Diyarbakır Tabip Odası: Klinik ve polikliniklerde yeterli koruyucu ekipman bulunmuyor

Diyarbakır Tabip Odası: Klinik ve polikliniklerde yeterli koruyucu ekipman bulunmuyor
Diyarbakır Tabip Odası koronavirüs raporunu açıkladı. Rapora göre vakalar için ayrılan iki hastaneden birinde test yapılamıyor. Ayrıca vakalara temas edenlere ulaşmada gecikme yaşanıyor.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK - Diyarbakır Tabip Odası, yen tip koronavirüs (Covid-19) ile ilgili hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, kentte koronavirüs ile verilen mücadelenin nasıl sürdüğü, salgının riski, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlara ilişkin detaylar yer aldı.

"TOPLANTILARA DAVET EDİLMEDİK"

Diyarbakır’da şüpheli vakaların görülmeye başlanmasıyla birlikte Tabipler Odası olarak İl Sağlık Müdürlüğü ile temasa geçildiğinin belirtildiği raporda, "İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun yaptığı ilk toplantıya katılım sağlandı. Ancak daha sonra kurulan ‘İl Pandemi Kurulu’na Diyarbakır Tabip Odası ve diğer sağlık meslek örgütleri davet edilmemiştir. Bu konuyla ilgili odamızın ve ilimizdeki diğer sağlık meslek örgütlerinin katılımının sağlanması hususunda ilgili makamlara resmi başvuruda bulunulmuştur. Hiçbir sağlık meslek örgütünün bulunmadığı bu kurulun il genelindeki sorunlara ve sağlıkçıların sorunlarına bütünlüklü bir çözüm getirmeyeceği ve bu yöntemle pandemiyle mücadelenin il bazında ciddi aksaklıklara neden olacağını bir kez daha ifade ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.

"RESMİ MAKAMLAR SADECE TEST SONUCU POZİTİF ÇIKAN VAKALARI AÇIKLIYOR"

Raporda Diyarbakır’da görülen koronavirüs salgını ile ilgili bilgiler de yer aldı. Resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalarda sadece test sonucu pozitif çıkan vakaları esas alındığının belirtildiği raporda, açıklamalarda hastanelerde yatan ya da ayaktan takip edilen "şüpheli/olası vaka" sayılarının yer almadığı hatırlatıldı.

TEST İÇİN İKİ HASTANE BELİRLENDİ

Sağlık Bakanlığı’nın toplam vakaların bölgelere,  illere göre dağılımını açıklamadığı için diğer illerdeki verilerin tam olarak bilinmediğinin belirtildiği raporda, şu tespitler yer aldı: "Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi pandemi hastaneleri olarak ilan edilmiştir. Bizlere ulaşan bilgiler Gazi Yaşargil EAH’de PCR yöntemi ile test yapılmaya başlandığı, ancak DÜTF hastanesinde henüz test olanağının olmadığı yönündedir. Bu iki hastane dışındaki bazı hastanelere ise sınırlı sayıda test kiti sağlanmış olup tükendikçe temin edileceği belirtilmiştir. Ancak buna rağmen test taleplerinin red edildiğine dair bilgiler gelmektedir.

YURTTAŞLARIN SAĞLIK İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASINDA AKSAKLIKLAR YAŞANIYOR

İlimizin en büyük iki kamu hastanesinin birincil pandemi hastanesi olarak ilan edilmesi bu hastanelerde takip edilmekte olan başta kanser, diyaliz ve kronik hastalıklar olmak üzere salgın hastalık dışında sağlık gereksinimi olan vatandaşlarımızın sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında aksaklıklara neden olduğu gözlenmektedir. İlimizde salgının artışıyla birlikte bu aksaklıkların ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı ön görülmektedir.

"VAKALARA TEMAS EDENLERE ULAŞIMDA GECİKME YAŞANIYOR"

Pandemi hastaneleri dışında çalışan meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre, COVID-19 olduğundan şüphelenilen olası vakaların temasta olduğu kişilere ulaşımın sağlanması, bilgilendirme yapılması ve bu kişilerin teste tabi tutulması adımlarında gecikme ve aksaklıklar yaşanmaktadır. Pandemi klinik ve polikliniklerinde bazı hekimler; yeterli koruyucu ekipman bulunmadan 24 saatlik nöbet usulü ile çalışmaya zorlandıklarını ve çalışma koşullarının uygun olmamasından kaynaklı olası enfeksiyonun kendilerine bulaşma riskinden ve zamanla aşırı viral yüke maruz kalmaktan  kaygılandıklarını ifade etmektedir.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ BARINMA SORUNU GİDERİLMELİ

İlimizde çalışan olası enfeksiyon riskini eve taşımak istemeyen sağlıkçılar için ilimiz Bağlar ilçesindeki 850 kişilik Halid Bin Velid öğrenci yurdu belirlenmiştir. Ayrıca ilimiz Sur ilçesinde bulunan Demir Otel sağlıkçılara otelin bir bölüm sağlık çalışanlarına tahsis edilmiş olup, odamızın aracılığıyla otele yaklaşık 40 sağlıkçı yerleştirilmiştir.  Salgın arttıkça barınma ihtiyacının artacağı öngörülmekte olup sağlık çalışanları için otel, yurt ve misafirhanelerde yeterli ve uygun barınma olanaklarının sağlanması için duyarlılık çağrısı yapılmıştır.

"ÖNÜMÜZDEKİ İKİ HAFTA ÇOK KRİTİK"

Bu sürecin şeffaf işletilmemesi sonucunda salgının boyutunun hiç kimse tarafından tam olarak bilinmediğinin vurgulandığı raporda, salgının Türkiye’deki yayılma hızına bakıldığında önümüzdeki iki haftanın çok kritik önemde olduğu vurgulanarak acilen atılması gereken adımlar maddeler halinde sıralandı:

-İlimizde kurulan İl Pandemi Kuruluna odamızın ve ilimizdeki sağlık meslek örgütlerinin katılımı ivedilikle sağlanmalıdır. Tüm hastalıklarda olduğu gibi COVID-19 enfeksiyonu ile mücadelenin en iyi ve akılcı yolu hastalığın ortaya çıkmasına engel olmaktır. Hastalığı engellenmenin en iyi yolu kişisel hijyen kurallarına uyulması ve sosyal mesafenin korunmasıdır.

-Ülkeyi yönetenlerin sağlık çalışanları başta olmak üzere salgın nedeniyle çalışamayacak, salgının özel olarak mağdur ettiği bütün yurttaşları gözeten bir sosyal devlet anlayışını benimsemesinin tarihsel bir zorunluluk olduğunu hatırlatıyoruz. COVID-19 pandemisi ile mücadele, evde kalmak zorunda olan, asgari yaşam ihtiyaçları için maddi olarak desteklenmesi gereken milyonlarca yurttaşımızın bu ihtiyaçlarının karşılanmasını da içermelidir.

-Yetkililerden ivedi talebimiz kişisel koruyucu ekipman eksikliklerinin bir an önce giderilmesidir. Salgın ile en ön safta mücadele eden sağlık emekçilerinin başta N-95 MASKE olmak üzere kişisel koruyucu malzemelerde yaşanılan eksiklikler ASM, İlçe Sağlık Müdürlüğü-TSM ve özel hastaneler dahil tüm sağlık kurumlarda ACİLEN giderilmelidir.

HASTALARA TEMAS EDENLER TARAMADAN GEÇİRİLMELİ

-ASM ve TSM’ler bu süreçte personel ve ekipman boyutuyla güçlendirilmeli, çalışanların görevlendirilmelerinde  keyfi uygulamalardan vazgeçilmeli, iş huzurunu bozan haksız rapor ve izin kullanımlarına son verilmelidir. Performans uygulamaları bu süreçte askıya alınmalı ve ek ödenekten ASM ve TSM çalışanları da faydalanmalıdır.  Başta COVID şüpheli veya pozitif hastalarla temas edenler olmak üzere ildeki tüm sağlık çalışanlarının hızlı bir şekilde taramadan geçirilmesi gerekmektedir. COVİD-19 Testi pozitif gelen hastaların ve klinik+radyolojik olarak COVID-19 olduğundan şüphelenilen olası vakaların temasta olduğu kişilere ulaşımın sağlanması, bilgilendirme yapılması ve bu kişilerin teste tabi tutulması sağlanmalıdır.

KAYYIM UYGULAMASINA SON VERİLMELİ

-Yaşadığımız salgınla birlikte yerel yönetimlerin halk sağlığı üzerindeki olumlu/olumsuz etkisinin bir kez daha anlaşılması vesilesiyle, bölgedeki kayyım yönetimlerine derhal son verilip seçilmiş belediye başkanları görevlerine iadesi sağlanmalıdır.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ KOŞULLARI DÜZELTİLMELİ

-Özel sektörde çalışan sağlık emekçilerin koruyucu ekipman temini sağlanmalı, yıllık izinden kullandırma/ücretsiz izin kullandırma gibi uygulamalar biran önce durdurulmalı, sağlık emekçilerinin yaşadığı belirsizlikler biran önce giderilmelidir. Bu süreçlerde sağlık çalışanlarının görevlendirileceği yerlerde kendi onayları ve mümkünse tecrübesi olduğu alanların göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Hastalıkla en ön safta mücadele eden sağlıkçılar en büyük risk grubunu oluşturmaktadır. Bu süreçte hastalığın bulaşı riski nedeniyle eve gitmek istemeyenlere otel, yurt ve misafirhanelerde kalabilme olanakları ihtiyaç arttıkça takip edilip sağlanmalıdır.

Öne Çıkanlar