DEVA Partili Aydemir: Tek çözüm iktidar virüsünden kurtulmak

DEVA Partili Aydemir: Tek çözüm iktidar virüsünden kurtulmak
Ekonomideki kötü gidişata ilişkin değerlendirmede bulunan Aydemir, ‘Tek çözüm, iktidar virüsünden kurtulmaktır’ dedi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir, "Sanki ‘1984’ yılı kitabında yazılanları yaşıyoruz. İnsanın inanası gelmiyor. Yani bu ülkede yoksulluğun bu kadar hızlı arttığı, insanların bu kadar aç olduğu bir dönem olmadı. Her gün bir tane yoksulluk intiharı görüyorsunuz. Hiç mi vicdanları sızlamıyor? Hiç mi görmüyorlar bunları? Tek çözüm, iktidar virüsünden kurtulmaktır" dedi.

ANKA’dan Burcu Kahriman ve Naif Kaçmaz’a konuşan DEVA Partisi Sektörel Politikalar Başkanı Birol Aydemir; enflasyon, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve faiz oranlarına ilişkin açıklamalar yaptı.

‘İTİBARSIZLAŞTIRMA BÖYLE OLUR’

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın, TÜİK'in Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) hakkında suç duyurusunda bulunmasını eleştiren Aydemir, şunları söyledi:

"Bir kurumun itibarsızlaştırılması, başka kurumların, TÜİK’in açıkladığı istatistikleri farklı metotlarla ve farklı yöntemlerle açıklamasıyla olmaz. Bir kere kurumları itibarsızlaştıran, iktidarın kurumlara bakış açısıdır. Siz eğer, TÜİK gibi bir kurumun başkanını beş yıl atamazsanız ve siz beş yıl vekaletle yönettirirseniz ve beş yılda beş başkan değiştirirseniz itibarsızlaştırma böyle olur.

Aslında kurumların bağımsızlığına saygı göstermeyerek, kurumlara liyakatli atamalar yapmayarak kurumları itibarsızlaştıran, iktidarın kendisidir. İnsanlar artık güvenmiyor kuruma. Siz çıkarsınız; bu açıklanan enflasyon rakamlarının, onların açıkladığının doğru olmadığını teknik olarak ispat edersiniz. O zaman onlar da bu yanlışlarını görürler vazgeçerler."

‘EĞER KURUM VERİLERDEN EMİNSE ÇIKAR SAVUNUR’

Arjantin ve Yunanistan örneği veren Aydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arjantin’de de istatistik kurumu 2015’e kadar verilerle hep oynamış. Daha sonra ENAG gibi bir grup oturmuş bu verileri yayınlamaya başlamış. İktidar değişikliğinde Arjantin’de resmi enflasyon verilerinin yanlış olduğu ortaya çıkmış. Daha yeni bir makale olarak yayınlandı bu.

Biz Yunanistan’ın da geçmişte verilerle oynadığını bu yüzden de batma noktasına geldiğini biliyoruz. Eğer kurum kendine güveniyorsa, açıkladığı verilerden eminse çıkar, gayet güzel şekilde bunu savunur. O akademisyenleri de mahkemeye vermez. Böyle bir şey olamaz. Çağırırsınız, oturuşunuz, konuşursunuz. Onların verilerini de sizin verilerinizi de alırsınız, ‘Acaba hata yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?’ diye sorarsınız."

‘YASAKÇI ZİHNİYETİ HER ALANDA GÖRÜYORUZ’

"Bu bir yönetim sorunu. Şeffaflık, kural bazlı ve hesap verebilir bir yönetim yoksa o zaman her şeyden siz korkmaya başlarsınız. Siz yasaklamalara gitmeye başlarsınız. Şu anda iktidarın yaptığı en güzel şey, her şeyi yasaklamak. Çünkü, yasaklama bu tür yönetimlerin en temel aracıdır. Yasaklayarak sorunları çözeceklerini düşünüyorlar. Yasakçı bir zihniyeti her alanda görüyoruz. İhracatta yasak, polisin şiddetini videoya çekmek yasak, başka bir veriyi açıklamak yasak, konuşmak, eleştirmek, ‘128 milyar nerede?’ demek yasak. O zaman kimse konuşmasın.

Yani aslında iktidar ‘insanlar düşünmesin, biz düşünüyoruz. İnsanlar sadece dediklerimiz yapsın, başka bir şey yapmasınlar ve bizim her söylediğimize de kayıtsız şartsız inansınlar’ diyor. Bu insanın yaradılışına aykırı. İnsan düşünen bir varlıktır. Sayın Bakan’dan, TÜİK Başkanı’ndan ‘Bütün verilerimiz burada, gelin beraber hesaplayalım’ bunu söylemelerini beklerdim, mahkemeye vermek yerine."

‘1984 YILI KİTABINDA YAZILANLARI YAŞIYORUZ’

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden sonra ortaya çıkan ekonomik tabloya işaret eden Aydemir, "Olaya yanlış sebep sonuç ilişkisinden bakıyoruz. Doğruyu göremiyoruz, doğruyu göremeyince de doğru politika uygulayamıyoruz" diye konuştu. Aydemir, sözlerine şöyle devam etti:

"Şimdi biz faizleri (yüzde) 8,25 indirdiğimizde enflasyon düştü mü? Hayır. Önce kur yükselir, kur yükseldikten sonra enflasyon yükselir, enflasyon yükseldikten sonra tekrar faiz de yükselir şu anda olduğu gibi. Dolayısıyla; ilişki öyle faiz arttırdığın için enflasyon değildir, enflasyon olduğu için faiz yüksektir.

Ayrıca, faizi belirleyen şey sadece enflasyon değildir. Faizi belirleyen şey risklerinizdir. Olaya yanlış sebep sonuç ilişkisinden bakıyoruz. Doğruyu göremiyoruz, doğruyu göremeyince de doğru politika uygulayamıyoruz. Sosyal yardım alan ailelerin sayısı 3,2 milyondan 6,6 milyona çıktı. Tam yüzde yüz arttı. Yani nüfusun tam üçte biri sosyal yardım alıyor. Ülkeyi bu hale getirdiler.

Ama haberlere ya da söylenenlere baktığınızda her şey çok iyi değil mi? Sanki ‘1984’ yılı kitabında yazılanları yaşıyoruz. İnsanın inanası gelmiyor. Yani bu ülkede yoksulluğun bu kadar hızlı arttığı, insanların bu kadar aç olduğu bir dönem olmadı. Her gün bir tane yoksulluk intiharı görüyorsunuz. Hiç mi vicdanları sızlamıyor? Hiç mi görmüyorlar bunları? Tek çözüm, iktidar virüsünden kurtulmaktır."

Öne Çıkanlar