Dama at Ali, dama at

Madem ki o sözcüğü kullanmak majestelerinin emriyle yasaklandı, biz de başlığı böyle veririz. 'Dam'a da bahane bulunursa, alternatif buluruz ha.

Golcüsü olmayan bir takım nasıl oynamalı?

Galatasaray elindeki imkânları öylesine iyi değerlendirmiş ki, ilk dakikalarda maçın hâkimi.

Feguli'nin, akıldışı hareketine kadar...

Sana faul yapılmış, hakem düdüğü çalmış; belli ki sarı kartı gösterecek.

Ne demeye adamın göğsüne tabanı yapıştırıyorsun?

Hadi 18'inde bir çocuk olsan, "tecrübesizlik" diyelim.

Ama böylesine deneyimli ve takımına kritik maçları kazandıran adama yakışmayan bir hareket...

Kırmızı kartın tartışılacak tarafı yok.

Peki, penaltı tatmin edici mi?

Şahsen Feguli'nin kırmızısı kadar doyurucu bulmadım.

Ama madem ki cihan hakemi "penaltı" dedi; o halde devre, dama atçı Ali Bey'in 1-0 lehine sonuçlansın...

***

Galatasaray ikinci yarıya Ömer ve Mariano'nun yerine Sekidika ve Linnes'le başlıyor.

Ne var ki 70'de ikinci gol, hamsiden, hamsi yutan pelikana dönüşen Trabzon'un, Şampiyonlar Ligi'ne katılamayacağı sezonda, yerli şampiyonluk yolunda iddiasını sürdürmesine yol açıyor...

Ve Galatasaray'ın +90'daki penaltı golüne Trabzon uzun adamla karşılık verince, pelikan 3-1'lik galibiyetle iddiasını pekiştiriyor...

***

Monaco'nun, kiralık verdiği futbolculardan neden sadece Onyekuru'yu geri çağırdığını merak ediyorsunuzdur. Üstelik FIFA'nın, "Pandemi sürecinde kiralık sözleşmeleri ligler bitene kadar devam etsin" tavsiyesine rağmen...

Öyle görünüyor ki Monaco, ikinci takımı Cercle Brugge adına öneri götürdüğü Yunus için Galatasaray'ın fazla ücret istemesinin intikamını aldı.

Kumarhane prensliğine bu nedenle ceza gelir mi?

Gelse bize ne, gelmese bize ne.

Korona'yla birlikte seyirci desteğini kaybederek "salgından en büyük darbeyi yiyen kulüp" olarak Galatasaray, sezonu hiç hak etmediği bir yerde bitirdikten sonra...

Kaldı 4 maç. Bakalım Katarlılar, gelecek sezonda fiyat kırmak için daha ne gibi filmler çevirecek...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi