'Devlet kadınların can güvenliği hiçe sayıyor'

'Devlet kadınların can güvenliği hiçe sayıyor'
İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılma kararını kabul etmeyeceklerini söyleyen kadınlar, 'Bu kararı tanımıyoruz' dedi.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- İstanbul Sözleşmesi Eylem Grubu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ayrılmasına yönelik eylemlerine devam ediyor. İstanbul Şişli Pangaltı Metro Durağı'nda yağmurlu havaya rağmen bir araya gelen kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılma kararını kabul etmeyeceklerini vurguladı. 

"Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun" diyerek hep bir ağızdan bağıran kadınlar, haklarından vazgeçmeyeceklerini söyledi. Hayatını kaybeden kadınların anıldığı açıklamada, "İstanbul Sözleşmesi bizimdir" yazılı pankartı yer aldı. Basın açıklamasını okuyan Rojda Aksoy, iktidarın, halkın iradesini yok saydığını ve bu politikaların tesadüf olmadığını söyledi. 

'BU KARARI TANIMIYORUZ'

Aksoy, konuşmasının şöyle sürdürdü: "Faşizmi kurumsallaştırmak için hızlıca hamleler yapmaya çalışan iktidar bir gece yarısı düşmanca, toplumu ayrıştırırcasına gündeme getirdiği İstanbul Sözleşmesi’ni cumhurbaşkanı kararnamesi ile feshetti. Bu kararı tanımıyoruz.

İstanbul Sözleşmesi’ni tartışıp duruyorlar, çünkü kadınların şiddete mahkum olmasını istiyorlar. Kadınlar hayır diyemesin, kadınlar şiddete ses çıkaramasın, kendi hayatları hakkında karar alamasın istiyorlar. Kadınları korumakla yükümlü olan devlet ise erkek devlet olduğunu bir kez daha gösterip bizlerin, kadınların haklarını, can güvenliğini hiçe sayıyorlar.

'ÇOCUKLARIN ŞİDDETE MARUZ KALDIĞI AİLE DÜZENİNİ SAVUNUYORLAR'

Aile yapısı bozuluyor, toplum değerleri parçalanıyor diyerek kadın düşmanlığını körükleyen nefret söylemleriyle toplumu ayrıştırmaya yönelik çağrı yapanlar, kadınların, LGBTİ+ ların ve çocukların her türlü şiddete maruz kaldığı eril, cinsiyetçi toplum ve aile düzenini savunuyorlar. Kadınların, LGBTİ+ ların özgürleşmesinden korkuyorlar. Bizlerin üstündeki sözde egemenliklerini kaybetmemek için çırpınıyorlar.

'BU, DEVLETİN KADINLARA KARŞI OLDUĞU ANLAMINA GELİR'

Kadınlara yönelik şiddeti önleyen, koruyan, kadınları güçlendirecek destek mekanizmalarını oluşturan ve failleri cezalandırma yükümlülüğü veren bir sözleşmeden çekilmek, devletin bu yükümlülüklerden kaçması anlamına gelir. Kadın cinayetlerine karşı, kadına yönelik şiddeti önlemek için sorumluluk almayı reddettiği anlamına gelir. Bu devletin kadınlara karşı olduğu anlamına gelir.‘’Kadın cinayetleri, trans cinayetleri politiktir.’’ Söylemimizin karşılığı olan zihniyetinizi çok iyi tanıyoruz. Bu karar açıkça şiddetin, tacizin, tecavüzün, cinayetin ve cezasızlığın önünü açmaktır.

Gece yarısı kadınları dövme özgürlüğü isteyen erkeklere, Samsun’daki İbrahim Zarap gibilere, "eşit değilsiniz" diyerek bizi baskıya, şiddete açık hale getirenlere büyük bir hediye verildi. Karakollarda kadınları şiddete maruz kaldığı evlerine geri yollayan polisler, sığınaklarda kadınlara hapis hayatı yaşatan yetkililer, mahkeme salonlarında kadınları maruz kaldığı şiddet için suçlayan hakimler teşvik edildi.

'ANKARA SÖZLEŞMESİ GİBİ GİRİŞİMLERİ KABUL ETMEYECEĞİZ'

Bir sonraki kadın cinayetinde ortalıkta ikiyüzlü açıklamalar yaparak, cezasızlığın kol gezdiği bir ülkede, ağır ceza getireceğiz safsataları ile kamuoyunu yatıştırmaya çalışacaklar. Feshettikleri İstanbul sözleşmesi yerine kendilerince kadınları, çocukları, LGBTİ+ları kapsayacak heteroseksist ve muhafazakar aileyi ve toplumu inşa edecekleri, makbul kadını meşrulaştıracakları, Ankara Sözleşmesi ve girişimlerini kabul etmeyeceğiz, tanımayacağız. Bizler biliyoruz ki şiddete maruz kalan, öldürülen her kadının, fail kadar suçlusu, devlettir.

'KADIN DÜŞMANI DEVLETE KARŞI YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI'

İstanbul Sözleşmesi biz kadınlara yaptığınız bir lütuf değil kadın mücadelesi ile kazanılmış bir haktır. Haklarımızı, hayatlarımızı, irademizi yok saydığınız feshetme kararını asla tanımıyoruz.İstanbul Sözleşmesi gerektiği gibi uygulanana, erkek şiddeti son bulana kadar mücadelemiz devam edecek. Sizin değil bizim kararımız demekten, haklarımızı, hayatlarımızı savunmaktan vazgeçmiyoruz. Kadın düşmanı devlete karşı yaşasın kadın dayanışmamız, yaşasın feminist mücadelemiz."

Öne Çıkanlar