Defalarca tenzili rütbeye uğratılan THY başmüfettişinin adil yargılanmadığına karar verildi

Defalarca tenzili rütbeye uğratılan THY başmüfettişinin adil yargılanmadığına karar verildi
Başmüfettişin toplam on üç yıl süren hukuk mücadelesi, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun verdiği tazminat kararıyla son buldu.

İsa Uğur ERDOĞAN


ARTI GERÇEK- Anayasa Mahkemesi, Türk Hava Yolları’nda başmüfettişlik görevi yaparken soruşturma açılmasını istediği yönetici nedeniyle tenzili rütbeye uğratılan Bilal Yıldız hakkında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Yıldız, 2008 yılında THY Amsterdam Şefi Sadi Okumuş’un 2 hafta boyunca işe mazeretsiz olarak gitmediğiyle ilgili bir rapor hazırlamış, rapora dair herhangi bir işlem yapılmadığı gibi görevden alınarak THY Elazığ Satış Müdürlüğü’ne atanmıştı.

ÖZELLEŞTİRMEYLE KADROLAR TASFİYE EDİLDİ

Hisselerinin 2006 yılında gerçekleştirilen son halka arzından sonra, THY’nin artık özelleşmiş olduğu gerekçesiyle Başbakanlık tarafından, mevcut "THY AO Teftiş Kurulu Yönetmeliği" iptal edildi. 

O dönemde THY Teftiş Kurulunda görev yapan Yıldız dahil 13 başmüfettiş ve dört müfettiş tarafından, "THY A.O. Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmeliğin" yürütmesinin durdurulması ve iptali için 3 Mayıs 2007 tarihinde dava açıldı. Uzun süren davada, Danıştay’ın red kararı 16 Kasım 2017 tarihinde kesinleşti. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı, davanın tam 10 yıl 6 ay 9 gün sürmüş olduğunu tespit etti.

Dava sürecinde, "yürütmenin durdurulması talebi" red edildiği için, davanın sonuçlanmasını beklemeye gerek görmeyen THY yönetimi, iptal edilen yönetmeliğin yerine yaptığı yeni düzenlemeyle; müfettişlerin tarafsız ve bağımsız olarak görev yapmalarının teminatı olan "Müfettişlik güvencesi"ni ortadan kaldırarak, davacıları peyder pey başka ünitelerdeki uzman kadrolarına atadı ve verimsizlik gerekçesiyle işten atarak mevcut kadroyu tasfiye etti. Bu süreçte, Bilal Yıldız da rızası dışında başmüfettişlik görevinden alınarak tenzili rütbeye uğratıldı.

HER RAPORA BİR SORUŞTURMA

Elazığ’da , dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmeciliği (DHMİ) Elazığ İl Müdürü Mehmet Kaya’nın uçaklara usulsüz bagaj yüklemesi yaptığı iddiasını raporlaştıran Yıldız, hazırladığı çalışmada dönemin DHMİ Genel Müdürü ve THY Anonim Ortaklığı Yönetim Kurulu üyesi Orhan Birdal’ın da adını geçirdi. Bunun üzerine bir yıl içinde ikinci kez tenzili rütbeye uğratılarak 2010’da Eğitim Başkanlığı’nda öğretmen kadrosuna atandı. 

Ancak burada da öğretmenlik yapmasına izin verilmedi. Yıldız başmüfettişlik görevini geri istediyse de dönemin Personel Yönetimi Başkanı Ömer Faruk Öztürk ile dönemin Yurtiçi Personel Yönetimi Müdürü Beyza Kaya, 11 Mayıs 2011’te "çalışmalarından verim alınamadığı ve hizmetinden istifade edilemediği" gerekçesiyle Bilal Yıldız’dan yazılı savunma istedi. Savunma sonrasında ise tenzili rütbeyle Kalite Güvence Başkanlığı’na uzman olarak gönderildi. 

Yıldız yaşadıkları nedeniyle Bakırköy 15. İş Mahkemesi’ne mobbing başvurusunda bulundu. Yıldız , "özlük hakları yönünden sürekli hak kaybına uğratılarak rencide edildiği" ve "işten atılmasıyla sonuçlanacak maksatlı bir tutumla karşılaştığı" gerekçesiyle dava açarak "başmüfettişlik müktesep hakkının tespiti ile aylık ücret farklarının iadesi"ni talep etti. Mahkeme sonuçlanmadan davayı geri çekmemesi halinde iş akdinin feshedileceği söylenen Yıldız’a ikinci soruşturma açıldı ve Yıldız 2013 yılında verimsizlik gerekçesiyle işten çıkarıldı.

Bakırköy 15. İş Mahkemesi, Bilal Yıldız’ın THY’de çalıştığı dönemde açtığı davada özlük haklarına yönelik tüm talepleri haklı bularak THY’nin tazminat ödemesine hükmetti. Bakırköy 32. İş Mahkemesi’de işe iade davası yönünden THY’yi mahkum etti. Ancak THY, tazminatı ödemeyi tercih ederek işe iade kararını uygulamadı.

AYM: ADİL YARGILANMA HAKKI İHLAL EDİLDİ’

Yıldız, Anayasa Mahkemesi’ne(AYM) başvuru dilekçesinde, adaletsiz yargılama sürecinde gasp edilen toplam 173.057 TL Başmüfettişlik müktesep ücret alacağını ve ayrıca işten atılmadan önceki son dört yıllık süreçte, THY AO nun haksız ücret indirimiyle yetinmeyip, şahsi ve mesleki haklarını gasp etmesi, yargının da geç ve adaletsiz karar vererek, bu adaletsizliğin oluşmasına seyirci kalması neticesinde yaşadığı maddi-manevi eziyet ve zararın karşılığı olarak, 100.000 TL manevi tazminat ödenmesini ve ayrıca yargılamanın yenilenmesini taleb etti.

9 Şubat 2018’de başvuran Yıldız’ın talebi İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’nda görüşülerek karara bağlandı. Yüksek Mahkeme, idari yargılamanın süresinin uzun olduğunu belirterek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘Adil Yargılanma Hakkı’ başlıklı bölümünün ihlal edildiğine hükmetti. Tazminat ödenmesi kararı da verilen Yıldız’a Adalet Bakanlığı 9 bin 600 yüz 25 lira tazminat ödenmesine karar verdi. Ayrıca Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine atıf yaptı.

YILDIZ AHİM'E BAŞVURACAK: AYM BİLE İKİ YILDA KARAR VERDİ

Ancak Yıldız, 'Adil Yargılanma' hakkının ihlal edildiğine karar verilmesinin dahi iki yıl sürmesine tepkili. Yıldız, "AYM'ye 2018 yılında yapmış olduğum başvuru, İnsan Hakları Komisyonunun 13 Ocak'ta verdiği kararla neticelenebildi. Yani "makul sürede yargılama hakkı ihlali" kararının verilmesinin bile yaklaşık 2 yıl sürdüğü anlaşıldı. Sonuç olarak, toplam 13 yıl süren davada, sadece makul sürede yargılamanın ihlali açısından haklı bulunmasının ve sus payı kabilinden verilen sembolik bir tazminatın adil ve hakkaniyetli bir sonuç olmadığını düşünüyorum" dedi.

Yıldız, adalet arayışına devam edeceğini belirterek davasını  AİHM nezdinde sürdürmeye kararlı olduğunu kaydetti.

Öne Çıkanlar