Deniz Poyraz'ın katledimesi ve toplum olmak

Deniz Poyraz'ın katledimesi ve toplum olmak
ARTI TV'de ekrana gelen 'Söz Sırası' programının konuğu insan hakları savunucusu Fatma Bostan Ünsal oldu.

Fatma BOSTAN ÜNSAL


ARTI GERÇEK- 17 Haziran'da, İzmir HDP İl Başkanlığı'nda çalışan Deniz Poyraz'ın acı bir şekilde katledilemsine şahit oldu bütün Türkiye. Bu bütün Türkiye için bir tehditti ve bütün Türkiye'nin aslında ayağa kalkması gerekiyordu. Masum bir genç kızımız, Onur Gencer isimli bir katil tarafından öldürüldü.

Hem üzünyü duyulmas ve bunun hissedilmesi gerekiyordu bütün Türkiye tarafından hem de siyasi sorumluların yani bu memlekette asayişi sağlamakla görevli İçişleri Bakanlığı'nın hem sorumluluğunu alması, bir şekilde istifa olabilir bu, üzüntüsü belirtmesi ve başsağlığı dilemesi gerekiyordu tüm Türrkiye'ye. Çünkü bütün Türkiye'nin masum bir kızı katledildi. 

Maalesef böyle bir tepki göremedik, ne siyasilerden ne de Türkiye halkından. Hemen arkasından AKP Hani ilçe teşkilatına bir saldırı olduğunu duyduk. Bu saldırı herhangi bir acı kayıpla sonuçlanmadı, iyi ki olmadı, ama daha fazla tepkiye yol açtı. 

Buradan bizim çok büyük dersler çıkarmamız gerekiyor. Bütün bunları biz yaşamıştık. 93 tarihini hatırlayalım. Ocak 93'te, Uğur Mumcu'nun katledilmesinden sonra, Adnan Kahveci'nin, Eşref Bitlis'in şüpheli ölümü, nisan ayında Turgut Özal'ın yine şüpheli ölümü, mayıs ayında 33 askerin pusuda öldürülmesi, 2 Temmuz'da Sivas, 5 Temmuz'da Başbağlar katliamları, eylülde Mehmet Sincar'ın, ekimde Bahtiyar Aydın'ın katledilmeleri hiç tesadüfi olaylar değildi. 

Bütün bu olayların çözülebileceği bir olay olmuştu: Susurluk Kazası, 1996 yılında. Ama maalesef Türkiye Susurluk Kazası'nın ortaya çıkardığı ve 93'ten başlayan bu olayları aydınlatacak bir zemine maalesef gidemedi ve 28 Şubat ortaya çıktı 97 yılında. Onun öncesinde de tabii ki Türkiye'nin bnu 'postmodern darbe' dediğimiz sürece hazırlandığını görüyoruz. 

Türkiye'de bir iltica bir de ayrılıkçılık diye iki öcü gösterilerek siyasi olarak vesayet sistemi öne çıkmaktadır. Yani bu iki öcü hemen ortaya çıkabiliyor. 97 yılında bu öcü irticaydı ve 28 Şubat postmodern darbesini gördük. Bugün ayrılıkçılıkla ilgili vesayeti ortaya çıkaracak başka olayları görüyoruz.

Aslında bu olaylar siyasetçiler için de çok önemli bir tehdit. 93 olaylarına baktğıımızda o dönemde merkezde bulunan sağ ve sol parti iktidarında bunlar oluyordu ve maalesef güçlü bir siyasi otorite olmasına rağmen bu olaylar oldu ve bu olaylar aydınlatılamadı. Bugün de 7 Haziran'dan sonra ve 7 Haziran'ın hemen öncesinde çeşitli olayların olduğunu biliyoruz. Ama 7 Haziran'dan sonra Suruç Katliamı, Ankara Katliamı gibi çok vahim katliamlar oldu ve bugün hala bilmiyoruz. 

93'ten üç yıl sonra Susurluk Kazası'yla ortaya çıkan bir araştırma, bilme ve bunun üstesinden gelme şansını Türkiye kaybetmişti, 28 Şubat'ta gelen postmodern darbeyle. Bugün de Susurluk Kazası'na benzettiğimiz Sedat Peker'in ifşaatlarıyla bunları öğreniyoruz. Nasıl bir mafyanın ortaya çıktığını ve şiddet olaylarına karıştığını görüyoruz. 

Hiç olmazsa bugün son birkaç yılda çıkmış olayları inceleme, araştırma ve rehabilitasyon fırsatı önümüzde duruyor. Bunu inceleme ve üstesinden gelme konusunda önce siyasilere iş düşer. Ama çok umutlu olamıyoruz maalesef. Nasıl 93 yılında merkez siyasette bulunan Demirel ve İnönü bu konuda çok başarılı olamadıysa bugün de iktidardaki siyasi iradenin çok istekli olmadığını görüyoruz. O haldfe iş aslında muhalefete ve tüm topluma düşmektedir. Tüm toplum umarız Susurluk Kazası'nın arkasından gelen süreçteki başarısızlıklarından ders alır ve kirli olayların ortaya çıkartılması, doğru bir siyasetin gündeme gelmesi ve bir toplumun da rehabilitasyon yönünde çalışmasına vesile olur bütün bu yaşadıklarımız. 

Tekrar Deniz Poyraz'ın ailesine başsağlığı diliyorum. Bütün Türkiye'nin bu acıyı paylaştığını ifade ediyorum. Kendim tabii ki bütün Türkiye'yi temsil etmiyorum. Bir toplumda olması gereken, her bir bireyin sağlığından toplumun diğer üyelerinin de sorumlu olduğunun bilinmesidir. 

Tekrar hepimize başsağlığı diliyorum ve bu olayların son bulması, araşrıtılması ve olmulu bir şekile evrimesine sebep olmasını diliyorum. 

Öne Çıkanlar