'Deniz Poyraz'ın katledilmesine yönelik ırkçı saldırıyı İçişleri Bakanı neden kınamadı?'

'Deniz Poyraz'ın katledilmesine yönelik ırkçı saldırıyı İçişleri Bakanı neden kınamadı?'
HDP’li Serpil Kemalbay, 17 Haziran’da  İzmir HDP İl binasına yapılan saldırıda Deniz Poyraz'ın katledilmesine ilişkin Meclis’te açıklama yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, İzmir HDP İl binasına yapılan saldırıda Deniz Poyraz'ın katledilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı’na yöneltilen soruların cevaplanmasını isteyerek, dünyanın dört bir yanından kınanan ırkçı saldırıyı İçişleri Bakanlığı’nın neden kınamadığını sordu.

Kemalbay, Türkiye tarihinde ilk kez bir siyasi partinin basılarak katliam gerçekleştirildiğini söyleyerek, dünyanın dört bir yanından kınama ve dayanışma mesajları yağmasına rağmen İçişleri Bakanı’nın ırkçı saldırıyı kınayan bir açıklama yapmadığına dikkati çekti.

Kemalbay, yaklaşık 20 gün önce İçişleri Bakanı’na verilen 20 soruluk soru önergelerine bir yanıt gelmediğini vurgulayarak, "Bu katliamın aydınlatılması konusunda ciddi soru işaretleri oluşmuş durumdadır, etkin bir soruşturma yapılmadığını failin 24 saat içinde apar topar tutuklanmasından anlıyoruz. Deniz Poyraz’ın katilinin ilişkileri araştırılmamış, olay yeri dahi ciddiyetle incelenmemiştir! Deniz Poyraz katledildikten 20 Gün sonra ancak tanıklar dinlenebilmiştir. Buna karşılık Deniz’in Annesi ve Babası daha taziye yaşanırken terörle mücadeleye çağrılmış, telefonda ‘şikayetçi misiniz’ diye sorulabilmiştir. Amcası Deniz’in katledildiği hafta geçmiş sosyal medya hesapları taranarak, 6 yıl önceki paylaşımları bahane edilerek Terörle Mücadele tarafından İfadeye çağrılabilmiştir.   Yani emniyet FAİLİN kimlerden emir ve yardım aldığının araştırılmasına odaklanacağına; Deniz Poyraz’ın ailesini kriminalize etme peşine düşmüştür" dedi.

‘BİLİNÇLİ OLARAK MÜDAHALE EDİLMEDİ’

Olay sırasında polislerin, Deniz Poyraz içeride saldırgan ile karşı karşıya iken bilinçli olarak müdahale etmediğini düşündüklerini belirten Kemalbay, "Tanıkların da ifadelerinin gösterdiği gibi kolluk saldırı başlar başlamaz İl Binamıza müdahale etmemiştir. Polis 40-50 dakika boyunca saldırının gerçekleşmesini ve tamamlanmasını iş merkezi önünde vatandaşlar gibi beklemiştir. Katliam adeta polisin gözetim ve denetimi altında, gerçekleşmiştir. Kolluk, Deniz'in hayatını kurtarmak için hiçbir işlem yapmamıştır! Saldırgan katil Deniz'i öldürdükten sonra, Deniz'in fotoğrafını çekmiş, whatsapp 'da durum fotoğrafı yapmış, arkadaşları ile mesajlaşmış, binada katlar arasında dolaşmış, diğer dairede kalanlar ile iletişime geçmiştir. Tüm bu süre zarfında kolluk iş merkezinin kapısının önünde sıradan vatandaş gibi beklemiştir" ifadelerini kullandı.

‘CEZASIZLIK ZIRHIYLA KORUNDULAR’

Fail Onur Gencer’in dışarı çıkmaya karar verip hanın girişine gelinceye kadar polisin beklediğinin altını çizen Kemalbay, "Fail Onur Gencer zemin kata geldiğinde ise polis " çanta nerede" diye sormuş, arkasından ‘abiciğim adın ne senin’ diyecek kadar kibarlaşarak şefkat gösterisinde bulunmuş, büyük bir ihtimamla gözaltına alınmıştır.  Mustafa Suphi’lerden Abdi İpekçi’lere, Vedat Aydın’lardan, Uğur Mumcu’lara Türkiye’de toplumu darbelere, otoriter, militarist rejimlere ikna etmek için korku iklimi, kaos yaratmak için sayısız siyasi suikast düzenlenmiştir. Tek adam rejimini kabul etmeyen Türkiye halklarına karşı devletin karanlık dehlizlerinde planlanan benzer bir tertip için düğmeye basıldığını düşünmekteyiz.  1 Mayıs 1977’den, Maraş, Çorum katliamına, Gazi ve Sivas katliamından, Cizre bodrumlarına kadar devletin dehlizlerinde tertiplenen kanlı senaryolardan biri de 17 Haziran’da İzmir İl binamıza yönelik gerçekleştirilmek istenmiştir. Türkiye halkları kanlı senaryolar tezgahlayarak halkı yönetme anlayışı ile ne yazık ki bugüne kadar yüzleşmemiş, siyasi katliamların failleri de cezasızlık zırhıyla korunmuştur" diye konuştu.

‘KATİL ÇADIR’

Kemalbay konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

"Partimiz sürekli olarak siyasi iktidar tarafından hedef olarak gösterilmektedir ve iftira ve yalanlarla karalanmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla İzmir il binamızın önüne kurgu bir çadır konulmuştur. Partimizi kriminalize etmek için algı yaratılmak amacıyla bu ‘katil çadır’ parti binamızın önüne polis eliyle kurulmuştur, sivil bir girişim değildir. Bu şekilde partimize yapılacak saldırılara zemin hazırlanmıştır.  Deniz Poyraz’ın katledilmesi kapımıza kurulan çadırlardan, Kobane Kumpas davalarından, AYM’ye sipariş edilen kapatma davası saldırısından ayrı düşünülmez. Parti binamızın önündeki ‘katil çadır’ kaldırılmadığı sürece, siyasi iktidar demokratik siyasete ve halkın iradesine saygı duyulmadığı sürece saldırıların sorumlusu olacaktır.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA SORULAR

Cinayeti aydınlatma sorumluluklarını yerine getireceklerine enerjilerini aileyi kriminalize etmeye harcamaları için kim tarafından görevlendirilmişlerdir. Aydınlatılması gereken yüzlerce soru askıda kalmıştır. İçişleri Bakanı’na soruyoruz:

*Saldırıyı neden kınamadınız?

*Çalıştığı süre içerisinde sıkça başka yerlerde görevlendirildiği ancak görevlendirildiği sağlık kurumlarına fiilen gitmediği halde Onur Gencer neden üstleri tarafından korunmuştur?

*Onur Gencer'in çalıştığı kuruma gelmemesi nedeniyle kendisi ile Nisan ayı başında telefon ile görüşülmesine rağmen hakkında tutanak tutularak işlem yapılması neden geciktirilmiştir?

*Başka çalışanlar hakkında mazeretsiz on gün işe gelmediklerinde tutanak tutularak işleme konulmasına rağmen haftalarca ve aylarca işe gelmeyen saldırgan katil ONUR GENCER hakkında çalıştığı kurum neden işlem yapmamıştır?

*Saldırgan fiilen işe gitmediği halde maaşını ve özlük haklarını kullanmaya devam etmiş midir?

*Saldırı ve katliamdan sonra Kemalpaşa Devlet Hastanesi Başhekim'i saldırgan ONUR GENCER ile ilgili hazırlanan tutanak tarihini değiştirmeye çalışmış mıdır?

*Kemalpaşa Devlet Hastanesine ve katilin geçici olarak görevlendirildiği yerlerde inceleme ve araştırma yapmak üzere müfettiş görevlendirilmiş midir?

*Sağlık personeli arasından İzmir'den, Suriye'ye görevlendirilen kişilerin tespitini İl sağlık Müdürlüğü tarafından yapılması gerekmektedir. Ancak, İzmir İl sağlık müdürlüğü görevlendirme yetkisini 112 Acil Çağrı Merkezine mi devretmiştir? Bütün illerde bu görevlendirmeleri 112 Acil Çağrı Merkezi mi yapmaktadır?

* Görevlendirme yapan birim hangi kriterleri baz almaktadır. Katil ONUR GENCER hangi özelliğine göre Suriye'de görevlendirilmiştir?

* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Tuncay Volkan Bayat, saldırıdan sonra acil de çalışan tüm personeli toplayarak toplantı yapmış mıdır? Bu toplantıda hiçbir personelin saldırı ve saldırgan konusunda kesinlikle konuşmaması gerektiği yönünde uyarıda bulunmuş kaç mudur?

* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Tuncay Volkan Bayat ile saldırgan Onur Gencerarasında kişisel bir ilişki var mıdır?

* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü aynı zamanda Balçova Termal Otel’in Yönetim Kurulu Üyesi midir? Ne zaman yönetim kuruluna atanmıştır?

* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Tuncay Volkan Bayat hangi özelliği gereğince Otel’in yönetim Kurulu Üyesi olmuştur?

* Saldırgan Katil Balçova Termal Otel’in de Tuncay Volkan Bayat ile kez görüşmüştür?

* Saldırgan katil, Balçova Kaya Termal Otel’de kaldığı sürede kimler ile görüşmüştür?"

Öne Çıkanlar