Deniz Zeyrek: 12 Eylül'de askerlere bekçiler rehberlik ediyordu

Bekçilere geniş yetkiler veren teklifin Meclis’ten geçerek yasalaşmasına ilişkin tartışmalar devam ediyor.

Silah ve zor kullanma yetkisi verileren bekçilere dair yasaya tepkiler sürerken, Sözcü gazetesi köşe yazarı Deniz Zeyrek bugünkü yazısında geçmişte bekçilere ilişkin yaşadığı olayları anlattı.

Zeyrek, 12 Eylül darbesi sabahı evlerinin arandığını aktararak, askerlere bekçilerin rehberlik ettiğini dile getirdi.

"Kafamdaki ‘babacan bekçi dayı’ imajı sarsılmış, yerine kuralcı, kraldan çok kralcı, baskıcı "Bekçi Murtaza" imajı gelmişti. Okuyanlar hatırlayacaktır, Bekçi Murtaza, adeta devletin kendi bedeninde vücut bulduğuna inanır, kendisini Balkan Savaşı'nda şehit düşen dayısı Hasan gibi bir kahraman olarak görürdü" diyen Zeyrek’in yazısındaki ilgili bölüm şöyle:

"..Biz çocuklar için büyüme yolunda ikinci eylem türü, devrimci gençlerin etrafında takılmak, onların eylemlerine destek vermekti. İlk görevimiz de sarı teksir kağıdına basılı, ne yazdığını dahi bilmediğimiz bildirileri kapı kapı dağıtmaktı. Yan komşunun kapısından başlayıp aşağı doğru giderken yine bekçilere yakalanmıştık. Bu kez bağa düşme konusunda hoşgörülü davranan mahalle bekçilerimiz, devlet işleri söz konusu olduğundan olsa gerek, Bekçi Murtaza'ya dönüşmüş, aynı hoşgörüyü göstermemişti. Bir anda kendimizi 8- 10 yaşında çocuklar olarak jandarmanın önünde "o teksirleri size kim verdi" sorusuna yanıt verirken bulmuştuk.

12 Eylül 1980 sabahı, evimiz aranırken, jandarma karakol komutanı astsubaya yine aynı bekçilerin rehberlik ettiğini, yatak şiltelerini yere devirdiğini görünce, ikinci şoku yaşamıştım.

Kafamdaki "Babacan Bekçi Dayı" imajı sarsılmış, yerine kuralcı, kraldan çok kralcı, baskıcı "Bekçi Murtaza" imajı gelmişti. Okuyanlar hatırlayacaktır, Bekçi Murtaza, adeta devletin kendi bedeninde vücut bulduğuna inanır, kendisini Balkan Savaşı'nda şehit düşen dayısı Hasan gibi bir kahraman olarak görürdü."

‘BİNLERCE BEKÇİ MURTAZA SOKAKLARA İNECEK’

"TBMM'de kabul edilen Bekçi Yasası'yla binlerce Bekçi Murtaza sokaklara inecek. Ceplerinde taşıdıkları geniş yetkiler veren kanun, onların da Bekçi Murtaza gibi devletin kendilerinde vücut bulduğunu düşünmesini sağlayacak. Üstelik bu kez ellerinde sadece odundan cop ve düdük değil, bellerinde silah ve kelepçe olacak.

1940'larda yaşayan Bekçi Murtaza, Kolağası Hasan gibi davranırken nasıl trajikomik bir fotoğraf yarattıysa, güçlü bir polis ve jandarma teşkilatının olduğu, MOBESE ağlarının, gece görüş sistemlerinin, insansız hava araçlarının, yüksek teknolojinin bu kadar yaygın kullanıldığı bir çağda polis eşdeğerinde bir "bekçi ordusu" oluşturmak da benzer bir durum yaratacaktır. Keşke bekçi kardeşlerimizin tamamını polis ya da jandarma olarak istihdam etseydiniz de yakın gelecekte sık sık önümüze çıkacak o trajikomik fotoğrafı yaratmasaydınız."

(HABER MERKEZİ)