DEDEF: ÇED raporu alınmadan taş ocaklarına izin veriliyor

DEDEF: ÇED raporu alınmadan taş ocaklarına izin veriliyor
'Pülümür Nehri’nin bilinçli bir tercihle bir nehir olarak değil de bir dere olarak kaydedildiği, böylece dere statüsünde olan kenarında kum ve taş ocakları işletilebildiği bilinmektedir.'

Uzun süredir baraj ve maden ocaklarının doğanın tahribatına karçı mücadele eden Dersim halkı şimdi de kum ve taş ocakları ile karşı karşıya.

Merkeze bağlı Milli Köyü'nde bulunan ocakların arıcılık başta olmak üzere tarımı olumsuz etkilediğini belirten Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Çevre Etki Değerlendirme(ÇED) raporu alınmadan izin verildiğini öne sürdü.

DEDEF, "Dersim’de her geçen gün sayıları artan kum ve taş ocaklarının yerleşim ve yaşam alanlarına, verimli tarım arazilerine, bağ bahçelere ve özellikle arıcılık hasadı sezonunda ürünlere ciddi zararlar verdiği görülmektedir" dedi.

Milli/Mulu köyü sakinlerinin son günlerde basına ve kamuoyuna yansıyan, köylerindeki taş ocağının kapatılmasını talep ettikleri kampanya bir kez daha Dersim’deki taş ve kum ocakları sorununun gündeme gelmesine dair açıklama yaptı.

ÇED RAPORU YOK

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu alınmadan bu taş ocaklarına izin verildiği kaydedilen açıklamada, şunlar belirtildi:

"Nazmiye yol ayrımı, Marçik, Sahar, Sinanköy, Nuşit, Güleç, Doa Xanê köyleri ve mezralarda bulunan yüzlerce hanede yaşayan insanların sağlığını ve Pülümür Çayı’nı doğrudan etkilemektedir. En başta Pülümür ve Munzur nehri olmak üzere, kurulu Taş ve Kum ocaklarının nehirler üzerindeki etkileri bio çeşitliliğin yok olması, besin ağının bozulması ve sudaki canlı yaşamın ağır hasar görmesi olarak özetlenebilir.

OCAK AÇMAK İÇİN NEHİRİ DERE YAPTILAR

Bugün Pülümür çayında zeminden 7 metre derinliğe inilerek kum alındığını ve işletmelerin bir şekilde yolunu bularak yasaları hiçe sayarcasına çalıştığını görmek mümkündür. Yine nehir yatağında bozulmalar, sulardaki bulanıklığın giderek artması, nehir yatağındaki oluklarda sedimantasyon artışı ve nehir ekosistemlerinde geri dönüşsüz hasarlar gözlemlenmektedir. Pülümür Nehri’nin bilinçli bir tercihle bir nehir olarak değil de bir dere olarak kaydedildiği, böylece dere statüsünde olan Pülümür Nehri’nin kenarında kum ve taş ocakları işletilebildiği bilinmektedir. Ne yazık ki bu hukuk katliamının bedeli Dersim halkı ile Dersim’in eşsiz doğasına ödettirilmektedir. Kum ve çakıl ocakları faaliyet esnasında alandaki yaşamı tamamen yok etmektedir. Bu nedenle oluşan göletlerde sivri sineklerin aşırı üremesine ve doğanın yapısının tamamen bozulmasına neden olmaktadır. Ayrıca, taş ve kum ocağı açılan bütün yerlerde yüzlerce ağaç kesilmektedir."

Öne Çıkanlar