELESİ

Basın açıklamasını avukat Pekin okudu. Pekin, "Geçen hafta Cumhuriyet gazetesi davasında yaşanan son gelimeler üzerine böyle bir toplantı ihtiyaç duyduk. Biliyorsunuz istinaf mahkemesi kararı kesinleştirme işlemlerini yaptı. Böylece artık hapis cezalarının infazı aşamasına gelmiş olduk. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi kendi yazışmalarını yapıp kararını infaz savcılığına gönderdikten sonra infazın başlaması an meselesi olacak" dedi.

MAHKEMENİN İNFAZI DURDURMASI HUKUKUN GEREĞİ

Açıklamada Cumhuriyet Gazetesi davası süreciyle ilgili bir özet yapıldı.

"Evet infazı yani arkadaşlarımızın ne zaman cezaevine gireceğini merak ediyorsunuz. Bizim görüşümüz girmemeleri gerektiği yönünde. Zira dosya aldıkları ceza 5 yılın üstünde olan arkadaşlarımız için Yargıtay’a gitti" ifadelerini kullanan Pekin, "Belki de ve umarız ki Yargıtay bu hukuk dışı süreci sona erdirecek bir karar alacak ve mahkumiyet kararını bozacak. Böylece cezası 5 yıldan çok olan 6 cumhuriyet mensubu tekrar cezaevine girmeden bu iş bitmiş olacak. Ama yasanın ilgili maddesi (ceza muhakamesi kanunu 286/2.a-b) 5 yılın altı ceza alanlar yönünden Yargıtay yolunu kapattığı için aynı dosyada aynı eylemlerle aynı suçlamalarla yargılanan ve mahkum edilenler cezaevine sokulmak isteniyor. Bu Kabul edilebilir bir durum değil ve kanun önünde eşitlik ilkesine açıkça aykırı. Nitekim hem Yargıtay Başkanı Sayın Cirit, hem de Adalet Bakanı Gül, bu düzenlenmenin mağduriyet yarattığını kabul eden açıklamalar yaptılar. Belki de önümüzdeki günlerde yasa düzeltilecek. Biz bugün bu çok açık hukuka aykırılığına göz önüne alınarak infazın durdurulmasını talep ettiğimiz dilekçeyi İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunacağız. Mahkemenin infazı durdurması hukukun gereğidir" dedi.

AYM VEYA AİHM KARAR VERMİŞ OLSAYDI BURADA OLMAYABİLİRDİK

"Bu arada tutuklamaların haksızlığına ilişkin olarak AYM ve AİHM’e yaptığımız bireysel başvuruların iki yılı aşkın süredir ele alınmadığını hatırlatalım. AYM ya da AİHM Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni gözeten bir karar vermiş olsalardı bugün burada olmayabilirdik" diyen Pekin açıklamanın sonunda şunları söyledi:

"Son olarak belirtmek isteriz ki her ne kadar bugün Cumhuriyet davasını hatırlatmak için buradaysak da gerçek de anlatılan Türkiye’de basın özgürlüğünün hikayesidir. IPI tutuklu gazeteci sayısını Şubat ayında 155 olarak verdi. Her gün bir gazetecinin gözaltına alındığı evinde arama yapıldığı örgüt üyeliği ya da örgüte yardımla suçlandığını görüyoruz. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) son raporuna göre Dünya basın özgürlüğü sıralamasında 157. Sıraya demir atmış durumdayız. Medyanın yüzde 95’i iktidarın kontrolü altında. Cumhuriyet davası ve arkadaşlarımızın olmayan bir suçtan tekrar hapse girecek olmaları bu dehşet verici önemli bir ayrıntısı sadece. Oysaki özgür haber, özgür bilgi, özgür yorum demokratik toplumun olmazsa olmazı. Bu nedenlerle kamuoyunu gazeteciliğe ve gazetecilere sahip çıkmaya siyasal iktidarı da basın ve ifade özgürlüğüne saygı duymaya çağırıyoruz. Gazetecilik suç değildir."   

ADİL YARGILAMA HAKKIMIZ İHLAL EDİLDİ

Açıklamadan sonra yargılanan Karikatürist Musa Kart, "Dayanışma anlamında Cumhuriyet gazetesi yeni yönetiminin yani gazetemin eksik kaldığını bunu herkes tarafından bilindiğini söylemek gerekiyor. Ben siyasi iktidardan bir özür bekliyorum" diye konuştu.  

 Yargılanan avukatlardan Mustafa Kemal Güngör şunları söyledi:

"Hukuku katleden bir kararla karşı karşıyayız. İktidarın 2010 anayasasında kullandığı bir şey vardı. Üstünlerin hukukunu uygulamayacağız diye ancak bugün o uygulanıyor. Davanın başından beri söylediğim bir şeyi tekrar edeyim. Bu dava hukuki değil siyasi bir davadır. Kimse yazmasın konuşmasın ve kimse eleştirmesin istiyorlar. Bizim üzerimizden başka gazetecileri tehdit ediyorlar. İddianame ve mahkeme kararına göre neymiş bizim suçumuz. Üç örgüte üye olmadan suç işlemişiz. Savcı Allahtan IŞİD’i eklememiş. Bizi yargılatanlar ve yargılayanlar da çok iyi biliyor. Bu suçu kimin işlediğini iyi biliyor. Ama garabete ve vahamete bakın ki yargılanması gereken yargılanmıyorlar.  Cumhuriyet gazetesi 40 yıl boyunca Fethullah Gülen örgütlenmesini anlattı. Hukuku katleden bu karar karşısında ne desem bilmiyorum ama 35 yıllık bir hukukçu olarak içim acıyor. Adil yargılama hakkımız ihlal edildi. Evrensel hukukun bütün normları ayaklar altına alındı. Cezamız kesinleşti şimdi cezaevine gireceğiz. Belki namuslu yargıçlar bu kararı bozacak ancak biz aylarca yatmış olacağız ve devlet bizi ‘pardon böyle hukuk mu olur’ diyecek. Biz hukuksuzluğu anlatmaya çalıştık ancak kimse bizi dinlemedi. Hoş çakalın, biz gidiyoruz, yanımızda olan meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz."   

MUSA KART’TAN CUMHURİYET’E ELEŞTİRİ: DAYANIŞMA GÖSTERMEDİLER

Avukat Bahri Belen "Son dönemde iktidar Türkiye’de hukukun ve özgürlüklerin üstünü çizdi. Cumhuriyet gazetesi davası hukukun ve özgürlüklerin üstünün çizilmesi anlamıyla bir kanıttır" dedi.

Fikret İlkiz, "27 Ağır Ceza Mahkemesi’ne infazın durdurulması için verilecek dilekçeden umutlu musunuz? sorusuna "Hayır umutlu değiliz. Biz halen yargının bağımsızlığına inanan insanlarız ama belki de kendimizi kandırıyoruz" şeklinde yanıt verdi. 

BU DAVA CUMHURİYETİ ORTADAN KALDIRMANIN DAVASI

Avukat Duygu Yarsuvat da "Bu dava cumhuriyeti ortadan kaldırmak için oluşturulan bir davadır" dedi. 

Gazeteci Akın Atalay da Cumhuriyet gazetesi mevcut yönetiminin kendilerini aramadığını belirterek "bu dava her ne kadar iktidarın açtığı bir davaysa da gazete yönetiminden birkaç kişi de bu davaya dahil olarak ceza almamıza neden olmuştur" ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Gazetesi davasında Akın Atalay’ı 7 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmış, Atalay’ın tahliyesine karar vermişti. Davada ‘Terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Ahmet Şık, yazar Aydın Engin’e 7 yıl 6’şar ay Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç ve Hikmet Çetinkaya’ya 6 yıl 3’er ay, avukat Bülent Utku’ya 4 yıl 6 ay, Okur Temsilcisi Güray Tekin Öz, Cumhuriyet Vakfı yöneticisi Önder Çelik, karikatürist Musa Kart ve avukat Mustafa Kemal Güngör ile Hakan Karasinir’e 3 yıl 9’ar ay hapis cezası verilmişti.

Muhasebe Müdür Yardımcısı Yusuf Emre İper’e, "örgüt propagandası yapmak’ suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilmişti.

Öne Çıkanlar