‘Deniz Poyraz’ın öldürülmesi siyasi cinayet değil mi?’

‘Deniz Poyraz’ın öldürülmesi siyasi cinayet değil mi?’
Gökçer Tahincioğlu: Siyasi cinayetlerin mutlaka liderlere, tanınmış isimlere karşı işlenmiş olması gerekmiyor HrantDink’ten, Deniz Poyraz’a uzun bir liste önümüzde duruyor.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhalefeti tehdit eden ifadeleri ardından CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği ‘siyasi cinayetler’ olasılığı gündemin ilk sırasına yerleşti.Kılıçdaroğlu’nun açıklaması ardından muhalefet partilerinden destekleyici nitelikte açıklamalar gelirken iktidar kanadı ise iddialara tepki gösterdi. Tartışmaya son olarak Sedat Peker katıldı ve "Siyasi cinayetlerin olabileceğini" söyledi.

Tartışmaya Gökçer Tahincioğlu da T24’teki yazısıyla katıldı. Bugünkü yazısında "Siyasi cinayetlerin mutlaka liderlere, tanınan isimlere karşı işlenmiş olması gerekmiyor Mutlaka cinayet olması da gerekmiyor" diyen Tahincioğlu, HrantDink’ten Malatya Zirve Yayınevi Katliamı’na, 10 Ekim Katliamı’ndan Deniz Poyraz’ın öldürülmesine kadar uzun bir liste önümüze koyuyor.

Siyasi cinayetin mutlaka liderlere, tanınan isimlere karşı işlenmesi gerekmiyor diyen Tahincioğlu, "HDP İzmir İl Binası’nda çalışan Deniz Poyraz’ın öldürülmesi siyasi bir cinayettir.Bağıra bağıra gelen bir siyasi cinayettir" dedikten sonra Poyraz’ı katleden Onur Gencer’in ifadesine dikkat çekiyor:

"İçimdeki intikam ateşini Barış Atay, Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan, Leyla Zana, Pervin Buldan isimli şahısları öldürerek söndürebileceğimi farkettim. Tabii ki bu kişiye ulaşmanın zor olması istihbaratımın olmaması benzeri sebebiyle İzmir HDP İl binasını hedef olarak belirledim…"

Tahincioğlu daha sonra yakın geçmişe dönüyor. 7 Haziran seçiminin öncesi ve sonrasına ve yaşanan saldırıları sıralıyor:

"Şubat 2015’te HDP Sincan İlçe binasına ucunda demir bulunan sopalarla gelen grup, parti çalışanlarını yaraladı.

Aynı tarihte Erzurum binasına gidenler, buradaki HDP’lileri bıçakladı.

Mart 2015’te HDP Sivas yöneticileri bıçaklandı.

Nisan 2015’te 100 kişilik grup Antalya Serik’te ilçe binasına saldırdı, binayı ateşe vermeye çalıştı.

Mayıs 2015’te Mersin ve Adana binalarına bombalı saldırı düzenlendi.

Aralık 2016’da Yalova il binası kundaklandı.

Aynı günlerde genel merkez binası kundaklanmaya çalışıldı.

Eylül 2017’de Aysel Tuğluk’un vefat eden annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine saldırıldı. Cenaze defnedildiği mezardan çıkartıldı.

Temmuz 2021’de Marmaris binasına pompalı silahla saldırı düzenlendi…"

Bunlar saldırıların bir kısmı diyen Tahincioğlu, Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer iddianamesinin jet hızıyla hazırlanmasına ve çok sayıda soru işaretinin üstünün kapatılmış olmasına dikkat çektikten sonra yazısını şöyle bitiyor:

"Mutlaka cinayet olması gerekmiyor.

Ülkede sağdan sola onlarca gazeteci, siyasetçi, aydın sokak ortasında saldırıya uğradı.Bir bölümü linç edilmeye çalışıldı.Birkaç kişi dışında, azmettirenler, planlayanlar ortada yok.

Hemen her gün sosyal medyadan tehditlere maruz kalıyor insanlar ve tehdit edenlerin bir tanesi bile açığa çıkartılabilmiş değil.Böyle bir ortamda endişe edenleri suçlamak, hâlâ slogan atabilmek inanılmaz.Ancak burası inanması güç ne varsa yaşadığımız bir ülke.Belki bu yüzden söylenen ne varsa kulak vermek ve dikkat kesilmek zorundayız."

Öne Çıkanlar