DAD: Heykelin Dersim’den götürülmesi kabul edeceğimiz bir yaklaşım değildir

DAD: Heykelin Dersim’den götürülmesi kabul edeceğimiz bir yaklaşım değildir
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Dersim’den sökülerek götürülen Hasret Gültekin heykeline ilişkin açıklama yaptı.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK- Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) tarafından Sivas’ta katledilen Hasret Gültekin‘in anıtının Düzgün Baba Cemevine dikilmesi ve ardından yerinden sökülmesi üzerine yaşanan tartışmalar sürüyor.  Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi, Düzgün Baba Cemevi ve Hasret Gültekin heykeli üzerinden başlayan tartışmaların yaklaşık bir yıldır yürütüldüğü hatırlatıldı.

DAD: HEYKELİN DİKİLMESİ VE KALDIRILMASINDA DAHLİMİZ YOKTU

Heykelin yapılışı, Düzgün Baba Cemevinin bahçesine dikilmesi ve kaldırılmasında  Demokratik Alevi Derneklerinin bilgisi ve dahilinin olmadan yapıldığının hatırlatıldığı açıklamada, "Düzgün Baba Cemevi yönetimi tarafından heykelin açılışı için kurumumuza bilgi verilmesiyle bu durumdan haberdar olduk. Bu gelişme üzerine Düzgün Baba veya bir başka ziyaretgâhımıza heykel dikilmesine kutsal mekânla ilgili ileride olabilecek tartışmaları görerekten ve toplumsal geleneğimiz, inancımız gereği rızamız olmadığını belirttik. Kendileri tarafından da bu mekâna heykel konulmasını doğru bulmadıklarını, heykeli yaptıran ve mekâna getirten iş insanının ısrarlı tutumu nedeniyle sıkıntılı bir süreç yaşadıklarını ve o bölgede ki Ocak evlatlarının, halkında rıza göstermediğini söylediler.  Sonraki birkaç gün içerisinde heykelin önce dikildiğini, sonrasında halkın rıza göstermemesi nedeniyle kaldırıldığını öğrendik. Bu birkaç günlük gelişmelere fiili ya da telkin biçiminde bir dahiliyetimiz olmamıştır" denildi.

‘PSAKD HEYETİ MEYDANI TERKETTİ’

Ardından bu meselenin çözüme kavuşturulması amacıyla Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinden gelen heyetle Düzgün Baba Cemevinde bir araya gelindiğinin belirtildiği açıklamada, "Demokratik Alevi Dernekleri adına Eş Genel Başkanımız Musa Kulu, Ziyaretgâhlarımıza heykel dikmeyi doğru bulmadığımızı fakat bu meydandan çıkacak karara razı olacağımızı belirtti. PSAKD heyeti, Ocak evlatları, kurum yöneticileri ve halktan katılımcılar neredeyse her can söz alarak görüş bildirdi.  Saatlerce süren bu muhabbetin sonunda heykelin Düzgün Baba Cemevi veya çevresine değil de Nazımiye ya da Dersim merkezinde belirlenecek uygun bir mekâna dikilmesi, bunun için çalışmaların başlatılması kararı alındı.  Bu kararlaşmanın oluşturulan komisyon tarafından ve katılımcıların da imzasıyla yazılı hale getirilerek basın metni biçiminde kamuoyuna deklare edilmesi kararlaştırıldı. Bu sırada PSAKD heyetinden Efe Engin ve Hasan Doğan canlarımız "genel merkezle telefon görüşmesi yapmamız gerekiyor"  diyerek telefon görüşmesi için meydandan ayrıldılar. Kısa bir süre sonra geri gelerek bu karara uymayacaklarını ve imzacı olmayacaklarını belirterek meydanı terk ettiler. Kendileri tarafından kurulan Haq Meydanını terk etmek, alınan karara itiraza etmek Alevi Erkânında görülmüş müdür" diye soruldu.

‘BU YOK SAYAN, ÖTEKİLEŞTİREN DİLİN DEVAMIDIR’

Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkezi olarak bu konuda çözüm aradıklarını ancak tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığının belirtildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:  "Bu meselenin Alevi ve Demokratik kamuoyuna "Sivas Şehitleri ve Hasret Gültekin canımız" karşıtlığı biçiminde yansıtılması vicdani ve ahlaki değildir. Hasret ve Sivas şehitleri Yolumuzun, tüm süreklerimizin ve demokratik mücadele hattının değerleridir. Heykelin Dersim’e değil, Düzgün Baba Ziyaretine dikilmesi doğru bulunmamıştır. Buradan yola çıkarak adeta bir DAD ve Dersim düşmanlığı geliştirmeye çalışmak hangi aklın ürünüdür?  PSAKD genel merkez dizeyinde aldıkları karar gereği üyeleri ve yöneticilerinin DAD üye ve yöneticileriyle görüşmemesi,  etkinliklerine katılmamaları, beraber etkinlik yapmamaları bu kuralı ihlal edenlerin cezalandırılacağı kamuoyunca duyuldu. Demokratik Alevi Derneklerini İŞİD zihniyetli, feodal, bölgesel milliyetçi, yezit, bir siyasetin arka bahçesi olarak nitelemek, meseleyi Yol dili ve kemaleti üzerinden ifade etme biçimimizi "ne olduğu belli olmayan bir dil" olarak itham etmek Alevice bir akıl, yaklaşım ve söylem midir? Bu yaklaşım İttihatçı zihniyetin Alevilere yönelik raporlarında ki ötekileştiren, ayrıştıran, yok sayan, hedef gösteren, inkâr eden, kriminalize eden zihniyet ve dilin devamı değil midir? Bir algı yaratmayı amaçlayan "heykel yıkıldı, heykel devrildi, bir depoya atıldı, Hasret’e Dersim’de de yer yok, Dersim’e de sığmıyor" gibi ifadeler ne kadar vicdanidir?  Alevi ve demokratik kamuoyunda heykel meselesi üzerinden Harde Dewreş Dersim topraklarına, Ocaklarına ve kurumumuza dair kullanılan dil bir üst akıl ürünü müdür yada bir manipülasyon mudur? Yoksa bir görevlendirme midir?  Ayrıca bu söylemlerle Koçgiri / Dersim hattının karşı karşıya getirilmesi tarihsel ve kültürel direniş hattına aykırıdır. Kurum olarak bu ayrıştırma müsaade etmeyeceğimiz bilinmelidir.  

‘HEYKELİN DERSİM’DEN GÖTÜRÜLMESİ KABUL EDECEĞİMİZ BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR’

Bu kurumda emek veren canlarımız bulundukları her alanda emek ve duruşlarıyla bilinen, tanınan canlardır. Atılan çamurlar bilindikleri alanda zerrece bulaşamaz fakat kurumumuzu ve canlarımızı tanımayan geniş kesimlere hedef kitle olarak belirlenmiştir. DAD olarak doğrudan-dolaylı pek çok yönelimle karşı karşıyayız bu durum tesadüfî değildir. Hasret canımızın heykelinin Dersim’den götürülmesi kabul edeceğimiz bir yaklaşım değildir, Kureyş Baba Cemevinin bahçesinde kalması doğru olurdu. İddianın aksine bu tutum ve yaratılan tartışmalar sadece Dersim’in değil tüm Alevi halkımızın vicdanını yaralamıştır."

Öne Çıkanlar