Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye 'Türkiye'nin gerçek gündemi' tepkisi

Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye 'Türkiye'nin gerçek gündemi' tepkisi
Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Davutoğlu; Sedat Peker'in açıklamalarına, iktidarın pandemi politikalarına ve Bahçeli'nin anayasa açıklamasına tepki gösterdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin anayasa açıklamalarına yanıt veren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin gerçek gündemi Bahçeli anayasası değildir" dedi. Sağlık Bakanı ve Turizm Bakanı'nın 'vaka sayısı' açıklamalarına tepki gösteren Davutoğlu, "Biz sömürge ülkesi miyiz?" diye sordu. Davutoğlu, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamalarını, 'Türkiye'nin 90'lı yıllara geri dönüşü olarak' değerlendirdi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Konuşmasına İsrail polisinin Mescid-i Aksa'daki Filistinlilere müdahalesine tepki göstererek başlayan Davutoğlu, "Her Ramazan ayında işgal rejiminin Mescid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirmeyi alışkanlık haline getirdiği bu provokasyonları şiddetle kınıyor, Filistinli kardeşlerimizle dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyorum" diye konuştu.

'ERDOĞAN, HAMASİ KONUŞMALAR YAPMAKLA YETİNDİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer siyasi parti liderlerine ortak tavır alma çağrısında bulunduklarını hatırlatan Davutoğlu, 
"Cumhurbaşkanı Erdoğan somut adımlar atmak yerine hamasi nitelikli konuşmalar yapmakla yetinmiştir. Daha da acısı, dış politikada son dönemde artık kanıksanan ilkesi ve tutarsız tavırlardan biri daha sergilenmiş ve Türkiye’nin İsrail nezdindeki Maslahatgüzarının Mavi Marmara katliamı döneminde Genelkurmay Başkanı olan şimdiki İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Askenazi’nin verdiği iftar yemeğine ülkemizi temsilen katılmasına onay verilmiştir" dedi.

Davutoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, "Siz iç kamuoyunu ve Mescid-i Aksa hassasiyetini yüreklerinde taşıyan geniş kitleleri tatmin etmek için Ankara’da İsrail’i terör devleti ilan ederken, İsrail’deki maslahatgüzarımızın sizi temsilen işgalcilerin kanlı iftar sofrasına şerefli al bayrağımızla katılma onursuzluğunu bize yaşatma talimatını kim vermiştir?" diye sordu.

'DÜNE KADAR ALKIŞLANIYORDU, ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ?'

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in devletin önemli kademelerinde yer alan isimlere ilişkin iddialarını değerlendiren Davutoğlu, "Her gün bir başka alanda Pandora’nın kutusu açılıyor" dedi.

"Daha düne kadar iktidar yandaşlarınca sosyal medyada bir kahraman gibi alkışlanan, iktidar mensuplarınca yurt seyahatlerinde şeref misafiri olarak ağırlanan ve iktidarın sağladığı korumalarla dolaşan birisi şimdi aynı iktidar tarafından suç örgütü lideri ilan edilerek kırmızı bültenle aranıyor ve her gün yayınladığı videolarla ülke gündemini belirliyor. Ne değişti?" diye soran Davutoğlu, şunları söyledi:

"Hangi iktidar-içi mücadele, hangi çıkar çatışması, hangi kaygılar dün Curhhurbaşkanı ile samimi pozlarda resim çektirebilen birini bugün kırmızı bültenle aranan statüye dönüştürdü? Yaşananlar vahimdir. 

'BU, AÇIK BİR ŞEKİLDE 90'LARIN TÜRKİYE'SİNE DÖNÜŞTÜR'

Ortaya atılan iddialar güvenlik bürokrasisi düzeyinde açıklamalarla geçiştirilmenin çok ötesindedir. Bu konuda en üst düzeyde açıklama yapılmak zorundadır. Bu açık bir şekilde doksanlı yılların Türkiyesine geri dönüştür. Meşru siyasi aktörler medya ambargoları ile baskı altına alınmışken, şu ya da bu mafyatik kişiler ve gruplar ülke gündemine ağırlık koyuyorsa başta Cumhurbaşkanı olmak üzere herkes 'nereye gidiyoruz' sorusunu sormak zorundadır.  Aslında mesele açıktır; Sonu yaklaşan bütün uzun dönemli iktidar süreçlerinde görüldüğü gibi iktidar-içi bir mücadele yaşanmaktadır.

Tünelin sonu görünmeye başladığı içindir ki herkes tünelin sonuna ulaşmadan mümkün olan en büyük güç tahkimatını yaparak kendisini emniyete alma çabasındadır." 

PANDEMİ POLİTİKALARINA SERT TEPKİ: BİZ SÖMÜRGE ÜLKESİ MİYİZ?

Davutoğlu, pandemi politikasındaki eksikleri de sesrt bir dille eleştirdi. Aşılama çalışmalarındaki krize değinen Davutoğlu, "Biz saymaktan yorulduk ama Cumhurbaşkanı dezenformasyonlarıyla sağlık bakanını, sağlık bakanı da itiraflarıyla cumhurbaşkanını tekzip etmekten bıkıp usanmadılar" dedi.

"Önce Çin menşeili Sinovac’a mahkum edildik. Onu yüze göze bulaştırınca aşı serapları görmeye; Biontech ve Sputnik’i sayıklamaya başladık. Yaklaşık 14 ayımız 'ileride inşallah', 'maşallah', 'ha gayret', 'az kaldı', 'az sonra', '2 vakte 3 vakte kadar' nidalarıyla boşa kürek sallayarak geçti" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hedefleri artık Sağlık Bakanlığı önüne dükkan açmış Turizm Bakanı belirliyor. Sağlık Bakanı aşı rakamlarını yükseltirken,Turizm Bakanı vaka sayılarını düşürüyor. İki haftaya kadar 5 binin altına düşeceğimiz müjdesini Turizm Bakanından alıyoruz. Turizm Bakanı rakam düşürüyor, Sağlık Bakanı artırıyor. Turizm Bakanı el çabukluğu marifetiyle vakaları düşürüyor. Sağlık Bakanı üç vakte kadar gelecek aşı dozlarını hokus pokus deyip milyonlarla çarpıyor. 

'Ha bugün ha yarın, 10 milyon, 20 milyon' derken, son açıklamasında rekor kırarak 90 milyon dozdan bahsetti. Bir aşıdan 50 milyon dozla diğer aşıdan 30 milyon dozu toplayıp 90 milyonu nasıl elde ettiğini anlayamadık ama olsun. Sayelerinde halk ruhsal çöküntülere girmiş, maddi-manevi zorluklarla tükenmekte ne gam...Baksanıza onların derdi meğer eldeki aşıları "turistin görebileceği herkesi mayıs sonuna kadar aşılamakmış. Sorarım size, Biz sömürge ülkesi miyiz?"

'TÜRKİYE'NİN GERÇEK GÜNDEMİ BAHÇELİ'NİN ANAYASASI DEĞİLDİR'

MHP lideri Bahçeli'nin anayasa açıklamalarına da tepki gösteren Davutoğlu, "Türkiye’nin asıl gündemi bir Bahçeli Anayasası değildir" dedi. Davutoğlu, partisine göre Türkiye'nin gerçek gündemlerini özetle şöyle sıraladı:

Türkiye’nin asıl gündemi; bugün yaşadığımız ve birikerek bir çığa dönüşen, nesillerimizin de geleceğini çalmaya matuf sorunlar yumağıdır. Türkiye’nin asıl gündemi; devletin kasasının, kamu bankaları mevduatlarının, ihtiyat akçelerinin, kötü gün paralarının özel mülkiyet muamelesine tabi tutulmasıdır.

Türkiye’nin asıl gündemi; Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, otoriterleşmeden kaynaklı cürümleri örtmeyi, en temel hakları ayaklar altına almayı hedefleyen sansür genelgeleri yayınlamasıdır. 

'TÜRKİYE'NİN GERÇEK GÜNDEMLERİNİ' SIRALADI

Türkiye’nin asıl gündemi; ülkenin gıda ihtiyacını karşılayan çiftçilere, elektriğin tam da lazım olduğu bu mevsimde trafoları sökmek ve tarımsal faaliyeti sabote etmenin sorgulanamamasıdır. Türkiye’nin asıl gündemi; halk sevdiklerini 5-10 kişilik cenazelerle toprağa verirken, ekabir takımın umarsızca lebalep kongreler ve cenazeler düzenlemesidir.

Türkiye’nin gerçek gündemi; İkizdereleri parsellemekten, ağacı, suyu, dereyi, yeşili, doğayı kendi mülkü gibi görmekten geri durulmamasıdır. İkizdere’ye desteğe gitmek isteyen Gelecek Partililerin valilikçe engellenmesidir.

Türkiye’nin gerçek gündemi, İçişleri Bakanının canlı yayında mahkeme kurup bir cemaati ve liderini kendisine savunma hakkı verilmeksizin kes-yapıştır videolar ve iftiralarla kriminalize etmesidir. Taraf olduğu bir konuda yargıyı yönlendirmesi, hukuksuzca bir toplumsal kesimin linç edilmesine medyayı alet etmesidir.

Türkiye’nin gerçek gündemi; sistem yüzünden çok hırpalandığı belli olan bakanların, görevi bıraktıktan sonra rehabilite olsunlar diye 30-40 bin liraları bulan huzur hakkıyla ödüllendirilmesidir.

Türkiye’nin gerçek gündemi; müteahhitlere borçlarını gecikmeden öderken, kendi oy tabanını bile oluşturan esnafa desteği erteleyen bir akıldır. Türkiye’nin gerçek gündemi; halkı, ucuz ekmeğe kavuşturmaya çalışan büfeleri, siyasi rant kavgasına alet etmektir. Ve bu freni patlamış kamyon gibi uçurumdan yuvarlanan kara düzen sistemde; bir Allah’ın kulunun çıkıp da "Bu siyaset anlayışı bizi halktan uzaklaştırıyor, gittikçe batağa saplanıyor, tükendikçe halkı da tüketiyoruz" diyememesidir." (HABER MERKEZİ)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar