Dr. Begüm Başdaş: Her sınır içerisinde ayrımcılığı ve şiddeti barındırır

Dr. Begüm Başdaş: Her sınır içerisinde ayrımcılığı ve şiddeti barındırır
Almanya Berlin Hertie Üniversitesi Temel Haklar Merkezi’nde araştırmacı Dr. Begüm Başdaş Avrupa’dan Anlatıyorum’un konuğu oldu.

+GERÇEK- Ayşegül Karakülhancı'nın hazırlayıp sunduğu Avrupa’dan Anlatıyorum programına konuk olan akademisyen Dr. Begüm Başdaş Ukraynalı mültecilerin sınırlarda yaşadıkları sorunları anlattı. Başdaş ayrıca AB-Türkiye arasında yapılan Mülteci Mutabakatı'nı mülteci hakları açısından değerlendirdi.

Avrupa’nın doğusunda Avrupa Birliği’nin (AB) hemen sınırlarında yaşanan Rusya Ukrayna savaşı Dünya siyasetinin merkezine oturdu. Savaşta iki aya yakın bir süre geride kalırken Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre 3,5 milyon insan mülteci konumuna düştü. Her savaşta olduğu gibi burada da özellikle kadın ve çocuklar en ağır risklerle karşı karşıya kaldı. Ukrayna hükümeti 18-60 yaş arası erkeklerin ülkeden çıkmasına izin vermediğinden özellikle sadece babası hayatta olan veya sadece babasının bakımını üstlendiği çocuklar tek başlarına seyahat etmek zorunda kalıyorlar. Başdaş, sınırda görev yapan sivil toplum kuruluşlarında çalışanların ve gazetecilerin verdiği bilgilere göre, Ukrayna sınırında ve hatta Almanya’da insan ticareti yapan kriminal organizasyonların çok aktif olduğunu, çok sayıda çocuğun da kayıp olduğunu söyledi.

Dr. Begüm Başdaş, devletlerin Ukrayna’dan çıkan mültecilerin güvenliğini sağlamakta yetersiz kaldığını mültecilere ana yardımı yine sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştirdiğini anlattı.

"HER SINIR İÇERİSİNDE AYRIMCILIĞI VE ŞİDDETİ BARINDIRIR"

Her sınırın içerisinde ayrımcılık ve şiddet barındırdığını söyleyen Başdaş, Polonya-Ukrayna sınırı hakkında Uluslararası Af Örgütü’nün de farklı kuruluşların raporlarına Ukrayna’dan çıkıp Polonya’ya sınırına gelen insanların farklı farklı ayrımcılığa uğradıklarının yansıdığını ifade etti. Başdaş, Nijerya, Hindistan, Bangladeş gibi ülkelerden Ukrayna’ya eğitim amacıyla gelen çok sayıda yabancı öğrencinin çıkışlarda şiddete maruz kaldığını, sınırlardan çıkışlarda engellendiğini ayrıca aynı şekilde Romanların ve transların da aynı biçimde sınırlardan çıkışlarında sorun yaşadıklarını söyledi.

"UKRAYNA ÖRNEĞİNDE AB’NİN İSTERSE MÜLTECİLER İÇİN ORTAK BİR İRADE KURABİLDİĞİNİ GÖRDÜK"

AB’nin hataları da olsa insanların hızlı bir şekilde AB sınırlarına ulaşmasını sağlayabildiklerini, uzun soluklu olmasa da bir çözüm üretebildiğini, insanlara kucak açabildiğini görüyoruz diyen Başdaş, ama Polonya sınırının diğer tarafında hala Irak’tan, Suriye’den Afganistan’dan gelen mültecilerin Polonya-Belarus arasında sıkışmış ormanlarda ölüm riskiyle karşı karşıya kaldıklarını hatırlattı. Başdaş, "aynı durumu Türkiye-Yunanistan sınırında da yaşıyoruz. Yunanistan hükümeti Ukraynalı mültecileri ‘gerçek mülteci’ olarak tanımladı" dedi.

18 Mart 2016 da imzalanan Türkiye-AB Mülteci Mutabakatı 6. Yılına girdi. Başdaş, AB ve Türkiye arasında yapılan Mülteci Mutabakatı’nın hem Türkiye’yi hem Yunanistan’ı yok sayan bir mutabakat olduğunu ve insani hiçbir tarafının olmadığını söyledi. Hak alanından baktığımızda mülteci hayatlarını pazarlık konusu haline getiren bir mutabakat olduğuna dikkat çekti. Türkiye içinde mültecilerle ilgili yapılan araştırmalarda Türkiye’nin yüzde sekseninin ülkede mülteci istemediğini söyleyen Başdaş, Türkiye’de ırkçılık ciddi bir sorun haline geldi ve sokakta mültecilerin can güvenliği tehdit altında olduğunu bunun da AB-Türkiye mutabakatının ve Türkiye’deki hükümetin de herhangi bir muhalefetin de sürdürülebilir bir göç politikasının olmamasının doğurduğu bir sonuç olduğunu söyledi.
 

 

 

Öne Çıkanlar