Dolar, 8.70'lerde: Erdoğan'ın açıklamaları sonrası süren faiz indirim beklentileri TL'yi baskılıyor

Dolar, 8.70'lerde: Erdoğan'ın açıklamaları sonrası süren faiz indirim beklentileri TL'yi baskılıyor
Faiz indirim beklentileri Merkez Bankası'nın piyasalarda erken gevşeme beklentisini kaldırma çabalarına rağmen TL üzerinde değer kaybı baskısı yaratmayı sürdürüyor.

Dolar/TL, 8.7 civarında tarihi zirvesinin hemen altında güne başlarken ekonomiye ilişkin endişeler ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın faiz indirimi açıklamalarıyla gündeme gelen faiz indirim beklentileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) piyasalarda erken gevşeme beklentisini kaldırma çabalarına rağmen TL üzerinde değer kaybı baskısı yaratmayı sürdürüyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu hafta katıldığı TRT yayınında, "Hatta bugün de Merkez Bankası başkanımızla görüştüm. Yani bizim bir defa faizleri düşürmemiz şart, onun için de yani Temmuz-Ağustos, buraları bulacağız ki faiz düşmeye başlasın" demişti.

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyonda belirgin düşüşün üçüncü çeyrek sonu, dördüncü çeyrek başında olacağını, bankanın politika faizini enflasyonun üzerinde tutma kararlılığı olduğunu, piyasalardaki para politikasında erken gevşeme beklentilerinin tamamen ortadan kalkması gerektiğini söyledi.

TCMB'nin çarşamba günü yaptığı yatırımcı toplantısı ardından dün açıklanan enflasyon verileri ise kapanma etkisiyle beklentilerin oldukça altında kaldı. Mayıs ayında TÜFE yüzde 1.46 artış beklentilerinin oldukça altında yüzde 0.89 arttı. Yıllık bazda enflasyon ise nisandaki yüzde 17.14 seviyesinden yüzde 17.25'e yükseleceği beklentilerinin aksine yüzde 16.59'a gerilemişti.

Enflasyonun beklentilerin çok altında kalmasında ana belirleyici Mayıs ayında yaşanan kapanmada giyim başta olmak üzere bazı ürünlerde fiyat değişimi yaşanmaması belirleyici olmuştu. Ekonomistler enflasyon verilerinde kısa vadede faiz indiriminin önünü açacak bir gelişme görmüyor. Aksine faiz artışına oldukça yakın olunduğunu Mayıs enflasyon verilerinin sadece geçici etkileri içerdiklerini düşünüyorlar. 

Öte yandan, TÜİK dün mayıs ayı enflasyon verilerinde kurum içi bir çalışmanın da sehven yayımlandığını, veritabanına aylık yüzde 0.89 yerine yüzde 1.44 artış yansıtıldığını; konu hakkında inceleme başlatıldığını açıkladı.

Ekonomistlerin yüzde 1.46 beklentilerine oldukça yakın olan yüzde 1.44 değeri geçmiş dönem enflasyon ölçümleri için eleştirilen TÜİK'e yönelik soru işaretlerinin devam etmesi anlamına geliyor. Mart sonunda görevi devralan Kavcıoğlu bugüne kadar faizleri yüzde 19'da sabit tutu. Buna rağmen yatırımcılar siyasetin düşük faiz istekliliğini de göz önüne alarak kısa vadede faizlerde indirim olacağı endişesini taşıyorlar. Bu da TL'de değer kaybı olarak zaman zaman fiyatlamalara yansımaya devam ediyor.

Dolar/TL, Erdoğan'ın açıklamalarıyla 8.5'li seviyelerden illikit piyasada 8.88'e kadar yükseldikten sonra 8.6'ya kadar gerilemişti. TCMB yatırımcı toplantısındaki açıklamaları da düşüşte sınırlı da olsa katkı sağlamıştı.

Dolar 8.72'lerden işlem görürken, euro ise 10.55 seviyelerinde.

KÜRESEL PİYASALAR

ABD ekonomisinde güçlenen toparlanmanın enflasyonu yükselteceği ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) koronavirüs desteklerini tahmin edilenden daha erken azaltmaya başlatacağı beklentileri hisse senedi piyasaları üzerinde baskı oluşturdu. Dün açıklanan ABD istihdam verilerinin beklenenden iyi gelmesinin ardından bugün açıklanacak Mayıs ayı tarımdışı istihdamın güçlü bir artışa işaret edeceği beklentileri kuvvetlendi.

ABD Hazine tahvil getirileri doların değer kazanmasını sağlarken ABD'de teknoloji şirketlerinin hisseleri düşüş kaydetti. ABD'de ISM hizmetler endeksi rekor seviyeye yükseldi. ABD'nin 10 yıl vadeli Hazine tahvillerinin getirileri dün neredeyse 4 baz puan yükseldikten sonra Asya piyasalarında yüzde 1.6320 seviyesine kadar çıktı.

Türkiye'ye ekonomisine yönelik endişelerin dışında küresel piyasalarda ABD'nin desteklerini beklenenden erken çekebileceği endişesi piyasalradaki satış baskısının iki ana nedeni olmayı sürdürüyor. TL'deki değer kaybının devam etmesi enflasyonun daha uzun süre yüksek seviyelerde kalmasını beraberinde getirirken bu da yeni faiz artışlarına ihtiyaç duyulması olasılığını doğuruyor.

Düşük faiz istekliliği ile bilinen Erdoğan'ın yeni bir faiz artışı gerektiğinde nasıl bir tepki vereceğine yönelik endişeler faiz artışının yapılabilirliğini piyasada sorgulattırarak TL'de yeni değer kayıplarını tetikleyebiliyor.

 

Öne Çıkanlar